Saadet Partisi (SP) Genel Merkezi’nin 81 ilde başlattığı ‘Millet – Vekil Buluşmaları’, SP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan’ın katılımıyla Van’da da gerçekleştirildi. SP Van İl Başkanlığı’nda gazeteciler ile bir araya gelen Arıkan, burada gündeme ilişkin konuştu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Arıkan’ın gündeminin en önemli başlığı yeni anayasa çalışmaları oldu. Sivil bir anayasaya karşı olmadıklarını söyleyen Arıkan, ülkede yaşanan ve kronikleşmiş sorunların çözümü konusunun anayasa ile bir alakasının olmadığını belirtti. Van’da her dört çocuktan birinin sabah okula gitmeden önce evinden aç çıktığını vurgulayan Arıkan, OECD’nin raporuna değinerek şöyle konuştu: “OECD’nin açıklamasına göre yoksul çocukların oranı yüzde yirmi iki. Bizim üzerimizde bir tane ülke var o da Kosta Rika. Birçoğumuz Kosta Rika’nın haritada yerini gösteremeyiz. Van’daki yüz çocuktan 22’si açken Kosta Rika’da yüz çocuktan 27’si aç ve biz dünyada ikinci sıradayız. Bunu konuşamıyoruz. Neyi konuşacağız? Anayasayı tartışacağız.”
‘BUNU KONUŞMAYIP YENİ BİR ANAYASAYI TARTIŞACAĞIZ’
İktidar partisinin 2011 yılında gerçekleştirmiş olduğu mitinglerde yapmış olduğu konuşmalarda 2023 yılı vizyonunu işaret ettiğini belirterek gelinen noktayı anlattı. Arıkan, “Dediler ki ey Vanlı hemşehrim, 2023 yılına geldiğimizde Türkiye dünya ekonomisinde ilk onda yer alacak. O cümlelerin kullandığı tarihte Türkiye, dünya ekonomisinde 17’inci sıradaydı. Bugün Türkiye’yi 21’inci sırada. Bunu konuşabilecek miyiz? Hayır anayasaya tartışacağız. 2023’e geldiğimizde kişi başı milli gelir 25 bin dolar olacak dediler. Bunu dedikleri tarihte 10 bin 500 dolar kişi başı milli gelirimiz vardı. Bugün 9 bin 900 dolar sadece. 2011 yılında 2023’e geldiğimizde enflasyon oranı tek hane olacak dediler. Bunu dediklerinde enflasyon yüzde 10,5’di. Bugün enflasyon kendi rakamlarına göre yüzde 60, gerçek rakamlar ise üç haneli. Bunu konuşmayıp yeni bir anayasayı tartışacağız” şeklinde konuştu.
Arıkan’ın gündeminde düşük emekli maaşları da vardı. Arıkan emekli maaşlarıyla ilgili, “Dün Sayın Cumhurbaşkanı çözüm problemlerine çözüm bekleyen emeklileri hayal kırıklığına uğrattı. Bambaşka şeyler anlattı. Asgari ücretle alakalı bir iyileşme yok. Emekli maaşlarıyla alakalı bir iyileşme yok. Tamamıyla yerel seçimlerde iktidarı alabilmek için kazanabilmek için kullanılan cümlelerden ibaret” dedi.
‘O ARKADAŞIMIZIN CÜMLESİNİN ÇOK YERSİZ BİR CÜMLE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM’
Geçtiğimiz gün Sakarya’da Hizmet İş Sendikası’nın düzenlediği bir toplantıya katılan Ak Parti Sakarya Milletvekili Lütfi Bayraktar, 73 bin TL’yi aşan vekil maaşlarının yetersiz kaldığını belirterek “Bir vekilin masrafları çok ciddi arkadaşlar. Her yaptığımız masraf bize ait ve vekil maaşı dışında bir şeyimiz yok” ifadelerini kullanmıştı. Bayraktar’ın cümlelerinin sorulduğu Arıkan soruyu şöyle cevapladı: “Ben o arkadaşımızın cümlesinin çok yersiz bir cümle olduğunu düşünüyorum. Bugün gerçek anlamda tartışılması gereken Türkiye’deki bütçe açığı, Türkiye’deki faiz giderleri, Türkiye’de insan hakları ihlalleri şeklinde birçok gerekçe sayabilirim. Bu konunun gereksiz bir gündem olduğu kanaatindeyim. 600 milletvekiline ihtiyaç var mı? Bunu tartışalım. Bunu tartışmaya açığız. Ama vekil maaşı üzerinden, vekilin, sosyal hakları üzerinden ülkede tartışma başlatmanın, 7 bin 500 lira emekli maaşıyla geçinen bir insanın olduğu yerde bunu gündem yapmanın ben çok yersiz bir durum olduğu kanaatindeyim.”
‘NE YOKSULLUK BİTTİ NE YOLSUZLUK BİTTİ’
AK Parti’nin ilk kuruluş aşamasındaki söylemler ile gelinen noktadaki söylemleri de karşılaştıran Arıkan, “AK Parti kurulduğunda beş tane fiyakalı cümle kullandı, tabiri yerindeyse ‘biz ülkede yoksulluğu bitireceğiz’ dediler. ‘Yasakları bitireceğiz’ dediler. ‘Mafyalaşmayı bitireceğiz’ dediler. ‘Komşularla sıfır sorun politikası güdeceğiz’ dediler. Bunların hepsi başarısız oldu. Ne yoksulluk bitti ne yolsuzluk bitti. Yolsuzluğu bitirmek gibi bir kaygıları yok. Yolsuzlukları da duyurmamak gibi bir kaygı içerisine girdiler” dedi.
