TRABZON’da Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Uluslararası İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık’ Konferansı’nın (ICEARC’23) açılışında konuşan Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, ‘Belki Trabzon depremzede olma ve depremlere uğrama konusunda 3 ve 4’üncü derece kılınabilir ama heyelan ve sel baskınları konusunda neredeyse 1’inci sıradayız. Öyleyse şehirleşmemizi de inşaatlarımızı, binalarımızı, köprülerimizi, yollarımızı, viyadüklerimizi, tünellerimizi de bu gerçeği göz önünden ayırmadan yapmak mecburiyetindeyiz’ dedi.
KTÜ’de geleneksel olarak 2 yılda bir düzenlenen ‘Uluslararası İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Konferansı’nın (ICEARC’23) 3’üncüsü 12 ülke ve Türkiye’den 85 üniversiteden bilim insanının katılımıyla başladı. 14 Ekim’e kadar devam edecek konferansta inşaat mühendisliği, mimarlık gibi alanında uzman kişiler, 50 oturumda sunumlar yaparak ilgili bilimlerde yeni teknolojik gelişmeleri anlatacak. Dünya genelindeki depremlerde yaşananlardan örnekler verilecek konferansta, 6 Şubat’ta meydana gelerek 11 ilde binlerce ölüme neden olan Kahramanmaraş merkezli depremler özelinde, Türkiye’nin deprem gerçeği ve alınabilecek tedbirler masaya yatırılacak. Çok sayıda bilim insanının katılımıyla başlayan konferansın açılış törenine Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürü Uğur Korkmaz, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Atilla Ataman, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ve çok sayıda bilim insanı katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’yla başlayan konferansın açılış konuşmasını yapan KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, ICEARC’23 konferansında bugün düzenlenecek panelde ‘asrın felaketi’ olarak tarihe geçen Kahramanmaraş merkezli depremler özelinde Türkiye’de depremler konusunda alınması gereken önlemlerin tartışılacağını söyledi.
‘DEPREMDE OLMASA DA TRABZON HEYELANDA NEREDEYSE 1’İNCİ SIRADA’
Prof. Dr. Çuvalcı’nın ardından konuşma yapan Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, kentin 1’inci derece deprem bölgesi olmasa da diğer doğal afetlerde ilk sırada yer aldığını hatırlatarak yapıların her türlü afete uygun halde inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Vali Yıldırım, ‘Belki Trabzon depremzede olma ve depremlere uğrama konusunda 3 ve 4’üncü derece kılınabilir ama heyelan ve sel baskınları konusunda neredeyse 1’inci sıradayız. Öyleyle şehirleşmemizi de inşaatlarımızı, binalarımızı, köprülerimizi, yollarımızı, viyadüklerimizi, tünellerimizi de bu gerçeği göz önünden ayırmadan yapmak mecburiyetindeyiz’ dedi.
‘BİNALARIMIZI AFET GERÇEĞİNE GÖRE YAPMAK DURUMUNDAYIZ’
Muş’ta görev yaptığı dönem ve sonrasında bölgedeki depremler sonrasında tecrübe kazandığını ve depremden çok şey öğrendiğini anlatan Vali Yıldırım, ‘1999’dan beri deprem çalışıyorum, 24 yıl oldu. Epeyce eğitimleri alıp eğitimler verdik. Japonlarla da 5 yıl çalıştım. Fakat biz hepsini tekrar tekrar öğrenmek mecburiyetinde kalıyoruz. Şehirlerimizi afet gerçeğine uygun olarak oluşturmak, planlamak ve projelendirmek mecburiyetindeyiz. Binalarımızı da afet gerçeğini hiçbir şekilde göz önünden ayırmadan yapmak mecburiyetindeyiz. 1999’daki depremlerden sonra 2005 yılında yönetmelik değişti, 2009 yılında tekrar değiştirilerek hükümler ağırlaştırıldı. 2013 ve 2018’de bir değişiklik daha yapıldı. Şu anda binalarımızın yapılabilmesi için ön gerilimlerle hesaplamalar 2018 yılında en son değiştirilen deprem yönetmeliğine göre yapılmak mecburiyetinde. Eğer bunu yapmazsak bizler tekrar tekrar yıkılmaya ve aynı acıları yaşamaya devam edeceğiz. Bu bize yakışmaz’ diye konuştu.
