Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) tarafından Artvin‘in Arhavi ilçesi dereleri ile Ulukent ve Balıklı köylerinin bulunduğu Pilarget Vadisi’ndeki derelerin beton kanala alınması ve Eğrisu, Sevahil ve Tuvahit yaylalarında toplam 2 bin 719 hektarlık alanın maden sahası ilan edilmesine vadi halkı tepki gösterdi.
Pilarget Vadisi Ulukent Okulu bahçesinde Pilarget Vadisi Doğa ve Yaşam Derneği’nin 2.sini düzenlediği Pilarget Festivali’ne yurdun birçok ilinden Arhavili yurttaşlar ile CHP’li Arhavi Belediye Başkanı Vasfı Kurdoğlu, CHP Arhavi İlçe Başkanı Erkan Özyazıcı, AKP Artvin Milletvekili Erkan Balta, Pilarget Doğa ve Yaşam Derneği Onursal Başkanı Hazım Kurdoğlu, Dernek Başkanı Murat Kuruoğlu, İHD Rize temsilcisi Günay Karafazlı, çevreciler ile Ulukent ve Balıklı köy muhtarları katıldı. Arhavi Pilarget Doğa ve Yaşam Derneği tarafından bu yıl ikincisi düzenlen Pilarget Doğa Festivali’nde, derelerin kanallara alınmak istenmesi vadinin ve yaylaların maden arama sahası ilan edilmesine karşı festivalde bir araya gelen onlarca yurttaş HES’lere, maden aramaları ve derelerin beton kanallara alınmasına ‘hayır’ dedi.
“DERE ISLAHI NASIL YAPILIYOR?”
Pilarget doğa ve yaşam derneğinin düzenlediği festivalin açılış konuşmasını emekli öğretmen Ersel Erdoğan yaptı. Vadide yaşanan HES problemi olduğunu onunla ilgili hukuksal sürecin devam ettiğini ifade eden Ersel, “Bu dere ıslahı nasıl yapılıyor? Nerelerde yapılıyor? Yapılacak yerler tespit edildi mi? Duvarlar nasıl yapılacak? Sanat duvarlar şeklinde mi yapılacak yoksa betonarme duvar şeklinde mi yapılacak? Kanal şeklinde mi yapılacak yoksa dere yatağının tamamını içine alacak şekilde kenarlardan başlanarak mı yapılacak? Bugün bu durumu muhtarlarımız ve Artvin milletvekilimiz bizlere açıklamalıdırlar” dedi.
Festivalde yapılan konuşmalar şöyle:
“YAPILMASI GEREKENİN EN İYİSİNİ YAPACAĞIZ”
Uluköy Köy Muhtarı Necati Canoğlu: “Derelerimizle ilgili bizden bilgi almak istedi. Şu anda devletimizin lokal olarak yapmış olduğu bir çalışma ile ilgili müracaatlarımız vardır. Duvar olması gereken yerlere taş duvar olacak, beton olması gerekiyorsa beton olacak. Beton derken, suyun debisinin fazla vurduğu yerlere betonun hükmü fazla olduğu için beton olması gerekiyor. Bu da bizim düşüncelerimiz. Yoksa genele baktığın zaman hepsi taş duvardır. Yapılması gerekenin en iyisini yapacağız”
“TAŞ DUVARIN KURTARMADIĞI YERDE BETON ÇALIŞMASI OLACAK”
Balıklı köyü muhtarı Muzaffer Şeviloğlu: “Tabii ki şu anda en büyük sorun dere ıslahıyla ilgili sıkıntı varmış gibi duruyor ama maalesef bir sıkıntı herhangi bir problem yok. Şu anda verilen proje lokal olarak yapılacak. Gerektiği yerlerde yapılacak. Tamamı duvar olacak şeklinde bir algı var toplumda kesinlikle böyle bir şey yok. Hatta biz drone uçurduk noktaları tespit ettik bizim tespit ettiğimiz noktalarda gerekli yerlerde taş duvar, geneli taş duvar ama taş duvarın kurtarmadığı yerde beton çalışması olacak.”
“PİLARGET HALKININ, ONUN İSTEĞİNİN TERSİNE HİÇBİR ŞEY YAPILMASINA BİZ MÜSAADE ETMEYİZ”
AKP Artvin Milletvekili Erkan Balta: “Ülkedeki enerji ihtiyacını biliyoruz. Bugün ne noktaya geldiğini hepiniz çok iyi biliyorsunuz hemşerilerim 10 katına çıktı enerji fiyatları. Dolayısıyla doğal kaynaklarımızı, yerel kaynaklarımızı kullanma ihtiyacı, kullanma zarureti de geçmişe göre çok daha büyük çok daha ileri seviyeye geldi.”
