Türk milletinin 1058’den 1918’e kadar birleşik Avrupa kıtasına ve Hristiyan medeniyetine karşı tek başına İslam’ın kılıcı ve kalkanı olduğunu belirten Özdağ, “Türk milletinin canını, Türk kanını, Türk milletinin malını bu dünyayı savunmak için sonuna kadar harcadık. Bir defa 1914’te yardım istedik, alamadık” diye konuştu.
Özdağ, bugün kendilerine “Gelin, birlikte gidip Filistin’e savaşalım” denilmesi halinde buna yönelik yaklaşımlarını şöyle sıraladı:
“Filistin davası, İslam davası değildir. Filistin davası, Türk milletinin davası değildir. Filistin davası, Filistinli Arapların davasıdır. Filistin davası, nasıl İslam davası olsun? Filistin Kurtuluş Örgütünün içerisinde Filistinli Hristiyanlar da var, Filistinli ateistler de var, Filistinli Müslümanlar da var. Bu, bir dini dava değil bir milli davadır. Biz, Filistin’i vermemek için Hristiyan ordusuyla savaştık. O zaman yanımızda değildiniz. Öte yandan Kudüs meselesini bir Arap, Filistin davasından ayrı görürüz. Zafer Partisi olarak ve Kudüs’ü de İsrail’in başkenti olarak kabul etmeyiz.”
Türk milliyetçiliğinin ekonomik ve politik olarak daha hiçbir ciddi sonuç almadan Birinci Dünya Savaşı’nın başladığına dikkati çeken Özdağ, sonucunda büyük ve yok oluşun eşiğine getiren mağlubiyetin yaşandığını belirtti.