‘FELAKETİ BİZİM YANLIŞ UYGULAMALARIMIZ GETİRDİ’
6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerin insanlarda açtığı yaranın büyük olduğunu ifade eden Vali Yıldırım, ’11 şehrimizde ama 81 vilayetimizdeki insanların hepsini gönülden yaralayan büyük bir deprem oldu. Bu depreme ‘asrın felaketi’ dedik ama aslına bakarsanız felaketi bizim yanlış uygulamalarımızın meydana getirdiğini de görüyoruz. Onca insanımız bu hayattan koptu. Çok katı gerçekten mühendislik hesaplamaları ve mühendislerimizin bize gösterdikleri projelerle şehirlerimiz oluşturur binalarımızı yaparsak inanıyorum ki bir daha böyle felaketler yaşamayız. Depremler, seller ve heyelanlar olmaya devam edecektir. Bize düşen bunlara uygun bir yaşama standardını geliştirmektir. Biz bunlarla mücadele edemeyiz ortadan kaldıramayız ama bize zarar vermemesini ya da bizim bu olaylardan zarar görmememizi temin edecek bir yaşama standardı geliştirmemiz mümkündür. Bir yerde deprem olduysa gelecekte de olacaktır. Bir yerde sel olduysa gelecekte yine olacak. Heyelan olduysa gelecekte yine olacak. Kuraklık, fazla yağışlar ve soğuklar yine olacak ama biz buna uygun hayat standardını geliştirmek ve bununla barışık yaşamak mecburiyetindeyiz? dedi.
FULYA ÖZTÜRK VE EMRE ÇAKMAK’A BASIN ÖDÜLÜ
Bu yıl özel olarak konferansta, Kahramanmaraş depremlerinde bölgede yaşayanları dünya kamuoyuna duyuran ve zorlu şartlarda sahada çalışarak kamuoyunu aydınlatan gazetecilerden CNN Türk Özel Haberler Şefi Fulya Öztürk ve CNN Türk Muhabiri Emrah Çakmak’a ‘basın özel ödülü’ takdim edildi. İsrail ile Hamas arasında yaşanan çatışma nedeniyle Gazze’de bulunan gazeteciler törene katılamazken, muhabir Emrah Çakmak videolu mesaj yayınlayarak teşekkür etti. Açılışın ardından organizatör, sponsor, iş birliği yapan kurum ve kişilere plaket takdim edildi.
Konferansın organizasyonunu yapan KTÜ Mühendislik Fakültesi İnşat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Can Altunışık, dünyanın 12 farklı ülkesinden, Türkiye’den de 50 il ve 85 üniversiteden 400’e yakın kişinin katılacağını söyledi. Konferansın, Kahramanmaraş depremlerinin inceleneceği için ayrı bir önemi olduğunu anlatan Altunışık, ‘Depremden sonra göz önünde olan Adıyaman’da İsias Otel, Kahramanmaraş’ta Ebrar Sitesi, Hatay’da Rönesans binası gibi şu an ismi çok basına düşmüş olan binalar var. Bu binaların yıkılmasında etkili olan faktörler, binanın projeye uygunluğu, malzeme değerleri ve zemin etütleri yani binanın projelendirilmesi, yapımı ve bitimine kadar her türlü işin içinde olan kişileri değerlendiriyoruz ve bu binanın yıkılıp insanların ölümünde dahil olan kişiler var mı, bu kişiler kimlerdir, kusur derecelerini belirlemeye çalışıyoruz’ dedi.