‘BELEDİYE BAŞKANLARININ GÖREVDEN ALINMASI KOCAMAN BİR TİYATRODAN İBARET OLMUŞ’
Bölge belediyelerindeki kayyım uygulamaları ve seçim ittifakı konusunda sorulan soruları da cevaplayan Arıkan, “Halkın desteğini almış, halkın oylarıyla görev başına gelen insanların seçimden önce aday olabilir oldukları yönünde devletin resmî kurumları tarafından belge verilmesine rağmen seçimden birkaç ay sonra görevden alınması kocaman bir tiyatrodan ibaret olmuş. Yerel seçimler ile alakalı ittifaka açık mıyız? Tabii ki açık bir partiyiz biz. Prensiplerimiz belli. Biz hiçbir zaman ittifaklarımıza ‘şu belediyeyi aldığımızda nasıl rant sağlarız, nasıl imar kıyağı yaparız, nasıl ihaleleri kapatırız’ penceresine bakmadık” ifadelerini kullandı.
‘CUMHURBAŞKANI’NIN BELEDİYECİLİK YAPTIĞI DÖNEM DAHA HAYIRLA İFADE EDİLİYORDUR’
Konuşmasının sonunda, Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı döneme değinen Arıkan, “Millî Görüş belediyeciliği Van’da belki de son 50 yılın en önemli hizmetlerini yaptı ve hala bugün özel cümlelerle ifade ediliyor. Bu her yerde böyle. İstanbul’da Sayın Cumhurbaşkanı’nın belediyecilik yaptığı dönem, eminim ki bugün cumhurbaşkanlığı döneminden daha hayırla ifade ediliyordur ki kendisi de sık sık 94 ruhuna işaret ediyor. ‘Belediyecilikte 94 ruhuna döneceğiz’ diyorlar. Ancak AK Parti’nin belediyecilik serüveni 2004’te başlıyor. ‘2004 ruhu’ demekten ziyade ‘94 ruhu’ diyerek o Refah Partisi’nin, Saadet Partisi’nin belediyecilik yaptığı günlere işaret ediliyor” şeklinde konuştu.
Aynı esnada Ankara’da basın toplantısı düzenleyen SAADET Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
SİYONİSTLER AK PARTİ İLE SAADET’İN FARKINI İYİ BİLİR: Çünkü onlar çok iyi biliyorlar ki; değil tek başına iktidar olması, Milli Görüş’ün iktidar ortağı olduğu bir dönemde ülkemizin Cumhurbaşkanının, Siyonistlerle sarmaş dolaş olamayacağını!
Çünkü onlar çok iyi biliyorlar ki; Saadet Partisi’nin hükümette yer aldığı bir denklemde para bulmak için uluslararası tefecilerin kapı kapı gezilmeyeceğini!
Çünkü onlar gayet iyi biliyorlar ki; biz gelince BOP’u yırtıp atacağımızı, faizcileri kapı dışarı edeceğimizi, ekonomi yönetiminde bildikleri gibi at koşturamayacaklarını!
Geçmişte de Erdoğan ve Erbakan farkını da çok iyi biliyordu onlar, Ak Parti ile Saadet Partisi’nin farkını da çok iyi biliyorlar bugün.
Saadet Partisi iktidarda olacak da; emeklilerimize 7 bin 500 lira reva görülecek, mümkün mü?
Saadet Partisi iş başında olacak da; IMF reçeteleri farklı ambalajların içinde uygulamaya konulacak, mümkün mü?
Milli Görüş anlayışı değil 22 yıl, 22 ay iktidarda kalacak da; hem yüksek enflasyon hem yüksek faiz hem de yüksek kur sarmalına girilecek, Allah aşkına olacak şey midir bu?
KAÇ ERDOĞAN VAR: “Vatanı satmak nasıl olur biliyor musunuz? Vatan satmak, bu topraklarda bin yıllık ortak geçmişi olan insanların birliğini, beraberliğini, kardeşliğini sağlayamayarak, ülkenin maddi, manevi kayıplara uğramasına göz yummakla olur. Vatanı satmak, yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur.”
27 Şubat 2015 tarihli bu konuşmayı kim yapmış biliyor musunuz? Sn. Erdoğan! Bu cümlelerin ve ardından bugün yaşadıklarımızın takdirini ben aziz milletimize bırakıyorum.
Ancak karşımızda kaç Erdoğan var, doğrusu merak ediyorum. Hangisi gerçek Erdoğan? Biz hangi Erdoğan’ı muhatap almalıyız, doğrusu şaşırıyoruz.
Seçim öncesi Nevşehir’deki mitinginde Netanyahu’yu katil ilan eden Erdoğan’ı mı, yoksa seçimlerin ardından New York’ta Netanyahu ile sarmaş dolaş pozlar veren Erdoğan’ı mı?
Seçim öncesi faiz lobilerine heyheylenen Erdoğan’ı mı, yoksa seçim sonrası faiz üstüne faiz arttıran, faiz lobileriyle seri toplantılar yapan Erdoğan’ı mı?
Seçim öncesi işçiye, memura, emekliye, gençlere ve ev hanımlarına vaatlerde bulunan Erdoğan’ı mı, yoksa seçimlerin ardından hepsini unutan Erdoğan’ı mı?