CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir’de gerçekleşen CHP TBMM Grubu tarafından düzenlenen 27. Dönem 5. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı’nda partililere seslendi. Kılıçdaroğlu, buradaki konuşmasında “Şunu da artık bilmek zorundayım, siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor, bazılarınızın da isteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini de görüyorum” ifadelerini kullandı.
İşte o konuşma:
İLK DESTEK İMAMOĞLU’NDAN GELDİ
Kılıçdaroğlu’nun sorusuna ilk yanıt İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan geldi. İmamoğlu, sosyal medya hesabından “Her koşulda Sayın Genel Başkanımızın #yanındayım” dedi.
Ekrem İmamoğlu’ndan sonra Anakara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da “Adil yarınlar, huzurlu bir gelecek için her zaman yanınızdayım” ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satırbaşları şöyle:
Bütün arkadaşlarımın şundan emin olmasını isterim bizim kitabımızda umutsuzluğa yer yoktur. Biz umudu büyütmek zorundayız. Derin bir yoksulluk var ama umutsuzluk yoktur. En zor koşullarda Türkiye’yi aydınlığa çıkaran bir gelenekten, bir partinin üyesi olmaktan onur duyduğumuzu bilmek gerekiyor. Biz, umudu büyütmek, yeşertmek, hiç kimsenin karamsarlığa kapılmayacağı bir ortamı yaratmak zorundayız.
Salı günü Elazığ’daydık. Bütün billboardlarda halkı tahrik eden, etmeye çalışan afişler asılmıştı. Vekil arkadaşlarımız yapılanın doğru olmadığını bir şekliyle belli çevrelere duyurmaya çalıştılar. Haberi aldığımda ‘Sakın dokunmayın, aynen kalsın’ dedim. Gidip, afişlerin birisinin önünde fotoğraf verdim. Çünkü, bu ülkenin insanına ben güveniyorum. Bu ülkenin insanı kışkırtmalara, tahriklere asla ve asla kapı aralamayacaktır. Bunu yapan kişi kim? Afişleri basan kişi söylüyor. ‘Cumhur İttifakı’nı oluştursan siyasi partilerin talebiyle, şirketimiz tarafından oluşturulmuştur’ diyor. Bir insan karalamaya, insanları tahrik etmeye kalkarsa ‘Artık ben ülkeyi yönetemiyorum’ noktasına gelmiş demektir. Bugün Türkiye’nin yönetilmediğini gayet iyi biliyoruz.
Merkez Bankası’nın görevini yerine getirmediğinin farkındayız. Hayat pahalılığını biliyoruz. ‘128 milyar dolar nerede’ diye afişler asmıştık ve geniş kitlelerin dikkatini çekmeye çalışmıştık. Yılbaşından bu yana 70 milyar dolar buharlaştı. Artık sormamız gereken soru 203 milyar dolar nerede ve kimlere verildi? Kimlere arka kapıdan satıldı, Merkez Bankası bu süreçte devre dışı bırakıldı, bunları sormamız lazım.
‘Biz faize karşıyız’ diyorlar. Faize karşı olmadıklarını tam tersine bu süreçte cumhuriyet tarihinde görülen bir olağanüstü olumsuz olaya imza attıklarının farkında olmamız lazım. Alt gelir gruplarından üst gelir gruplarına kaynak aktarıyorlar. Gerçeği herkese anlatmak zorundayız.
Bir garabete imza attılar. Attıkları imzayı sürdürüyorlar. Merkez Bankası’nın bankalara verdikleri paranın faizini 13’ten 12’ye indirdiler. Gidin bir bankaya, kredi çekmek istiyorum deyin. Bakın bakalım size yüzde 12 faizle veriyorlar mı? Vermeyecekler. Yüzde 12 ile faiz alan bankalar ne yapıyorlar? Bankaların kârı yüzde 500’ün üzerinde artış gösterdi. Var olan iktidar faiz ayaklarına yatıp, dini kullanarak bir avuç azınlığa milyarlarca lirayı aktarıyor. Biz Allah nasip eder iktidar olduğumuzda herkes görecek demokrasinin, saydam devletin, dürüst çalışmanın, liyakatin ve adaletin ne olduğunu göstereceğiz.
Halkın desteği ile iktidar olduğumuzda sanayicinin hangi partiye ilgi duyup duymadığına bakılmaksızın kim üretiyor, çalışıyor, ihracat yapıyorsa bizim başımızın üstünde yeri olacaktır.
Halkın arasına giremeyecek noktaya geldiler. Dert dinleyemiyorlar çünkü onların hiçbirisinin yetkisi yok ve bir şey söyleyemiyorlar. İradelerini bir kişinin iradesine bağlayan yani iradelerini saraya bağlayan bir iktidarın geleceği yoktur. Devletin geleceği bir kişinin iradesine bağlanamaz. Erdoğan bunu görüyor, fark ediyor. Erdoğan il, ilçe, kadın kollarının yapamadığı işi devlet memurlarına yaptırmak istiyor. Devlet memurları sarayın kölesi değildir.
SİZ GERÇEKTEN BENİMLE BİRLİKTE MİSİNİZ?”
Ben sürekli yürümeye ve ilerlemeye kararlıyım ve hiçbir şey beni inandığım yoldan geri çeviremez. Bu ülkeyi seven insanların, gerçek vatanseverlerin umutları ve duaları her yerde bizimle birlikte yürüyor buna inanın. Ve yine buna inanın bu mücadelede halk düşmanlarını birlikte yeneceğiz ve özgürlük, doğruluk, adalete susamış halkımıza kurtuluşu beraber getireceğiz. Şunu da artık bilmek zorundayım, siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor, bazılarınızın da isteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini de görüyorum. Artık karar verin. Bu halk düşmanlarını beraber yenecek miyiz, yenmeyecek miyiz?
“SON BİR UYARI”
Son bir konu, son bir uyarı yapacağım. Bakınız Türkiye tarihinin en büyük borsa manipülasyonlarına şahit oluyoruz hep beraber. Küçük yatırımcı soyuldu, soyuluyor. Bir SPK yetkilisi, ‘Sistematik risk yok’ diyor. SPK yalan söyler mi? Söylüyor. Bakın uyardım, daha önce uyardım. İzliyorum, notumu alıyorum derken blöf yapmadığımı ifade ediyorum. Küçük yatırımcıyı soyanları isim isim biliyorum. Hepsini bir kez daha uyarıyorum. Bu çaldığınız küçük yatırımcıların paralarıdır. Bu paraları burnunuzdan fitil fitil getireceğim. SPK aklını başına alsın.”