MEB kaynaklarının Maarif Vakfı’na aktarılmasına tepkiler büyüyor: Süt parası yandaşa gitmesin

Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) Maarif Vakfı’na 1 Milyar TL kaynak aktarılmasına yaptığı açıklamayla tepki gösterdi. Yeliz Toy, derinleşen ekonomik kriz ve hayat pahalılığına dikkat çekilerek özellikle çocukların beslenme ihtiyacının önemine vurgu yaparak, çocukların okullarda sağlıklı eğitim ortamında bulunabilmesi için öğrencinin beden ve ruh sağlığını koruyabilmekle mümkündür dedi.

Toy, çocukların yalnızca yüzde 10’unun düzenli bir şekilde süt içebildiği ve Türkiye’nin ekonomik koşulları nedeniyle milyonlarca öğrencinin sağlıklı gelişiminin tehdit altında olduğunu aktardı.

‘1 YIL SÜT DAĞITILABİLİRDİ’

Toy, tüm bunlara karşın gelişim çağındaki milyonlarca öğrencinin temel besin maddelerine ulaşabilme olanakları her geçen gün daha da zorlaştığını belirtti.

Toy, “Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden milyarlarca liranın yandaş vakıflara aktarılmaya devam edildiği görülmektedir. Kamuoyuna açıklanan MEB 2021 Yılı İdari Faaliyet Raporu’na göre 2021 yılında MEB bütçesinden Maarif Vakfı’na 1 milyar 77 milyon TL kaynak aktarıldığı bildirilmiştir. MEB teşkilatı bünyesinde Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürlüğü adında bir birim varken, bu genel müdürlüğün çalışma ve sorumluluk alanında paralel bir çalışma yürüten Maarif Vakfı’na aktarılan 1 milyar 77 milyon TL tutarı ile Türkiye’de sayıları 5 milyonu aşan ilkokul öğrencisine 1 yıl boyunca ücretsiz okul sütü dağıtımı yapılması mümkündü” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Yandaş ve paralel vakıflara aktarılan kaynak kesilsin, milyonlarca çocuk süt içsin” denilerek, şu ifadeler kullanıldı:

“Çocukları sağlıklı beslenme olanağına sahip olmayan, temel besin maddelerine bile ulaşamayan bir ülkede böylesine büyük bir kaynağın ‘yurt dışı eğitim faaliyetleri’ adı altında faaliyet gösteren paralel Maarif Vakfı’na aktarılmasının açıklanabilir tek bir yanı yoktur. Çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek yaratma kaygısı yerine kendi siyasi gelecekleri kaygısını önceleyen bir anlayışın ülkeye vereceği zarar çökmüş bir ekonomi, bozuk toplumsal düzen, sıfır noktasına gelmiş eğitimden ibaret değildir. Toplumun sağlıksız geleceğini inşa edilirken temel bir insan hakkı olan sağlıklı gıdaya adil bir düzende ulaşma hakkı için mücadele etmeye, toplumumuzu çocuklarımızın sağlıklı gelişimleri için duyarlılığa çağırmaya devam edeceğiz.”