Dinlemek için tıklayınız

Rize’nin Kalkandere ilçesine bağlı Cevizlik mahallesinde yapılan yol çalışması nedeniyle arazisinin kendi rızası olmadan zorunlu istimlak edilmesine ve 20 hayvanını barındırdığı ahırlarının yıkılmasına geçen günlerde tepki gösteren ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım isteyen Kezban Yılmaz, bugün de yaşananlara yol çalışması yapan dozerin önünde isyan etti.

İş makinelerinin yaşadığı evin kapısına kadar geldiğini söyleyen Kezban Yılmaz’ın ulusal medyada yankı bulan açıklamalarının ardından Kalkandere Kaymakamı Kemal Sefa Gökmenoğlu ve Belediye Başkanı Kenan Yıldırım, Yılmaz’ı evinde ziyaret etti. Yol yapım çalışması nedeniyle kendi rızası olmadan malına el koyulduğunu söyleyen Kezban Yılmaz, bugün dozerin çalışmasını durdurdu ve duruma tepki gösterdi.

“ZORLA BENİM MALIMA EL KOYDULAR”

Yapılan yol çalışması nedeniyle iş makinelerinin evinin kapısına dayandığını gören Yılmaz, çalışma yapan dozerin önüne geçerek dozerin çalışmasını durdurdu, ardından yaşananlara tepki gösterdi.Kendi rızası olmadan malına el konulduğunu, yol istemediğini dile getiren Kezban Yılmaz, “Zorla benim malıma el koydular. Nedir bu? Bütün yol Rize’ye kadar geliyor. Kimsenin bir şeyi gitmedi. Bu ne rezillik? Alttan gitse ne olurdu? Neymiş efendim, bana yol yapıyorlar, istemiyorum yol. Yol istemiyorum, duracak bu yol. Bu ne rezillik? Ne arsa kaldı ne ev kaldı” dedi.

“KENDİMİ FİLİSTİNLİ GİBİ HİSSEDİYORUM. İSRAİL DE ONA ZORLA GİRİYOR, TAPULU ARAZİSİNİ ALIYOR”

Yol istemediğini, 40 yıldan beri sırtında sepet taşıdığını söyleyen Kezban Yılmaz, şunları söyledi: “Biz bu devletin insanı değil miyiz? Yemin ediyorum kendimi Filistinli gibi hissediyorum. İsrail de ona zorla giriyor, tapulu arazisini alıyor. Aynı onun gibi olduk. Bu yolu yapanları Allah bildiği gibi yapsın. Ah ediyorum onlara. Çift şeritli E-5 yolu mu yapıyorsun, uzaktan gitse ne olurdu? Sanki hiçbir yerde viraj yok, dönme yok, hiçbir şekilde bir şey yok ama gelmişsin benim burayı yardın gittin. Neymiş, yol yapıyor, istemiyorum yol.

Ben oldum 40 yaşında, 40 yıldır sepeti arkamda taşıyorum, 40 sene daha yaşayacak mıyım? Taşırdım bir 10 sene daha, ne kadar yaşarsam. Alın yolunuz da sizin olsun. Yazıklar olsun devletime.”Amcasının evinin duvarlarının da çatladığını ifade eden Kezban Yılmaz, “Gördüğünüz gibi, bakın devletim beni ne güzel mağdur ediyor. Olan yolu takip etmedi, benim arsamı zorunlu istimlak yaptı ama istimlak sırası gelince benim amcamın evinin balkonları, her tarafı çatlamış. Yaşanmayacak halde evimiz, korkuyla yaşıyoruz” dedi.

“GELEN YETKİLİ BANA DİYOR Kİ ‘DAYIN VAR MI BİR YERDE'”

Kezban Yılmaz’ın kuzeni Salih Yılmaz ise şunları söyledi: “10 senedir mücadelesini veriyorum, Karayolları’na dilekçe yazdım, her şeyi yaptım. Gelen yetkili bana diyor ki ‘Dayın var mı bir yerde’. Ben de diyorum, ‘Dayım var, dört tane dayım var. Ama meğer bana ‘Milletvekili dayın var mı’ diye soruyor. Dedim, ‘Öyle dayım yok. Bir tane dayım var, Muhammet Avcı’ (AKP Rize Milletvekili). O da kırmızı kalem çekmiş bize. Seçimden önce 10 numaraydık, seçimden sonra dayılık bitti. Dayıya ulaşabilmemiz için kırk tane mertebe dolaşmamız lazım. Kanalizasyon borusu için yeri kazdılar, evimin duvarı çatladı. Yetkililere söylüyorum, netice sıfır.

“10 YILDIR YALVARIYORUM ‘İSTİMLAK EDİN BURAYI’ DİYE, HALA HİÇBİR ŞEY YOK”

Ben çocuklarımı yaylaya götürdüm, burada çalışma var diye. Bak, devletimin bana yapmış olduğu şey bu. 10 yıldır yalvarıyorum ‘istimlak edin burayı’ diye, hala hiçbir şey yok. Sadece bana dediği laf, ‘Dayın var mı’. Dayı yok. Kalkandere Belediye Başkanı aracılığıyla dilekçemi yazdım verdim. O da ilk dönem Belediye Başkanı olduğu zaman bana ‘Halledeceğiz’ dedi. Şu an ikinci dönemi, geçenlerde gelmiş buraya, bize diyor ki ‘Ben Salih Bey’i aradım’. Beni nerede aradın? Beni hiç kimse aramadı. Burada yaptıkları rögar çalışması yüzünden babam sürekli beton döküyor yola. Duvarlar çatlıyor. Belediyede oturmakla değil, gelip vatandaşın derdini dinleyeceksin.

“DEDİLER Kİ ‘AYNA ÇATLADIĞI ZAMAN BİZ GELECEĞİZ'”

Karayolları Genel Müdürlüğü’nden arkadaş geldi buraya, diyor ki ‘Biz buraya hiçbir şey yapamayız. CİMER’e, AFAD’a yazı yazacaksın’ diyor. Onlar bize ne derse onu yapmak zorundayız. Bana ‘Dayın var mı’ diyor. Vekil olarak dayı. Dedim ‘O da bize kırmızı kalem çekmiş, Muhammet Avcı’. Sırası geldiği zaman yetim oğludur ama nerde bulacağım onu? Karayolları ayna koydu 6-7 sene önce çatlağın üstüne. Dediler ki ‘Ayna çatladığı zaman biz geleceğiz.'”