Van Aanholt: “Galatasaray’a gelme nedenim Terim’dir!”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Dinlemek için tıklayınız
Galatasaray‘ın Hollandalı sol beki Patrick van Aanholt, Galatasaray Dergisi’nin Haziran sayısına açıklamalarda bulundu.

İşte Patrick van Aanholt’un açıklamaları:

Patrick, ilk olarak bize kendinden biraz bahseder misin? Nasıl bir çocukluk geçirdin?

Çocukluğum çok güzel geçti. Bir erkek kardeşim ve dört kız kardeşimle beraber Hollanda’da büyüdüm. Aile bağlarımız güçlüydü. Ama çocukluğum çok da uzun sürmedi çünkü kendimi futbola ve futbol antrenmanlarına odaklamıştım. Sanırım 14 veya 15 yaşında iken Hollanda’dan ayrıldım ve Chelsea’ye gittim. Çocukluğumdan itibaren evde topla oynuyordum. Amcam ve halam bu durumu fark etti ve yerel bir takımda oynamam gerektiğini söyledi. Bir gün amcam bisikletiyle beni antrenmana götürdü ve bu şekilde başlamış oldum.

Futbola nasıl başladın? Seni futbol oynamaya iten birileri ya da bir şeyler oldu mu?

Çocukluğumdan itibaren evde ve sokakta hep futbol oynuyordum. Amcam ve halam bu durumu fark etti ve yerel bir takımda oynamamı gerektiğini söyledi. Bir gün amcam bisikletiyle beni antrenmana götürdü ve bu şekilde başlamış oldum.

Futbola doğup büyüdüğün Hollanda’da başladın… Önce Den Bosch ve PSV altyapısı ardından dünya devi Chelsea’ye transfer oldun. Chelsea’ye transferin nasıl gerçekleşti?

Çok hızlı bir şekilde geldi. Den Bosch’ta 5 sene oynadıktan sonra, PSV’nin alt yapısına geçiş yaptım. PSV’de oynarken Hollanda U17 Milli Takımıyla Avrupa kupalarına katıldım. Bu nedenle İngiltere’ye karşı oynadık. Sanırım elemelerde karşı karşıya geldik ve maçı kaybettik. Fakat bir sonraki maçta, Chelsea yetkililerinin oynayacağımız maçı izlemeye geldiklerini ve benimle ilgilendiklerini duydum. Aradan 1 veya 2 hafta geçtikten sonra menajerimi aradılar ve menajerimde beni arayarak Chelsealnin benimle ilgilendiğini söyledi.

Uluslararası alanda üst düzey bir futbolcu olmak ne gerekiyor sence? Bir futbolcunun bu seviyelere gelmesi için hangi kişisel niteliklere sahip olması önemli?

Üst düzeyde bir oyuncu olmak istiyorsanız bütün hayatınızı feda etmeniz ve o hayatınızı üst seviyede korumanız gerekiyor. Bunun için vücudunuzu, saha dışındaki ailenizi mental olarak feda etmeniz gerekli. Ulaşmak istediğiniz noktaya gelmek için her şeyi feda etmek gerekiyor. Arkadaşlarınız bazen dışarı çıkmak ister fakat siz dışarı çıkamazsınız çünkü antrenmanınız vardır.

İleri gitmek için gerekli olan zihinsel zorluklar, alışkanlıklar ve irade bu noktada ortaya çıkar. Zorlayıcı bir süreçti. Genç olduğum zaman bütün arkadaşlarım futbolcu olmak istediğimi biliyordu. Onlar sola doğru gittikleri zaman ben sağa doğru gidiyordum ve bu şekilde bu kadar ileriye doğru gidebildim.

Bir futbolcu kendini nasıl geliştirir? Antrenmanda mı, evine gittiğinde mi, başkalarının maçını izlediğinde mi? Kendisinin nasıl oynadığını değerlendirerek mi? Senin uyguladığın metot nedir?

