Alçı, ‘Türk siyasal hayatında Canan Kaftancıoğlu olayı’ başlıklı yazısında ‘CHP medyası denilen gazeteler ve televizyonların büyük oranda muhalif kesimi oyalama vazifesini üstlendiğini’ belirterek, “Ben bu “muhalif” görünümlü rejim propagandistlerini deşifre ettikçe onlar ısrarla beni hedef alıyorlar. Her gün, her gün saldırı” diye yazdı.
“Endişe etmeyin, benim CHP’li olduğum, CHP’yi destekleyeceğim falan yok. “Sizin mahalle”ye transfer olmaya hiç niyetli değilim. Benim mahallem tüm Türkiye ve dünya. Ama yeri geldiğinde gazetecilik sorumluluğu gereği ‘Bu cadde çıkmaz sokak’ diye haykırmasını, karşı çıkmasını bilmek gerekir. Yapmaya çalıştığım bu” diyen Alçı, yazısının devamında da şunları kaydetti:
“İşte orada CHP’nin hakları ve CHP’lilerin özgürlükleri için sonuna kadar mücadele ederim”
“Düşünüyorum, 1924’te yaşayan bir yazar olsam CHP’ye değil Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’na destek verirdim. 1930’de ise çok net bir şekilde Serbest Cumhuriyet Fırkası’na…Her ikisi de bana göre devrin CHP’sinden daha ilerici ve daha özgürlükçü partilerdi. Daha önce de yeri geldiğinde paylaştığım bu fikirlerim asla değişmiş değil. Ama eğer CHP tek parti rejiminin Terakkiperver ve Serbest Fırka’ya yaptığı muameleyi bugünkü rejim CHP’li siyasetçilere yapmaya kalkarsa işte orada CHP’nin hakları ve CHP’lilerin özgürlükleri için sonuna kadar mücadele ederim.
CHP’nin siyasi ideolojisini benimsemediğim halde yaparım bunu, demokrat olduğum için yaparım. İşte Canan Kaftancıoğlu’na gelen siyasi yasak ve hapis kararına karşı net tavrımın nedeni bu. Demokratlık…”