Her birimiz farklı yataklarda uyuyoruz. Belki bir su yatağı belki de hafif sert bir yatak sizi tüm günün yorgunluğundan uzaklaştırıyor. Uyku pozisyonlarımız ise birbirimizle benzerlikler taşıyor. Bazı insanlar sırtüstü veya yüzüstü uyurken, bazıları bacakları bükülü olarak yan yatıyor. Ne olursa olsun uyku pozisyonunuz öylesine bir tercih olmuyor.
Vücudumuz uykuda yenileniyor ve uyandığımızda, kendimizi dinç ve yeni gün için hazır hissediyor ya da hissetmeye çalışıyoruz. Uyuduğunuz pozisyon da omurga sağlığınıza varıncaya kadar sizi doğrudan etkiliyor. Bazen de hayatımızın bir noktasında boyun veya sırt ağrısı ile uyanıyoruz ve tabii ki bu durumdan uyku pozisyonumuz suçlu oluyor. Sağlıklı bir omurganın yolu onu nötr tutmaktan geçiyor. Nötrlük ise omurganın düz olması demek.
Sırt ve boyun ağrısına neden olacak bir uyku pozisyonu ile iyi bir uyku pozisyonu arasındaki farkları öğrenmek ister misiniz? Baş, boyun ve omurganın nötr pozisyonda olup olmadığı sorgulanarak uyunmalı. Karın üstü yatmaktan da imtina edilmeli. Bu pozisyon omurga hizasını desteklemezken, eklemlere de baskı uygular. Nefes zorluğu da yaşatarak, başı yana doğru dönmeye zorlar. Bu durumda boynunuzu bükerek daha da sorun yaşarsınız.
Hangi pozisyonda hangi sorunlar yaşanabilir?
Kırışıklık yaşarsınız
Yaşlanmanın etkilerinden biri olan kırışıklıkları, uyku pozisyonunuz da etkiler. Yapılan bazı çalışmalar da en yaygın kırışık türünün, kasların tekrar eden hareketlerle çekilmesinden kaynaklanan dinamik kırışıklıklar olduğunu gösterir. Uyku kırışıklıkları farklı bir mekanizma ile çalışır ve gece uyurken yüzünüzü nasıl konumlandırdığınız önemlidir.
Cilt baskılanır
Yüzün yastığa bastırılmasından dolayı cilt bozulmaları yaşanabilir. Uyku kırışıklıkları da ortaya çıkarken, belirli bir uyku pozisyonunda uyuyanların, aynı pozisyonda uzun süre cildini yatağa bastırdığı görülür. Bu da gülme veya kızma esnasında ortaya çıkan kırışıklıklardan önemli ölçüde farklıdır.
Yüzüstü yatmaktan kaçının
Yüzüstü yatmak da cildi baskılar. Gençken yüksek kolajene sahip olan cilt, bu baskıdan çabuk kurtulur. Ancak yaşlandıkça bu pozisyonda yatmak, uyku kırışıklıklarını da beraberinde getirir.
Pozisyonunuzu belirleyin
Sırt ve bel ağrıları çekmemek, duruş bozukluklarına sebebiyet vermemek için ideal uyku pozisyonuna dikkat edilmeli. Bu pozisyonun kişiselliği de gözden kaçırılmamalı.
En popüler olan cenin pozisyonu
Bacakları karın kısmına çekerek uyuduğunuz cenin pozisyonu, en popüler uyku şeklini oluşturuyor. Sırt ağrısına iyi gelen uyku pozisyonunu, horlama problemi yaşayanlar da kullanabiliyor. Ancak karın bölgesinin sıkıştırılmasıyla nefes darlığı yaşandığı da unutulmamalı.
Karın üstü yatmayın
Çok sağlıksız yatış pozisyonlarından biri, karın üstü yatmak. Horlama ve uyku apnesi olanlar için iyi bir pozisyon gibi görünmesine rağmen çok sağlıksız bir duruş şekli. Bu pozisyonda uyumak sırt ve boyun ağrısı, kaslarda gerilme, mide rahatsızlıkları ve uzuvlarda uyuşma gibi olumsuzlukları beraberinde getiriyor.
Sırt üstü yatabilirsiniz
Sırt üstü yatmak, en çok tavsiye edilen pozisyonlar arasında yer alıyor. Omurganın şeklini koruyan bu pozisyon, bel ve diz ağrılarını engelliyor. Diz altına koyacağınız bir yastık ile sırtın doğal kıvrımı korunabiliyor. Ancak uyku apnesi ve horlama problemi olanlar için sırt üstü yatmak zor olabilir. Sırt probleminiz varsa bu pozisyonda uyurken sırtınızı ve dizlerinizi desteklemelisiniz.
em vücut hem de zihin sağlığı için büyük önem taşıyan uyku, gün boyu yorulan bedeni dinlendiriyor. Uyku esnasında yaşanan problemler hastalıklar hakkında ipuçları veriyor.
Stanford Üniversitesi’nden Emmanuel Mignot’un da aralarında yer aldığı bilim insanları tarafından yapılan çalışmalara göre; uyku yaşı ile ölüm riskinin doğrudan bağlantılı olduğu kanıtlandı. Özellikle geceleri uyku bölünmesi yaşayan kişilerin bu riski daha çok taşıdığı söylenirken uykunun birçok rahatsızlıkta ilk bozulan şeylerden biri olduğu ortaya çıktı.
UYKU KALİTESİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER KÖTÜ SAĞLIĞIN BELİRTİSİ
Kişilerin uyku sırasındaki vücut hareketleri, nefes alıp vermeleri ve kalp atışları ile ilgili 12 bin çalışmayı inceleyen bilim insanları uyku bölünmesinin ölüm riski ile doğrudan bağlantılı olduğunu ortaya çıkardı.
Uyku yaşı, insanların sağlıklarıyla bağlantılı uyku özelliklerine dayanan tahmini yaşı olarak biliniyor. Genele bakıldığı taktirde insanlar farklı yaşlarda farklı uyurlar ancak uyku kalitesindeki değişiklikler her yaşta kötü sağlığın ilk belirtilerinden biri olarak göze çarpıyor.
PARKİNSON HASTALIĞINDA UYKU ÖNCEDEN UYARI VERİYOR
Digital Medicine dergisinde yayınlanan araştırmada Parkinson hastaları bu duruma örnek gösterildi. Yapılan çalışmalara göre, Parkinson hastalarında diğer semptomların ortaya çıkmasından yaklaşık 5 ya da 10 sene önce, hastaların çoğunun kabuslar gördüğü, uykularında bağırdıkları hatta duvarları yumrukladıkları gözlemlendi.
ÖLÜM RİSKİNİN BELİRTİLERİ
Yapılan araştırmaya göre, insanların geceleri birkaç kez hatırlamadan kısa süreliğine uyanması, ölüm riskinin en önemli semptomlarından biri. Fakat bu uyku bölünmesi çoğumuzun yaşadığı uykusuzluk ya da uyku apnesi gibi uyku sorunlarından daha farklı. Uzmanlar riskli uyku bölünmesi yaşayan insanların bunu hatırlamadığına dikkat çekiyor.
SEBEBİ ARAŞTIRILIYOR
Uyku bölünmesinin ölüm riski ile doğrudan bağlantısı kanıtlansa da uzmanlar bunun tam olarak sebebini belirleyebilmiş değil. Yapılan çalışmaya katılan doktor Mignot konuya ilişkin açıklamasında şu sözleri sarf etti: Uyku bölünmesinin sağlığa neden bu kadar zararlı olduğunu belirlemek, gelecekte araştırmayı planladığımız bir konu.
KRONOJİK YAŞLARI İLE UYKU YAŞLARI KULLANILDI
Çalışmaya katılan bilim insanları ilk olarak belirli bir yaşta ortalama uykunun nasıl olacağını ortaya çıkardı. Sonrasında 12 bin çalışmada yer alan insanların verilerini kullanarak bunu uyku yaşlarını tahmin etmek için kullandılar.
Kişilerin kronolojik yaşları ile uyku yaşları arasındaki farkı kullanan araştırmacılar bunun ölüm oranlarını nasıl etkilediğini belirledi. Araştırmanın sonucunda artan ‘Uyku Yaşı’ ‘uyku bölünmesi’ ile doğru orantılı çıktı.
UYKU YAŞI DEĞİŞEBİLİR
Artan uyku yaşı ölüm riski ile doğru orantılı fakat haberler tamamıyla kötü değil. Bilim insanlarına göre uyku yaşının değişmesi mümkün. Düzenli saatlerde uyumak ve uyanmak, uykunuzu iyileştirmenin en önemli faktörlerinden biri.