Kırklareli’nde Emniyet İstihbarat Şube Müdür yardımcılığı yaparken aralarında rektör, belediye başkanı, başkan yardımcısı, CHP, AKP, MHP İl Başkanları ile bazı polisler ve siyasi parti temsilcilerini yasadışı dinleyerek fişleme yaptığı tespit edilen Salih Döğenci, 10 yıl hapisle cezalandırıldı.
Kırklareli’nde İstihbarat Şube Müdür yardımcısı ve bürolar amirliği yaparken 2009-2014 yılları arasında aralarında Trakya bölgesinde 23 kişiyi yasadışı dinlediği gerekçesiyle hakkında dava açılan Salih Döğenci’nin yargılanmasına Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
DOMUZ BAĞIYLA ÖLDÜRÜLEN HAYDAR MERİÇ CİNAYETİNİ ANLATTI
Sanık Emniyet Müdürü Salih Döğenci ifadesinde, şöyle konuştu:
*18 Haziran 2011 günü Düzce-Akçakoca açıklarında cesedi bulunan gazeteci Haydar Meriç ile ilgili şube müdürüm İbrahim Şimşek çalışma yapıyordu.
*Beni arayan iki polis Haydar Meriç’in, Fetullah Gülen’in Kırklareli’nde görev yaparken cami tuvaletinde iki erkek çocukla eşcinsel ilişki yaşadığına dair kitap yazdığını söylediler.
*Yıllık izinden dönünce şube müdürünün hummalı bir çalışma yaptığını gördüm. Meriç’in DHKP-C ile ilişkisi varmış gibi rapor tutup telefonlarını dinlemeye başladılar.
*Bu teknik ve fiziki takibe İstanbul istihbarat ile Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığından özel ekipler de katıldı. Meriç’in evini gören kamera kablolarını kesip, kameraların açılarını farklı yönlere çevirip evine gizlice girdiler. Böcek yerleştirdikten sonra bilgisayarının imajını aldılar.
*Sahte delilerle DHKP-C’li olduğuna dair arşive veri girişi yapıldı. Teknik ve fiziki takibi devam ederken, Kırklareli merkezinde mahkemeden genel arama kararı alındı. Telsiz anonsuyla Haydar Meriç’in çantasının arandığını fark ettim.
*Amaç, Fetullah Gülen hakkında yazdığı kitabın taslağını ele geçirmekti. 31 Mayıs günü Haydar Meriç kayboldu, aynı gün Şube Müdürü İbrahim Şimşek yıllık izne ayrıldı.
“MERİÇ’İN KAYBOLDUĞU İÇİN MÜDÜR İZNE AYRILDI”
*Haydar Meriç’in kaybolduğu gün telefonunun gece 24.00’te, İstanbul’dan temin edilen ve o zamana kadar hiç kimse tarafından kullanılmayan, gerçek kişilere ait olmayan patates hat dediğimiz hattan hiç kullanılmamış iki sıfır telefon makinesine takılarak arandığını tespit ettim.
*Meriç’in Kırklareli, İstanbul İstihbarat ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığının bilgisi dahilinde kaçırılmış olabileceğinden akıbeti hakkında endişe duymaya başladım.
*Düzce-Akçakoca sahilinden 400 metre açıkta domuz bağıyla bağlanmış cesedi bulundu. Şube Müdürü İbrahim Şimşek yine izne ayrılmıştı, Meriç defnedildikten sonra göreve başladı. Cesedinin fotoğraflarını gösterdiğimde beti, benzi attı, yüzü morarıp, ‘İnsan işte. Ölünce hiçbir şey değil’ diyerek odadan çıkmamı istedi.
*Organize bürodan bir polis arkadaşım, ‘Bu cinayet Fetullahçı derin devletin işi’ dedi. İbrahim Şimşek ise beni odasına çağırıp, ‘Dünyada her istihbarat örgütünün illegal çalışması vardır’ dedi.