20 HES PROJESİ BİTTİ BİRKAÇ KATI DA YENİ HES PROJESİ VAR
“Yani ilimizde sanıyorum şu anda tamamlanmış 20’ye yakın HES vardır. Belki onun birkaç katı da HES projesi var. Bunların her birine de kurudan kuruya karşıyım falan da demiyorum, demem. Şimdi elbette ki bu meselenin hukuki süreci devam etmektedir. Ben de bir hukukçuyum, sürekli onu söyledim. Hukuki süreçleri ihmal etmeyin eğer gerekçeleriniz sağlam olursa mahkemeler bunu iptal ediyor. Bunun pek çok örneğini gördüm. Kendi köyümde de mesela iptal edilen HES var, edilmeyen HES’te var. İptal edilen HES’te hukuki gerekçeler sağlamdı, diğerinde zayıftı ama hukuki süreç sonuçlandıktan sonra ona karşı da yapacağımız bir şey yoktur.”
“TAŞKIN KORUMA PROJELERİ DE BİRİLERİ İSTEDİĞİ İÇİN DEĞİL TAŞKIN RİSKİ İÇİN YAPILIYOR”
“İkinci olarak buradaki taşkın koruma projeleri aslında çok pahalı projelerdir değerli hemşerilerim. Yani DSİ’nin yaptığı işler pek fazla reklamı yapılmaz ama maliyetine bakarsınız ki çok büyük işler yapılmış. Taşkın koruma projeleri de birileri istediği için değil taşkın riski için yapılıyor. İşte bakın daha geçen sene 22 Temmuz’da Kurban Bayramı’nda büyük bir taşkın büyük bir tehlike atlattı Arhavi. O taşkın Boğaziçi Mahallesi’ndeki o taşkın eğer gece olmuş olsaydı belki yüzlerce insanımızı kaybedebilirdik. Çünkü orası bir göle döndü siz de biliyorsunuz, aynı gün ben de oradaydım. Artık işte buradaki yaşamımızı anlatıyoruz ya, ben bu memleketin çocuğu olarak Artvin’deki taşkınlar, sel afetlerinde şunu gördüm değerli hemşerilerim sel afetlerinde, mal zararları, can kayıpları, 2015’te de 11 tane canımız gitmişti. Can kayıplarına sebep olan tehlikeler, tehditler son 20-30 yıl içerisindeki yerleşimlerde olmuş hep. Dedelerimiz riskli olan yerlere zaten yapı yapmamış. Dolaysıyla bir sorun da olmamış ama bugün eğer bir risk varsa o riski önlemek için elbette ki devlet de bir yatırım planlaması yapıyor, ama şuna dikkat edeceğiz burada risk olmayan yerde herhangi bir taşkın koruma yapılmasına müsaade etmeyeceğiz sizinle ama risk varsa, risk olan yerde doğaya uygun olan çözüm neyse, doğaya uygun olan yapı, inşaat neyse o şekilde yapılması konusunda ben de sizlere destek olacağım.”
“YUSUFELİ VE ARTVİN’İN TAMAMI YÜZDE 100 MADEN SAHASI GÖRÜNÜYOR”
“Maden meselesi, arkadaşımız dile getirmişti, Arhavi’nin yüzde 90’ı maden sahası görünüyor dedi ya ben mesela Maden Teknik Arama Enstitüsü’nde bakmıştım Yusufeli ve Artvin’in tamamı yüzde 100 maden sahası görünüyor. Bunun sebebi şu maden arama ruhsat alanları, ruhsat sahası madenin çıktığı yerin belki 200 katı ama maden bir noktada çıkıyor. Burada da eğer maden sahası olarak işaretli olması her noktasında maden çıkacak diye bir kaide yok. Biz şuna dikkat etmek zorundayız, elbette ki yeraltındaki kaynaklar da bu milletin bu devletin kaynakları. O kaynakların da bu milletin istifadesine sunulmasının istenmesi kadar doğal bir şey yok. Arama bölgeleri var, o bölgelerde aramalar yapılacak. Süreçleri bugün sizin yaptığınız gibi yakın takip edeceğiz.”
“BENİM EVİM HEMEN DERE KENARINDA ORADAN DİZGİNİNİ KOPARAN DERE BENİM BÜTÜN ÇAYLIĞIMI, FINDIKLIĞIMI ALDI”
AKP’li Vekilin, dere yataklarında yapılan evlerin taşkın nedeniyle sele gittiğini ifade etmesine bir yurttaşa karşı çıkarak; “Sayın vekili ben dere kenarında oturan bir vatandaşım, derenin masum olduğu kendi yatağında aktığını söyledi. Evet dediği doğru, dere masumdu ama şu an dere masum değil, neden değil çünkü dere yataklarına iş makinelerinin sokulup da dere yataklarında rampa görevi gören o büyük devasa taşların dere önünden alındığı ve derenin dizgininin koptuğu bir vakadır. Benim evim hemen dere kenarında oradan dizginini koparan dere benim bütün çaylığımı, fındıklığımı aldı” diye tepki gösterdi.
