en iyi casino siteleri deneme bonusu
istanbul escort istanbul escort bayan
Yılmaz Güney polemiği… Konu yargıda… Ümit Özdağ bu işin neresinde

Yılmaz Güney polemiği… Konu yargıda… Ümit Özdağ bu işin neresinde

ABONE OL
26 Eylül 2022 14:43
Yılmaz Güney polemiği… Konu yargıda… Ümit Özdağ bu işin neresinde
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Dinlemek için tıklayınız

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, geçtiğimiz hafta katıldığı bir Youtube yayınında Yılmaz Güney hakkında “Tam bir lümpen serseri” ifadesini kullandı.

Bunun üzerine, Güney Ailesi de (Mirasçıları) “Kişinin hatırasına hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçlarını işlendiği şüpheye yer vermeyecek şekilde açıktır” diyerek, savcılığa suç duyurusunda bulundular.

T24 yazarı Adnan Ekinci “Yılmaz Güney lümpen miydi?” başlıklı yazısında Yılmaz Güney’e yapılan ‘lümpen’ etiketlemesinin yeni olmadığını ifade ederek, “Şikâyet dilekçesinde kin ve düşmanlığa tahrik edildiği belirtilen halkın, sevdikleri ve saygı duydukları bir sanatçıya karşı yıllardır sürdürülmeye çalışılan bu tür karalamalara alışık olduğu ve çok fazla tınlamadığı, herkes tarafından bilinir.” dedi.

Adnan Ekinci şunları yazdı:

‘Lümpen’ konusuna gelince, oldukça soyut bir kelimedir. İlk olarak Karl Marx’ın “ Lümpen Proletarya” diye sözünü ettiği ve ‘Sınıf bilincinden uzak, Sosyalist devrime zararlı olabilecek kişi’ anlamında kullanıldığı biliniyor.

Eskiden olsa, Ümit Özdağ’ın bu benzetmesinin Marx’a gönderme yaptığı iddiasıyla, bir savcı tarafından “Demek Türkiye’de sınıfların varlığından söz ettin ha!” diyerek, hakkında TCK 141-142’den dava bile açılabilirdi.

Ümit Özdağ’ın ‘lümpen’ kelimesini kullanmaktaki asıl muradı farklıdır. Bu yakıştırmanın, Türkiye’deki karşılığı olan, “Ortalama bir kültürden yoksun, politika ve sosyal konulara karşı ilgisiz, hayatı lay lay lom olarak algılayan kişi, şahıs” anlamında kullandığını tahmin ediyoruz.

Bu haliyle, Yılmaz Güney’i genel olarak tanımlayan bir kelime değildir. Belki, 1970 öncesindeki yaşamı ve neden olduğu bazı olaylara ilişkin hatırlatmalar taşıyabilir, ama tek başına yetersiz kalır.

Bu nedenle mahkeme, muğlak bir kelime olan ‘lümpen’ yerine, ‘serseri’ ifadesine yüklenebilir.

Çünkü mahkemeler, “ Karaktersiz, dinsiz imansız, sen bir zavallısın, ikiyüzlüsün, sen insan mısın, karı gibi adamsınız, seni paramla satın alırım, yalan söylüyorsun, tombaladan müdür” türü soyut ifadelerin hakaret olmadığına dair, Yargıtay kararları olduğunu bilirler.

Davayı kim kazanır?

Eğer mahkeme, Yılmaz Güney’in hem serseri, hem de lümpen olduğuna karar verirse, Güney Ailesi davayı kaybetmiş olacak, bazı çevrelerin ekmeğinin üzerine hiç yoktan kaymaklı bal sürülmüş olacaktır.

Asıl merak konusu, mahkeme lümpen olduğuna kanaat getirirse, bu tespitin Marx’ın söz ettiği şekliyle mi, yoksa yerli standartlar ölçeğinde mi olacağı üzerine olacaktır.

Yok, Ümit Özdağ davayı kaybeder ve kesinleşirse, mahkemenin belirleyeceği hapis cezası ve para cezasına mahkûm olacak, yarattığı sansasyonla gündemde kalmış olmayı, kâr sayacaktır.

Konuyla ilgili soru/cevap

Güney Ailesi neden şikâyette bulundu?

Güney Ailesi’nin böyle bir girişimde bulunması, kamuoyu önünde Ümit Özdağ’ın ithamlarını kabul ediyormuş pozisyonuna düşmüş olmamak için, düşünülmüş olabilir.

Mirasçılar ölen kişi adına neden dava açabiliyor?

Ölmüş de olsa kişilik haklarına yapılmış saldırı veya hakaret, mirasçıların kişilik haklarına da yapılmış sayılıyor. Örnek olayda olduğu gibi, Yılmaz Güney’in ailesinin suç duyurusunda bulunma hakları var. Hatta, karşı tarafa tazminat davası bile açabilirler.

Şikâyet bulunmak şart mı?

Bir hakaret suçundan bahsedebilmek için, önce bir şikâyetin olması gerekir. Ancak, bir kamu görevlisine, yaptığı görev nedeniyle hakaret edildiği hallerde, şikâyete tabi değildir, savcılık kendiliğinden soruşturma başlatabilir.

(Sisi’nin savcılığa başvurarak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle, sanatçı Yeşim Salkım hakkında suç duyurusunda bulunmuş olması, başka bir bahistir)

Şikâyetçi ile davalı arasında uzlaştırma mümkün mü?

Vatandaş düzeyinde, hakaret suçunun kovuşturulması için önce uzlaştırma prosedürünün uygulanması gerekir. Taraflar arasında uzlaşma sağlanamazsa soruşturma açılır.

Ancak, kamu görevlisine veya Cumhurbaşkanına yapılan hakaret suçu uzlaştırma kapsamında da değildir, doğrudan yargılamaya geçilir.

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP