Prof. Dr. Osman Bektaş, denizin içinde, dolgu alan üzerine yapılan Rize-Artvin Havalimanı’nın zeminiyle ilgili kaygılarını açıkladı. Bektaş, “Trabzon Stadyumu ve şehir hastanesinin yapıldığı Akyazı dolgusu ve Or-Gi havalimanındaki hataların aynısı burada da yapılmış. Sondajlar yeterince derine inmemiş, bir kısmı denizel kumun içinde askıda kalmış. Dolayısıyla havalimanı emsalleri gibi düzensiz oturmaya mahkumdur” dedi.
Rize-Artvin Havalimanı cumartesi günü açıldı. İlk inişi Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i taşıyan uçak yaptı. Cengiz İnşaat, Aga Enerji, ASL tarafından 4.4 milyar liraya inşa edilen ve 36 metrelik çay bardağı formlu kulesiyle lanse edilen havalimanının zeminiyle ilgili çarpıcı bir iddia ortaya atıldı.
Sözcü’den Yusuf Demir imzalı habere göre, havalimanının inşa edildiği dolgu alanının sondaj çalışmalarıyla ilgili ayrıntılı belgelere ulaşan Prof. Dr. Osman Bektaş, en az 100 metre olması gereken sondaj derinliğinin, 45 metre yapıldığını ortaya çıkardı. Bunun ne anlama geldiğini, havalimanı inşaatını başından beri yakından takip eden Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin duayen öğretim üyelerinden emekli, jeoloji uzmanı Prof. Dr. Osman Bektaş şöyle anlattı:
“ESA Sentinel uydu verilerine göre Ordu-Giresun Havalimanı’nın deniz tarafı çöküyor, kara tarafı yükseliyor”
“Şu anda Avrupa Uzay Ajansı (ESA) Sentinel uydu verilerine göre Ordu-Giresun Havalimanı’nın deniz tarafı çöküyor, kara tarafı yükseliyor. Trabzon’da 40 bin kişilik stadyumun yapıldığı ve şehir hastanesi inşaatının başladığı Akyazı dolgusunda da durum aynı. Buralarda zemindeki oturmalar devam ediyor zamanla üst yapıya daha çok hasar verecek. Bu emsaller ortadayken, elbette aynı tekniklerle yapılan dolgu üzerine inşa edilen Rize-Artvin Havalimanı’nın da bunlara benzer bir davranış göstermesi gayet doğaldır. Bu tespiti bilimsel olarak yaptığımıza göre, bu uluslararası havalimanında gerekli önlemleri almamız, uçuş güvenliğini temin etmemiz lazım.”
“Dünyada tüm dolgu alanlarıyla ilgili verilere internet ortamında ulaşabiliyoruz. Ama Türkiye’de bu işler maalesef hep gizli saklı yapılıyor. Ben dolgu yapılırken uygulanan sondajlarla ilgili kesitleri gösteren raporları özel çabamla, ilişkilerimi kullanarak elde ettim.”
“Akyazı dolgu alanında yapılan hatanın aynısı burada yapılmış”
“Dolguda en önemli sorun detay jeolojik çalışmadır. Trabzon Stadyumu ve şehir hastanesi inşaatının başladığı Akyazı dolgu alanında yapılan hatanın aynısı burada yapılmış. Nedir o hata: sığ sondaj… Yani 45 metreyi geçmeyen sondaj. Akyazı’da daha da sığ. 25-30 metrelik sondajlar yapıldı. Burada da en fazla 40 metrelik sondaj yapılmış…. Sondajların bir kısmı denizel kumun içinde kalmış. Kum içinde kalan sondajların en az 100 metre devam etmesi gerekirdi. İşte sondaj kesitlerde görünüyor. Sondajlar askıda kalmış. Halbuki bunlar daha derine inip oturmaya müsait kayaçların kalınlığı daha doğru hesaplanıp, oturma problemleri daha doğru yapılabilirdi. Toplam 31 sondaj yapılmış. Sondaj sayısı yeterli ancak sondaj derinliği yetersizdir. En büyük sorun bu.”
“Sondajlar askıda kalmış”
“En derini 45 metre olan sığ sondajların kimileri denizel kumları (şekilde ikinci katman ) geçerek taban kayaçlarına ulaşamamıştır. Bu nedenle dolgu altındaki suya doygun çökellerin kalınlıkları ve bunların oturma tahminleri yanıltıcı olabilir.”
“Emsalleri gibi düzensiz oturmaya mahkum”
“Bu durumda sağlıklı bir oturma tahmini yapılamaz. Yapabilmek için bu sondajların en az 100 metre devam etmesi gerekirdi. Rize-Artvin Havalimanı, diğer emsalleri gibi düzensiz oturmaya mahkumdur.”
“Denizaltı faylarının oluşturduğu çukur ve sırt şeklindeki topoğrafya üzerine çökelmiş suya doygun kil, silt ve kumların kalınlıkları farklı olduğundan zamanla üstteki dolgunun ve pistin oturması da farklı olacaktır.”
“İkinci faz önlenemez”
“Kısa bir zaman aralığında uygulanan ön yükleme (sıkıştırma) tekniği birinci faz oturmaları kısmen önler. Sığ sondajlarla kalınlığı tam olarak saptanmayan killi kumun zaman içerisindeki ikinci faz ve toplam oturmaları önlenemez.
Dolgu alana yapılan Rize-Artvin Havalimanın’nda, emsal olan Ordu-Giresun ya da Trabzon havalimanlarında yaşanan olaylar burada da yaşanabilir. Zaman bize gösterecek. Peşin bir şey söylemek mümkün değil… Dünyada da ‘Hiçbir dolgu oturmuyor, üstü deforme olmuyor, üstündeki yapı çok sağlamdır, can güvenliği vardır, uçuşlar tehlikede değildir’ diyemiyoruz. Muhakkak surette diyoruz ki, ‘Bu dolguların sürekli izlenmesi lazım.’
Yanlışlar varsa bunu söylemek bilim adamının görevidir. Sondajlar formalite için yapılıyor. Tüm akademisyenler, kurumlarda çalışanlar yaşadıkları gördükleri bu olumsuzlukları açıklamak istiyorlar ama korkuyorlar. Görüyorsunuz konuşana dört yıl veriyorlar. Onlar da haklı olarak bizleri öne atıyorlar. Ben bu yaştan sonra neden korkacağım… “