“DEREYE SU KALMIYOR”
HES olgusuyla ilgili Pilarget Doğa ve Yaşam Derneği Sekreteri tekniker Fazlı Zoroğlu: “Şimdi ben size buradan soruyorum şu değirmeni çevirmeyecek deremizin yüzde 90’ını borular içerisine koyarak bu bölgede HES yapmak istiyorlar. ya dereye su kalmıyor, bunlarla ilgili bilginiz var mı? Bizim bulunduğumuz yer Balıklı ve Pilarget Havzası Dünya Doğayı Koruma kuruluşu, Birleşmiş Milletler’e bağlı bir kurum 200 bölgeden bir tanesi olarak ilan etmiş burayı. Yani burası koruma altında, uluslararası sözleşmelerle. Bunun kıymetini bizim biliyor olmamız lazım. Gelecekte bu ve benzer türde doğal yapılar kalmayacak, küresel ısınması ve iklimsel koşullarla. Tüm insanlar için insanlık için bu bölgelerin korunması gerekiyor.
“HER TÜRLÜ BETON ARHAVİ’YE BİR TABUT ÇAKMAKTIR”
Gelelim dere ıslahıyla ilgili konuya. Bakın Sidere’deki gibi bir dere ıslahı istemiyoruz biz. Derenin betona boğulduğu bir yer istemiyoruz. Yüzyıllar boyu akan sularımız bu derede bizi rahatsız etmemiş bize bir sıkıntı yaşatmamış. Bu derenin suyu zaten kendi coğrafi yapısıyla suyu yavaş akıtır. Eğer buraya siz beton dökerseniz çok açık söylüyorum, projelerini inceledim biliyorum. Pilarget Havzası’na 5 kilometre beton söz konusu. Kimi yetkili arkadaşların bu konuda teminatları var. Bunu bu şekilde yaptırmayacağız. Hangi bölgelere müdahale gerekiyorsa oralara yaptıracağız dediler. Pilarget’in ihtiyacı olan yer Ulukent için söylüyorum beş ya da altı yerdir. Onun dışında yapılacak her türlü beton Arhavi’ye bir tabut çakmaktır.
“2 BİN 719 HEKTAR ALANDAN BAHSEDİYORUM İKİ METREKARE YERDEN BAHSETMİYORUM”
Arhavi’nin yüzde 80’i maden olarak ilan edilmiş durumda, maden sahası. Yukarıda hepiniz biliyorsunuz değil mi mağaraları? 2 bin 719 hektar alan, 2 bin 719 hektar alandan bahsediyorum iki metrekare yerden bahsetmiyorum. Bu alan ihale edilmiş verilmiş. Bir hektar yer değerli arkadaşlar bir futbol sahası büyüklüğündedir. Ne kadar büyük bir alanın maden sahası olarak açılacağını siz düşünün ve bizim bütün su kaynaklarımız ve Kaçkarların bitimi olan görmüş olduğumuz tepeler, yani buzulların su kaynakları yok edilecek.
Çok değil burada 5-10 sene içerisinde eğer bu maden sahaları, derelerin betonlanması ve HES konusu yaşama geçerse burada bir daha toplanamayacağız. Çünkü kamulaştırma yapılacak. Bu köyler yok olacak isteseniz de kalamayacaksınız. Çay üretilemeyecek.”
“HALKIMIZIN BİLGİSİ OLMASI LAZIM, BİLGİLENDİRİLMESİ LAZIM”
Arhavi Belediye Başkanı CHP’li Vasfı Kurdoğlu, dere boyu betonları görünce içinin sızladığını ifade ederek şunları söyledi:
“Evet, bir kanal çalışması var Derecik’ten başladı ve geliyor. İnanın o beton kanalı görünce içim cız etti. Sanıyorum dereye uygun tahkimat yapılsa daha uygun olur diye düşündüm ama merkezi idarenin de sizlerden bilgi alması lazım, mutlaka muhtarlarımızla görüşmesi lazım. Halkımızın bilgisi olması lazım, bilgilendirilmesi lazım. Sizlere rağmen hiçbir şeyin yapılamayacağını herkesin bilmesi lazım. Arhavi Belediye Başkanı olarak sizlerin her zaman yanınızda olacağım, bunu bilmenizi istiyorum”
“ORMAN KATLİAMINA HAYIR DİYORUZ”
CHP Arhavi İlçe Başkanı Erkan Özyazıcı, “Madene hayır diyoruz. Doğa katliamına, orman katliamına hayır diyoruz” dedi.