en iyi casino siteleri deneme bonusu
istanbul escort istanbul escort bayan
O ülke vatandaşlarına “Silivri soğuktur” demek zorlaştı

O ülke vatandaşlarına “Silivri soğuktur” demek zorlaştı

ABONE OL
26 Temmuz 2022 13:04
O ülke vatandaşlarına “Silivri soğuktur” demek zorlaştı
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Dinlemek için tıklayınız

RAHİP BRUNSON OLAYI BU KARARDA ETKİLİ OLDU MU?

Başlığı okuyunca hemen aklınıza Rahip Brunson olayının geldiğini tahmin edebiliyorum. 20 yıldır Türkiye’de yaşayan ABD’li rahip Andrew Craig Brunson’un 15 Temmuz’dan sonra darbe teşebbüsünde rolü olduğu gerekçesiyle tutuklanması ile başlayan süreç Türkiye ile ABD arasında büyük bir diplomatik krize yol açmıştı. Hatta ABD İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ü yaptırım listesine almıştı.

Açık ve gizli ekonomik yaptırımları da devreye sokan ABD Türk ekonomisine bugün bile etkisi hissedilen zararlar vermiş, süreç uzadıkça Türk Lirası hızla değer kaybetmişti. Sonuçta Rahip Brunson, yargılandığı suçlara nazaran cüzi bir ceza almış ve cezasını tamamlamadan ülkesine gitmesine izin verilmişti.

Belki bu olayın yaşanması da bu kararın alınmasında etkili olmuş olabilir ama ABD bu son açıklamasında açıkçası Türkiye’den bahsetmiyor. İlk etapta Kuzey Kore, İran, Çin ve Venezuela ABD vatandaşları için “D” yani Wrongful Detention (haksız tutuklama) riski taşıyan ülkeler olarak belirlenmiş.

ABD VATANDAŞLARI İÇİN TANIMLANAN KÜRESEL GÜVENLİK RİSKLERİ NELER?

ABD Dış İşleri Bakanlığı yurt dışında bulunan vatandaşlarının karşı karşıya kalabileceği güvenlik risklerini her ülke özelinde analiz ederek bir Seyahat Tavsiyesi yayınlar ve gerekli hallerde bunu hemen günceller.

Belki turistler için çok önemli değildir ama diplomatik misyonlar ile çok uluslu Amerikan şirketleri ve STK’lar için bu kitapçık adeta bir anayasa gibidir. O ülkedeki ticari ve güvenlik operasyonlarını tamamen buradaki tavsiyelere göre kurarlar. Hatta bu koordinasyonu sağlamak üzere OSAC – Deniz Aşırı Güvenlik Danışma Konseyi adı altında yarı resmi bir kurum görevlidir.

Bu kadar kapsamlı olmasa da Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanlığı’nın da yurt dışına çıkacak vatandaşlarımız için uyguladığı benzer seyahat uyarıları mevcuttur.

ABD’nin mevcut güvenlik risklerini açıklayan kodları şimdiye kadar aşağıdaki gibiydi:

E- Zaman sınırlamalı etkinlikler

C- Asayiş suçları

T – Terörizm

U- Halk isyanı

H- Sağlık

N- Doğal afet

K – Kaçırılma, rehin alma

O – Diğer riskler

Şimdi bunlara D kodu ile Haksız Tutuklanma riski de eklenmiş oldu.

ABD bundan böyle vatandaşlarını o ülkedeki haksız tutuklanma riskine karşı uyaracak. Böylelikle öncelikle Amerikan vatandaşlarının haksız yere mağdur edilmelerinin önüne geçilmesi planlanıyor. Bu kodun verilmesindeki bir diğer neden de Amerikan vatandaşlarının riskli ülkelerde ABD’ne şantaj vs amaçlı tutuklanmalarını engellemek.

TÜRK VATANDAŞLARI İÇİN DURUM NE?

Özellikle demokrasinin az geliştiği ülkelerde gerek siyasi gerekse ticari amaçlar güdülerek yabancı iş insanlarının, kurumsal yöneticiler ile STK çalışanlarının tutuklanması çok sık rastlanılan bir durumdur. Özellikle Sovyetler Birliği dağılırken bu coğrafyada iş yapan birçok iş insanının bu anlamda mağduriyetler yaşadığını biliyoruz. Kişilerin sermayeleri ve ticari bilgi birikimleri sömürüldükten sonra sudan bahanelerle haklarında soruşturmalar açılmıştı. Cezaevlerinde olumsuzluklar yaşayan vatandaşlarımız bir daha o ülkeye dönmemeye yemin dahi etmişti. Hatta aralarında servetlerini kaybedenler bile olmuştu.

Her ne kadar Türkiye’nin küresel hesapları olsa da bürokrasinin bir ABD bürokrasisi gibi her konuda bir çözüm üretmesi için henüz şartların oluşmadığı açıkça bellidir. Türkiye’nin bu anlamda hazırlıklarını tamamlaması için biraz daha süreye ihtiyacı olduğu anlaşılıyor.

Yurt dışında haksız tutuklama riski ile karşı karşıya olan iş adamları ile orada çalışan beyaz yakalılar ile STK temsilcilerinin öncelikle Türk diplomatik misyonları ile yakın ilişki içinde olması gerekiyor. Yaşanan herhangi bir olumsuzluk Türk yetkililer ile anında paylaşılmalıdır.

Bir diğer öncelik de özellikle Türk uzmanlar tarafından kurulan güvenlik uygulamalarına sahip olmalarıdır. Oradaki yerel imkânlarla kurulacak güvenlik sistem ve uygulamalarının risk anında yaratabileceği sorunlar göz ardı edilmemelidir.

Feramuz Erdin

Feramuz Erdin 1992 -2007 yılları arasında Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde çeşitli birimlerde görev yaptı.

2007-2020 yılları arasında çok uluslu kurumsal şirketlerde profesyonel güvenlik yöneticiliği görevlerinde bulundu.

Halen kurumsal ve kişisel güvenlik, acil durum ve kriz yönetimi danışmanlığı yapmaktadır.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP