İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, TBMM’de AKP heyetinin HDP Grubu yöneticilerine yaptığı ziyarete ilişkin, “Bülent Turan Bey’in bir açıklaması oldu, ‘Samimiyet, samimiyetsiz’ gibi bir değerlendirme okudum. Biz, geçmişte bu samimiyeti iyi biliyoruz; Habur’da, Oslo’da nasıl bir samimiyet kurulduğunu iyi biliyoruz. Şuna inanıyoruz; gerçekten partiler, değer yargılarını seçim kazanmak için kullanmamalı. Seçim kazanmak için her şeyin meşru olduğu bir anlayış, aslında toplumsal ve siyasetin de tam odağında yer aldığı bir meşruiyet sorununa taşıyacaktır. Bu, kabul edilemez bir yaklaşımdır” dedi.
İYİ Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Başdanışmanı Kürşad Zorlu, bu yapılan İYİ Parti Başkanlık Divanı toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen Zorlu, şunları söyledi:
“TÜM İYİLEŞTİRMELER, UYARILARA RAĞMEN GERÇEKLEŞTİRİLMEMİŞ, DENETİM MEKANİZMALARI DA BU KAPSAMDA İŞLETİLMEMİŞ”
“Hafta sonu acı kayıplarımız oldu, 4 şehidimiz var. Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyorum. Bartın’daki maden faciasında 41 şehidimiz vardı, 42 şehidimiz oldu. Bilirkişi raporu doğrultusunda 9 kişi tutuklandı. Bu rapora baktığımızda, çok ağır, göz göre gelen bir ihmal olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Havalandırma yetersiz, metan drenajı yapılmamış; tüm iyileştirmeler, uyarılara rağmen gerçekleştirilmemiş, denetim mekanizmaları da bu kapsamda işletilmemiş. Bu konunun üzerinin kapatılmasına, örtülmesine, saklanmasına izin vermeyeceğiz.
Raporda, özellikle dikkatinizi çekmek istediğim bir yer var. Kaza kusur durumu çizelgesinde, Türkiye Taşkömürü yetkililerin, kurumun, ‘Türkiye Taşkömürü’ne bağlı söz konusu maden havalandırmasının iyileştirilmesine dair hayata geçmeyen yatırım ve iyileştirme projeleri, kazanın meydana gelmesinde önemli rol oynamıştır. Havalandırma sistemi yeterli ve etkili olsaydı olay meydana gelmezdi’… İki; ‘Türkiye Taşkömürü Kurumu’na bağlı ocaklarda metan drenajı uygulaması yapılmamaktadır, bu uygulama yapılmış olsaydı kaza önlenebilirdi. İşletme yeraltında farklı birimlerde yapılan tüm teknik işleri tek bir vardiya mühendisi gerçekleştirmektedir’…
“İŞÇİLERİMİZDEN ÜÇÜNÜN DAVA DİLEKÇELERİNİ ALMIŞ BULUNUYORUZ, DAVAYA BİZZAT İYİ PARTİ OLARAK MÜDAHİL OLACAĞIZ”
Ülkemizde istifa kavramı, tozlu laflarda yerini almış, unutulmuş bir kavram. Aslında çok değerli bir davranıştır. Bu uygulamanın tarihe gömüldüğünü görüyoruz. Sayın Bakan, affını istemiyor, orada öyle bir eğilim görülmüyor. En azından bürokratlar, bu işin başındaki insanlar, neredeyse suçu bizim işçilerimizin üzerine atacaklar. Buradaki ifadeleri bir görseniz, çok enteresan şeyler var. Bu, kabul edilebilir değil. İşçilerimizden üçünün dava dilekçelerini almış bulunuyoruz, davaya bizzat İYİ Parti olarak müdahil olacağız. İlk duruşmada 300 kadın avukatımız adliyede olacak.
“MESELE GERÇEKTEN EĞİTİMİN KALİTESİNİ YÜKSELTMEKTEN ÇIKTI; ÖĞRETMENLER ODASINI AYRIŞTIRACAK, ONLARINI HUZURUNU, MOTİVASYONUNU SARSACAK BİR NOKTAYA GİTTİ”
Türkiye ağır ekonomik konularla yüzleşirken bir takım oldubitti kararlarla çıkarılan düzenlemelerle farklı kesimler de daha büyük tahribat içine sürükleniyor. Bunlardan birisi öğretmenlerimiz. 4 Kasım 2022’de, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun iptali ile ilgili dava görülecek. Öğretmenlerimiz bu işi kabullenmediler, doğru bulmuyorlar. Mesele gerçekten eğitimin kalitesini yükseltmekten çıktı; öğretmenler odasını ayrıştıracak, onlarını huzurunu, motivasyonunu sarsacak bir noktaya gitti. Özellikle kariyer konusunda alınan karar, son derece hatalı bir karardır. Dikkat çekmek istediğimiz husus şu; uzman, başöğretmen gibi kavramlar getiriliyor ve bu unvanları alan öğretmenlerimizde herhangi bir yetki, sorumluluk farklılığı oluşmuyor. Ortaya konulan sınav, öğretmenlerimizin gerçekten uzman ya da başöğretmen olmasını sağlayıp sağlamama konusunda bize net bir fikir verecek sınav değil. Öğretmenlerin sınıftaki becerisi, hakimiyeti göz ardı edilerek oluşturulmuş bir sınav yöntemi.