*Edirne İstihbarat Şube Müdürü İbrahim Çıldır’ı arayıp, ‘Haydar Meriç olayını İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’e anlatmak istiyorum, bana randevu ayarla’ dedim. Sonra sinyalden takip edilmemek için telefonumu kapattım.
*Ankara’da ailemi aramak için telefonu açtım, görüştükten sonra kapatmayı unuttuğum için camiye namaz kılmaya girince tanıdığım iki istihbaratçı polis yanıma oturunca takip edildiğimi anladım. ‘Başkanımız beni bekliyor’ dediğimde ‘Başkanımız bize görev verdi, seninle görüşmek isteseydi, bizi göndermezdi’ diyerek beni zorla bir taksiye bindirip Cebeci Asri Mezarlıktaki şehitliği gösterip, bana imalı konuşmalar yaptılar.
*Meriç cinayetiyle ilgili neler bildiğimi öğrenmeye çalıştıktan sonra beni geri gönderdiler. İstihbarat Başkanımız Engin Dinç beni arayıp, ‘Neden gelmedin, sana misafirhanede yer ayırtmıştım’ dedi.
*Ben de birilerinin beni cemaate pazarladığını, gizli yapacağımız görüşmeden cemaatin nasıl haberi olduğunu sordum.
*Onun özel kalemindeki memurlardan cemaate bilgi gitmiş. Salih Keskinkılıç adlı polis beni arayıp, Fetullah Gülen’in kendisine iftira eden bir savcı ile iki polis tarafından Türkiye’ye dönemediğini, bu polislerden birinin ben olduğumu söyledi
“TÜRK-KÜRT ÇATIŞMASINI ÖNLEMEK İÇİN DİNLEDİK”
Siyasi parti temsilcilerini Türk-Kürt çatışmasını önlemek için, PKK yanlısı öğrenciler ile milliyetçi muhafazakar öğrenciler arasındaki çatışmaları önlemek için dinleme yaptıklarını belirten istihbaratçı müdür Döğenci, “Halkın hükümet aleyhine isyana teşvik edildiği gezi olayları, CHP’li bir milletvekilinin Kırklareli’nde halkı kışkırtmasıyla başlamıştır. Kırklareli ve ilçelerinde CHP kimliği olan kişiler bu olayların yatıştırılması, önlenmesi amacıyla dinlenmiştir. İmzam olan dinlemeler önleme amaçlı dinlemelerdir. Dinleme için personele baskı yapmadım, hukuka aykırı davranmadım. Hiçbir zaman FETÖ’cü olmadım. Meriç cinayetinden sonra taciz, tehdit edildim. İstihbarattan istifa etmek zorunda kaldım” diye konuştu.
DİNLEMELERİ YAYGIN, SİSTEMLİ VE ORGANİZE BİÇİMDE YAPTI
Mahkeme, sanığın İstihbarat Şube Müdürlüğü Bilgi İşlem Büro Amirliği Sistem Odasında kurulu bulunan İstihbarat Daire Başkanlığı kontrolündeki merkez ve taşra birimleri arasında iletişimi sağlayan çevrimiçi çalışan data serverları içerisinde Kırklareli il genelinde görev yapan üst düzey yöneticiler ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan müdür, memur, siyasetçi, iş insanlarıyla ilgili kişisel, özel ve iş hayatlarıyla ilgili özel bilgileri usulsüz dinleme yaparak kayıt altına aldığını belirtti.
Mahkeme, usulsüz dinlemelerin yaygın, sistemli ve organize bir şekilde yapıldığına dikkat çekerek, dinlenen kişilerle ilgili alınan mahkeme kararlarına bakıldığında bu kişilerin açık kimlik bilgileri ile mesleklerinin yazılmadığını, usule aykırı yüzlerce karar talep formları oluşturup dinleme yaptıklarını, sanığın da bu hukuk dışı dinlemelerde imzası olduğunu ifade etti.
