CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Balyoz davasında tutuklanan, dört yıla yakın süre Silivri Cezaevi’nde tutuklu olarak yargılandıktan sonra beraat eden emekli Tümamiral Deniz Kutluk’u, Ankara Çankaya’daki evinde ziyaret etti.
Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Kılıçdaroğlu, kumpas davalarında mağdur edilenlere devletin özür borcu olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Geçmişte büyük haksızlıkların yapıldığını, insanların mağdur edildiğini biliyoruz. Askerlerimize de geçmişte kumpas kurularak onların mağdur edildiğini, uzun süre hapiste tutulduğunu, evlerinin basıldığını, ellerine kelepçe takıldığını ve daha sonra şu veya bu şekliyle hapisten çıktılar ama onlara yapılan haksızlıkların bir şekliyle telafi edilmesi lazım. Benim helalleşme dediğim budur. Devletin onlarla helalleşmesi lazım.
“Üç veya beş kişiyi cezalandırarak bu defteri kapatamazsınız”
Deniz Kutluk da bunlarından birisi. Evi basıldı. Eşi, çocukları mağdur edildi. Sadece kendisi değil, ailesi de mağdur edildi. Aile; bazen karakollara, bazen hapishaneye, bazen hastaneye gidip gelerek ve büyük bir dramı yaşayarak en azından adaleti beklediler, bu insanlar. Devletin onlara özür borcu var. Her ne kadar bir terör örgütü ile iş birliği yapılıp bu kumpas kurulduysa da Balyoz kumpası ki bunların içinde en acımasızıdır, bugün üç veya beş kişiyi cezalandırarak bu defteri kapatamazsınız. Bu defter kapanmış bir defter değildir.
“Bu ülkede hiç kimseyi mağdur etmemeye kararlıyız”
Kendisinin ve ailesinin uğradığı mağduriyetin, haksızlığın telafi edilmesi lazım. Devletin bunlarla helalleşmesi lazım. İktidarımızda bu ve benzeri haksızlığa uğramış aileler ile nasıl helalleşeceğimizi anlatmaya geldim. Bu ülkeye demokrasiyi, bu ülkeye adaleti getireceğiz. Bu ülkede hiç kimseyi mağdur etmemeye kararlıyız. Evlatlarının, eşlerinin çektiği acılar, kendilerinin çektiği dışında, bir şekliyle tazmin edilmesi lazım.
Türkiye bu acıyı kaldıramaz. İnsanlık bu acıyı kaldıramaz. Zulüm bir yerde varsa, birilerinin ortaya çıkıp o zulme son vermesi lazım. ‘Evet, biz bu ülkede adaleti sağlayacağız’ demesi lazım. Zulme son vermek, zalimin yanında durmamak demektir. Zalimin yanında durursanız, Mevlana’nın deyişi ile ‘Dikene su verirsiniz.’ Biz dikene su vermeyi değil, güle su vermeyi istiyoruz. Beraber, birlikte yaşamayı istiyoruz. Bunu yapabildiğimiz zaman başarılı olacağız.
Var olan iktidarın zulmü sonlandıracağına inanmıyorum. Tam tersine bugün zulmün kapısını açmış, insanları perişan etmiş. Biz iktidarımızda, emin olun bu ülkeye barışı, bu ülkeye huzuru, bu ülkeye kucaklaşmayı getireceğiz. Bu ülkede hepimiz barış içinde, huzur içinde yaşayacağız. Herkesin bundan emin olmasını isterim, bütün vatandaşlarımın bundan emin olmasını isterim.
“Biz zalimin yanında değil, mağdurun yanındayız”
Çok güzel bir ülkemiz var. Çok güzel insanlarımız var. Deniz Kutluk’un kızı bana bir mektup bırakmış. O mektubu da aldım. Beklentileri var. Genç bir kardeşimiz. Notu aldım. Beklentiler aslında bütün gençlerin beklentileri. Daha güzel bir Türkiye, daha iyi bir eğitim, adalet… Bunlar isteniyor. Bunları sağlamak için Kutluk Ailesi’ne sözüm, mağdur olan bütün ailelere sözümdür; terör örgütü ile beraber askerlere karşı kurulan kumpasın hesabını soracağız. Zalimden hesap sormazsanız zalimin yanında olursunuz. Biz zalimin yanında değil, mağdurun yanındayız. Ve mağduru hakkını ve hukukunu sonuna kadar koruyacağız.”
Kılıçdaroğlu, dün sosyal medya hesabından yaptığı, “5’li çete ile aramı bulmaya yeltenen sermayedar, holding, piyasa, kim olursa olsun pişman olur; bu böyle biline. Şimdi varsa cesaretiniz, gelin beni ikna edin. Ama haber yollamayı bırakın” ifadelerini içeren paylaşımı ile ilgili soruya ise, “Hepsini halledeceğim. Beşli çete de zulmediyor, hepsini halledeceğim.” yanıtını verdi.