“BİZ, DEMOKRASİYE İNAN BİR PARTİ OLARAK, SİYASİ REKABETİN EŞİTLİK İLKESİNİ BOZULDUĞUNU BURADA GÖRÜYORUZ”
AYM, 28 Eylül 2022’de Milletvekili Seçimi Kanunu’nun iptaline yönelik başvuruyu değerlendirdi ve oyçokluğuyla reddine karar verdi. Neydi o? Cumhurbaşkanının siyasi seçim yasaklarından muaf tutulmasını sağlayacak karardı. Bu karar, başlı başına sorunlu bir karardır. Biz, demokrasiye inan bir parti olarak, siyasi rekabetin eşitlik ilkesini bozulduğunu burada görüyoruz.
“TRANS HAZAR KORİDORUNU ÇOK ÖNEMSİYORUZ”
Özbekistan’ın Semerkant şehrinde Türk Devletler Teşkilatı Zirvesi gerçekleşecek. Umut ederiz ki bu zirve, Türk dünyasının birleşmesi, bütünleşmesi adına katkılı olur. Sayın Genel Başkan’ımız, 3 Mayıs 2021 tarihinde ‘Güçlü Türk Dünyası, Güçlü Türkiye’ başlığıyla 9 ilke ve kararımızı kamuoyuyla paylaşmıştı. Biz, Orta Asya’daki enerji kaynaklarıyla Kafkasları, bilhassa Azerbaycan’ı birleştirecek Trans Hazar koridorunu çok önemsiyoruz. Buradan bir uyarıda bulunmak istiyoruz. Rusya Devlet Başkanı Putin, ‘Türkiye’yi gaz üssü yapabiliriz’ şeklinde bir açıklamada bulundu. Esas olan, Türk dünyasının enerji hattı haline gelebileceği, onun merkezi olma iddiasıdır arkadaşlar. Bu iddia üzerine kurulmalıdır.”
Zorlu, bir basın mensubunun TBMM’de AKP heyetinin HDP Grubu yöneticilerine yaptığı ziyarete ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bu, tabii anayasa ve muhtemel tartışma, referandum konusuyla ilgili bir mesele. Şunu hatırlamamız gerekiyor; bu süreç nasıl başladı? CHP’nin bir önerisi ve çağrısı oldu, kanun değişikliği. Sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan el yükseltti adeta. ‘Bunu anayasa üzerinden çözelim ve referanduma götürelim’ şeklinde bir ifade, yeni bir çağrı geldi aklımıza. Biz, bu tartışmayı, milletimizin bu kadar ağır koşullardan geçtiği bir dönemde çok üzücü bir tartışma olarak görüyoruz. Neden? Üretici enflasyonu son 40 yılın zirvesine gelmiş. Genel Başkan’ımız ‘Kapanmış yaraları açmak değil, çözüm bekleyen sorunlar üzerine gidelim’ dedi. Biz, referandum yerine milletimizin bir seçim sandığı beklediğini ortaya koyduk. Bir; bu vakit kaybı. İki; ağır koşulların üzerinde, muhtemelen bir seçim üzerine bindirilecek ek bir külfet bu. Kutsallarımızın siyasi saiklerle tartışma konusuna getirilmesini doğru bulmuyoruz. Sayın Genel Başkan’ımız, özellikle başörtüsüyle ilgili, yani Anayasa’nın 24’üncü maddesi, bu konularla ilgili kanaatini ve burada neler olup bittiğine yönelik tartışmaları da 14 Kasım’daki Altılı Masa toplantısında dile getirecek.
“PARTİLER, DEĞER YARGILARINI SEÇİM KAZANMAK İÇİN KULLANMAMALI”
HDP konusuna gelince; zannediyorum Bülent Turan Bey’in bir açıklaması oldu, ‘Samimiyet, samimiyetsiz’ gibi bir değerlendirme okudum. Biz, geçmişte bu samimiyeti iyi biliyoruz; Habur’da, Oslo’da nasıl bir samimiyet kurulduğunu iyi biliyoruz. Şuna inanıyoruz; gerçekten partiler, değer yargılarını seçim kazanmak için kullanmamalı. Seçim kazanmak için her şeyin meşru olduğu bir anlayış, aslında toplumsal ve siyasetin de tam odağında yer aldığı bir meşruiyet sorununa taşıyacaktır. Bu, kabul edilemez bir yaklaşımdır.”