CHP’LİLER DHKP-C’Lİ GÖSTERİLEREK DİNLENDİ
Mahkeme, dinleme kararlarına bakıldığında DHKP-C’li diye dinlenen Saffet Üresin’in gerçekte CHP İl Meclis üyesi Gürkan Yenerel’in aynı partinin merkez ilçe başkanı, Volkan Ertan’ın Pınarhisar CHP İlçe Başkanı, Serdar Türkeli’nin CHP üyesi, Mine Kurtuluş Aydın’ın polis olduğunu belirtti.
MANEVİ DEĞERLERİ YIKIP KÜLTÜR ÇATIŞMASI ÇIKARMAK
Milli manevi değerleri yıkmak, kültür çatışması çıkarmak suçlamasıyla dinlenen Vecdi Gündoğdu’nun CHP İl Başkanı, Turabi Kayan’ın CHP Lüleburgaz İlçe Başkanı, Ahmet Yılmaz’ın Lüleburgaz AKP İlçe başkanı, Salim Küçük’ün AKP İl Başkan Yardımcısı, Selim Leylak’ın AKP üyesi, Şaban Savaşan’ın MHP İl Başkanı, İbrahim Güleryüz’ün MHP Lüleburgaz İlçe Başkanı olduğunu vurguladı.
BELEDİYE BAŞKANI ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ LİDERİ
Mahkeme, organize suç örgütü lideri gösterilerek telefonları dinlenen Cavit Çağlayan’ın Kırklareli belediye başkanı, Kemal Bakır’ın Emniyet Müdürü, suç örgütü üyesi gösterilen İnci Tunç’un CHP Kavaklı Belediye Başkanı ve milletvekili adayı, Emin Tunç’un AKP İl Başkanı, Hazel Yolgiden’in AKP Kadın Kolları Başkanı, Ali Gencan ile Fahri Dönmez’in AKP üyesi, Mehmet Murat Yönden’in başkomiser, Ömür Süzen’in Valilik Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Müdürü, Ünal Başkur’un Kırklareli Belediye Başkan yardımcısı olduğunu belirtti.
REKTÖRÜ MÜSLÜMAN GENÇLİK ÜYESİ DİYE DİNLEMİŞ
Müslüman Gençlik terör örgütü üyesi gösterilerek dinlenen Mustafa Aykaç’ın Kırklareli Üniversitesi rektörü olduğunun altını çizdi.
Mahkeme, iletişimine müdahalede edilen bu kişilerin gerçek kimliklerine bakıldığında tümünün il düzeyinde devlet yönetiminde, ticari hayatta, sosyal ve kültürel yaşamda görevleri, mevkileri ve rolleri olduğunu kaydetti.
Sanığın imzasını taşıyan dinleme kararlarına bakıldığında tümünün suç örgütü veya terör örgütü üyesiymiş gibi gösterildiklerini, ancak gerçek isim ve mesleklerinin dinleme talep yazısına yazılmadığını bildirdi.
Dinleme süresi bittiği halde uzatma kararı alınarak tekrar dinlenen bu kişilerin haklarında dinlenmelerini gerektirecek suç teşkil eden bir faaliyetleri bulunmadığı halde özenle seçilmiş olmalarının örgütsel amaçla yapılan bir faaliyet olduğu belirtildi.
10 YIL HAPİS
Mahkeme, sanığın haberleşme hürriyetine müdahale etmek amacıyla resmi belgede sahtecilik ve FETÖ’nün amacına hizmet ederek bilerek ve isteyerek yardım suçunu işlediği kaydedildi.
Sanık kişiler arasında aleni olmayan konuşmaları kaydetmek, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım suçlarından toplam 10 yıl 3 ay hapisle cezalandırıldı.
Mahkeme sanık hakkında her ne kadar darbeye teşebbüs suçundan dava açılmış ise de delil yetersizliğinden beraatına, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun ise mağdurların şikâyetlerinden vazgeçmeleri nedeniyle düşmesine karar verdi.