Her şeyle gelişebilirsiniz. Antrenman yaparak, çok fazla futbol maçı izleyerek. Gerçek anlamda gelişmek için kendi oynadığınız maçları tekrar izleyerek kendinizi geliştirebilirsiniz. Yaptığınız hatalardan ders çıkarıp daha iyisini yapmaya çalışırsınız. Tabii bunun haricinde takım arkadaşlarınızı, daha tecrübeli oyuncuları dinlemek genç bir oyuncu olarak size avantaj sağlar. Bu tür şeyler bir araya geldiği zaman gelişirsiniz. Eğer öğrenmeye niyetliyseniz, kabul etmeye niyetliyseniz o zaman zihinsel olarak güçlenirsiniz ve istediğiniz hale gelirsiniz.

Türk futbolunu, Ingiltere veya Hollanda ile karşılaştırmanı istesem, nasıl bir yorumda bulunursun?

Aslında benim için en iyi olan İngiltere’dir, yani Premier Lig… 15 sene orada kaldım. Buraya geldiğimde ve insanlar bana Türkiye Ligi’nin iyi olmadığını söyledikleri zaman burada geçirdiğim 1 senenin sonunda yalan söylediklerini düşünüyorum. Burada oynayan takımların seviyesi bence yüksek. Hepimiz futbol oynamak istiyoruz ve bazı takımlar gerçekten çok iyi futbol oynuyorlar. Türkiye Süper Ligi’nin o kadar da iyi bir lig olmadığını söyleyen insanlara şaşırıyorum çünkü burası gerçekten iyi bir lig. Buraya geldiğimde ligi çok sevdim. Lig oldukça iyi. Tabii geldiğimde uyum sağlamam gerekti. Premier Lig’de o kadar uzun süre oynadım ki geldiğim yeni ülkeye alışmam, yeni takımıma uyum sağlamam, yeni bir lige uyum sağlamam zaman aldı.

Bize Galatasaray’a transfer sürecinden bahseder misin?

Aslında ilgi uzun zaman önce başladı. Sanırım geçen sene ocak ayındaydı, bir gün menajerim aradı. Bana Galatasaray’ın ve Fatih Terim’in beni istediğini söyledi. Bu teklif benim de ilgimi çekti fakat Crystal Palace ile 6 aylık kontratım daha vardı. Kulüp yetkililerine öncelikle Hollanda Milli takımıyla Avrupa Şampiyonasına gitmek istediğimi ve sonrasında ne olacağını görüp karar alacağımı söyledim. Bu süreçte kulübün, menajerlerin ve taraftarın beni gerçekten istediğini hissettim.

Gördüğüm istek, Galatasaray’ı seçmemi kolaylaştırdığını söylemeliyim. Ve tabii Fatih Terim için de oynamayı istiyordum. Türkiye’deki büyük efsane. Onun adına oynamak benim için bir onurdu.

Sezona Fatih Terim ile başladınız. Yeni bir yapılanma vardı. Ancak işler planlandığı gibi gitmedi… Düşüncelerin neler bu konuyla ilgili?

Fatih Terim olmasaydı burada olmazdım. Galatasaray’da olmamın nedeni kendisidir. Efsane için yani Fatih Hocamız için burada oynamak istedim. Yeni bir adım atıp, genç bir takım yeni bir takım kurmak istedik fakat tecrübeli oyunlarla genç oyunları bir araya getirip bir takım oluşturmak zaman ister. Daha önce de söylediğim gibi yeni bir takımın uyum sağlaması için zamana ihtiyaç vardır. Maalesef bu sezon, bu takımla çok ilerleyemedik ama bu deneyimden çıkarmamız gereken dersleri çıkardık. Yeni sezonla, birlikte yeni hedeflerimizi belirlememiz gerekecek. Yeni sezon, yeni hedefler demek. Gelecek sezon Galatasaray’ı tekrardan en üst sıraya çıkarmak için çalışacağız.

Galatasaray’da oynamak gerçekten büyük bir baskıyı da beraberinde getiriyor… Bir yanda taraftarlar, diğer yanda medya… Bununla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Ben tüm hayatım boyunca baskıyla uğraştım. Tüm hayatım boyunca medyayla uğraştım. İngiltere’deki medya, İngiltere’deki baskı bu konuda alışkanlık kazanmamı sağladı. Ne yazık ki Türkçe bilmiyorum ve söylenenlerin hepsini anlamıyorum. Benim durumun daha farklı çünkü gazeteleri okumuyorum, televizyon seyretmiyorum. Hepsinde Türkçe konuşuluyor. Türk oyuncuların üzerinde olan baskı daha fazla ama dediğim gibi baskıyla tüm hayatım boyunca uğraştım. Buna alışkınım. Baskı altında oynayabiliyorum.

