İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçen cuma günü görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Ali Osman Akat ve Süleyman Yekenkunrul getirildi. Tevfik Akan Atak ise bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Tutuksuz sanıklar Sarra Chouıekh, Mustafa Güldiken ile Ali Karataş ve taraf avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Ali Osman Akat, “Akat soy ismini Türkiye Cumhuriyeti’nde duymayan bilmeyen yoktur. Benim yaptığım kozmetik işi babadan, aileden gelen bir iş. Çocukluğumdan beri bildiğim, en iyi uzman olduğum konu kozmetik konusudur. Bunun dışında ek gelir elde edebilecek bir işe yüzlerce imkan olmasına rağmen girmedim. Pandemi döneminde hızlı bir yükseliş gösterdim. Türkiye’nin o dönemde en büyük ihracatını ben yaptım. Türkiye’deki diğer kişiler, ‘Bu adam nasıl iş beceriyor’ diye şaşırdılar. Otomatikman bilmediğim bir sürü düşmanım oluştu” dedi.
‘Dünya çapındaki bilinirliğim, saygınlığım belli’
Savunmasının devamında Osman Akat, “Libyalı bir müşterim benden tüy dökücü krem istedi. 35 bin dolarlık malının bozuk olduğunu söyledi. O ürünleri geri kabul ettim. Sonra bu adam her yerde benim güvenilir olduğumun reklamını yaptı. İhracatım belli, dünya çapında bilinirliğim, saygınlığım belli. Politikaya hiç karışmadım. Şu an da burada olmamın nedeni olan kişinin ortaya çıkarılmasını istiyorum. 5 aydır ailemden ve sosyal hayattan uzaktayım. Ben helal yoldan Allah’ın verdiği rızkı alıp haram karıştırmadan çoluğuma çocuğuma yediren biriyim. İddianamedeki hiçbir konunun benimle alakası yok. Beraatımı istiyorum” diye konuştu.
‘Amacım ithal edebilecek katma değer elde edebileceğim bir ürün arayışıydı’
Mahkeme başkanının “Yurt dışından asıl getirmek istediğiniz hammadde neydi” sorusuna Atak, “Demir cevheri ile ilgili bir talebim oldu” dedi. Sanık, başkanın “Demir cevherinin kozmetikte kullanım alanı var mı” sorusuna “Benim amacım ithal edebilecek katma değer elde edebileceğim bir ürün arayışıydı. Bu demir cevheri kozmetikte kullanılmayacak, iç pazara sunulacaktı” diyerek cevap verdi.
Demir cevherinin sanayide demir ve demir türevi maddelere kullanıldığını söyleyen sanık, “Bunun ithalatını yapıp iç piyasaya satışını gerçekleştirmek istiyorduk” şeklinde konuştu. Başkanın, “Siz çok ucuz bir ürün sipariş ettiniz ancak size çok pahalı bir ürün gönderiliyor buna ne diyeceksiniz” sorusuna ise sanık, “Yanlışlıkla olduğunu düşünüyorum” dedi.
Diğer tutuklu sanık Süleyman Yekenkunrul ise “Tevfik ağabey demir cevheri dışında başka ürünler de getirtiyordu. Ben demir cevheri getirdiğimizi operasyondan bir gün önce öğrendim. Ertesi gün operasyon oldu. O sırada toplantıdaydım. Polis arkadaşlar geldiler. Operasyon bittikten sonra polislere ‘Bizim aşağıda depomuz var oraya da bakmak ister misiniz’ dedim. Aşağıya indik, hepsine elektronik aletlerle baktılar, köpeklerle arama yaptılar, herhangi bir şey çıkmadı. Suçlamaları kabul etmiyorum. Kolilerle hiçbir alakam yok. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.
Ali Osman Akat’ın tahliyesine karar verildi
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Ali Osman Akat’ın, yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol şartıyla tahliyesine hükmetti. Heyet, diğer tutuklu sanıklar Süleyman Yekenkunrul ve Tevfik Akan Atak’ın ise tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İddianame
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, göndericisi Carlos Aguilar Calle olan Bogota (Kolombiya) – Panama City(Panama) – Cinninati (ABD) – Leipzeig (Almanya) rotasını izleyerek İstanbul’da alıcısı Süleyman Yekenkunrul olan bir kargo geldiği anlatıldı.
Kargo içinde ticari değeri olmayan maden örnekleri olduğu belirtilen toplamda 115,8 kiloluk kargonun Leipzeig Havalimanında Alman gümrük görevlilerince 20 Kasım 2021’de yapılan kontrollerde şüpheli olarak değerlendirildiği kaydedildi. Kriminal dairece yapılan incelemede de kargodaki toz maddelerin “kokain hidroklorür” olduğu ve yüzde 30.5 kokain içerdiği tespit edildi. İddianamede, el konulan uyuşturucu olduğu düşünülen brüt ağırlığı 110,8 kilo gelen koyu kahverengi renkte demir tozu ile karışık halde bulunan numunelerde kokaine rastlandığı vurgulanarak şüphelilerin suç tarihinde ele geçirilen uyuşturucu maddeleri yurt dışından Türkiye’ye sokarak suç işledikleri kaydedildi.
İddianamede, şüpheliler Ali Osman Akat, Tevfik Akan Atak, Süleyman Yekenkunrul, Ali Karataş, Sarra Chouıekh ve Mustafa Güldiken hakkında “Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde İthalatı Yapmak” suçundan 90 yıldan 135 yıla kadar hapis cezası talep edildi.