Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“Kahraman ordumuz uluslararası görevlere kadar her alanda gösterdiği başarılarla göğsümüzü kabartıyor. Dünyanın en tehlikeli silahlı terör örgütleriyle yürüttüğümüz mücadelelerin eşi benzeri yoktur. Suriye’de DEAŞ’a karşı ilk ve tek harekatı biz gerçekleştirdik. Hem ülkemizin hem de komşularımızın toprak bütünlüğüne, egemenlik haklarına tehdit oluşturan PKK/YPG ile sadece biz mücadele ettik.
SURİYE’YE OPERASYON MESAJI
Sınırlarımızı 30 km derinliğinde bir güvenlik hattıyla koruma hattı kararlılığını hayata geçiriyoruz. Terör örgütlerini sadece bizim sınırlarımızdan uzaklaştırmakla kalmıyor, komşularımızın huzuruna katkı sağlıyor. Terör koridoru kurulmasına izin vermeyeceğimizi, güvenlik hattının eksik kısımlarını tamamlayacağımızı ifade etmek istiyorum.
Hiçbir müttefik ve dostumuzun ülkemizin kaygılarına karşı çıkmayacağını, tercihlerini terör örgütlerinden yana kullanmayacağını ümit ediyoruz. Endişelerimizi anlamaları ve saygı göstermeleri en tabii hakkımızdır.
YUNANİSTAN’A: ŞIMARIKLIK
Böyle kritik bir dönemde Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta ülkemizin uluslararası anlaşmalarına dayalı haklarına tevessül edilmesinden üzüntü duyuyoruz. Bazı Yunan siyasetçiler dünyada eşi benzeri görülmemiş bir pervasızlıkla, akla, mantığa, hukuka aykırı söz ve eylemlerle gündem oluşturmaya çalışıyorlar. Bunların iç politikaya yönelik şımarıklıkları kaldırmayacağının sayısız örneği önümüzde durmaktadır. Bir kez daha Yunanistan’ı adaları silahlandırmaktan vazgeçmeye, uluslararası anlaşmalara uymaya davet ediyoruz. Şaka yapmıyorum, ciddi konuşuyorum. Bu millet bir şey söylerse ardını da takip eder.
Doğu Akdeniz’de ülkemize 2 km’den daha az, Yunanistan’a 600 km’den fazla Meis adası için 40 bin km’lik deniz yetki alanı talebini uluslararası camianın takdirine bırakıyoruz. NATO ve üçüncü ülkelerin alet edilmesi, sonu felaketle bitecek çabanın anlamasının ötesinde değildir. Sayın Miçotakis adalara turistik çıkarmalara yapıyor. Anlamak mümkün değil.
“ULUSLARARASI HAKLARI KULLANMAKTAN GERİ DURMAYIZ”
1999 ve 2006 yıllarında AİHM tarafından mahkum edilen Yunanistan’ın baskıcı tutumuna göz yumulması da çifte standarttır. Konu Türkiye olunca şahin kesilenlerin AİHM’i hiçe sayan, sığınmacılara insanlık dışı muamele yapanları ibretle takip ediyoruz. Türkiye kimsenin hakkını hukukunu çiğnemez ama kendi hakkını da çiğnetmez. Bu ülke kurulduğu tarihten beri birilerine sırtını dayayarak benzer hamleler yapmıştır. Bir asır önce olduğu gibi pişmanlıkla sonuçlanacak hamlelerden uzak durmasını, aklını başına almasına davet ediyoruz. Kendine gel. Türkiye adaların silahlandırılması konusunda uluslararası anlaşmaların kendine tanıdığı hakları kullanmaktan geri durmayacaktır.