Ligden farklı olarak takım Avrupa maçlarında çok iyiydi. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Süper Lig ile Avrupa Ligi arasında nasıl bir fark vardı bilemiyorum çünkü oynayan takım aynı takımdı. Bunun nedeni belki baskı veya Avrupa kulüplerinin bizim oyun tarzımıza uyumuyla alakalı olabilir. Ancak Avrupa Liginde bu kadar iyi olup, Süper Lig o iyi bir sonuç çıkaramamızla ilgili olarak herhangi bir mazeretimiz yok.

Domenec Torrent hakkında düşüncelerin neler?

Onu seviyorum. İyi bir hoca. Oyuncularından ne beklediğini biliyor. Oldukça tecrübeli. Uzun yıllar yardımcı hocalık yapmış, takımı nasıl çalıştırması gerektiği ve takımı nasıl hazır tutması gerektiğini biliyor. Onunla ilgili kötü bir şey söyleyemem. İyi bir hoca ve onunla beraber de çalışmayı seviyorum.

Kendi performansın ve takım perormansı ile ilgili senden bir sezon değerlendirmesi istesem…

Benim için burada ilk sezondu ve uyum sezonuydu diyebilirim. Takıma, lige, dile uyum sağlamak zaman alıyor. Sezon bitti ve sanırım neredeyse tüm maçlarda oynadım. Ligde 2 gol attım ve birkaç asist yaptım. Benim için yeterli değil. Buraya kendimle ilgili büyük beklentilerle geldim.

Taraftarlarımıza ve kendime, goller atacağıma ve asistler yapacağımla ilgili söz verdim. Ancak yeni takımına uyum sağlamanın da benim için zor olduğunu anlamaları gerekiyor. Yeni sezonla birlikte kendime yeni hedefler belirleyeceğim ve tarafların benimle gurur duymasını sağlayacağım.

Bu sezon Avrupa’da 1 ligde ise 2 gol attın. Senin için en iyi gol hangisiydi?

Rizespor’a karşı attığım ikinci gol bence bu sezonun en iyisiydi. Soso’yla beraber yaptığımız verkaç pası sonrasında attığım gol mükemmeldi.

Boş zamanlarını nasıl geçirirsin?

Boş zamanlarımı ailemle geçiriyorum. 3 tane çocuğum var. 3 tane çok güzel oğlum var. Eşim ve onlarla zaman geçiriyorum. Bu benim için en önemlisi.

İstanbul hakkında ne düşünüyorsun? Şehirle ilgili en çok neyi seviyorsun? Ya da sevmediğin yönleri neler?

İstanbul’u çok seviyorum. Çok güzel bir şehir olduğunu söyleyebilirim. Tek sorunu trafik. Ama çok sevimli bir şehir. Çocuklarım ve eşim burayı çok seviyor. Benim için de en önemlisi bu. Aileniz burada mutluysa, sizde mutlusunuz.

Son olarak Galatasaray taraftarına mesajınız nedir?

Bu sezon hem unutulması gereken hem de unutulması gereken bir sezon çünkü inişler ve çıkışlar oldu. Avrupa Liginde iyi işler yaptık ama Süper Lig’de iyi şeyler yapamadık. Bu sezondan tecrübeler edindik, kazanan bir takım inşa etmek zaman alır. Gelecek sezon Galatasaray’ı taraftarlarımızla beraber ait olduğu birinciliğe taşıyacağımızı umuyorum.

KISA KISA

Türk mutfağından favori yemeğin?

Baklava. Bayılıyorum. Çok yemiyorum. Yemek olarak birçok favorim var.

Maç öncesi totem ya da herhangi bir ritüelin var mı?

Yok. Sadece müzik dinliyorum.

En sevdiğin müzik türü/ şarkı/sanatçı?

Favorim yok. RNB ve Hip Hop dinliyorum. Slow Jams ve Latin Amerika müzikleri dinliyorum. Genel olarak sevdiğini parçaları dinliyorum.

Son okuduğun kitap?

Bilmiyorum, tatillerde çok fazla kitap okumuyorum.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Van Aanholt: “Galatasaray’a gelme nedenim Terim’dir!”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir