Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Emine Bukan Arıca, kas ağrısı hisseden bir kişide şikayetinin öncelikle bölgesel mi yoksa yaygın bir ağrı mı olduğunun belirlenmesi gerektiğini, kas ağrılarının ihmal edilmeyerek altta yatan nedenin araştırılması ve tedavi edilmesi gerektiğini kaydetti.
Dr. Arıca, bazen tek bir alanda görülen kas ağrılarının dışında bütün vücudu etkisi altına alan kas ağrılarından da yakınıldığını söyleyerek, “Buna neden olan ağrının yeri genellikle tam olarak tespit edilemezken, sızı şeklinde veya yanıcı tarzda ortaya çıkıyor. Bazen vücudun diğer bölgelerine de yayılabilen bu ağrılar kanser ya da Tip 1 diyabet gibi ciddi hastalıkların habercisi dahi olabiliyor” dedi.
Dr. Emine Bukan Arıca, küçük yaralanmalar, stres veya egzersizden kaynaklanan kas ağrılarının çoğunlukla evde uygulanabilecek basit tedaviler ile giderilebildiğini belirterek, “Ancak ağır yaralanmalar, kalıtsal nedenler veya bazı sistemik hastalıklar sebebiyle oluşan kas ağrıları genellikle ciddi anlamda tıbbi bakım gerekir. Kas ağrısının en sık karşılaşılan nedenlerini ise gerginlik, stres, aşırı yüklenme ve küçük yaralanmalar” dedi.
KASLARI GÜÇLENDİRMEK GEREKİYOR
Modern hayat şartlarının insanları hareketsiz bir yaşama alıştırdığını söyleyen Dr. Emine Bukan Arıca, “Hareketsiz hayat tarzından en fazla etkilenen vücut sistemlerinden biri de kaslarımızdır. Çünkü kaslar ancak kullanıldıkları zaman güçlerini koruyabilir ve bize sorunsuz bir şekilde hizmet edebilirler. Bu nedenle günlük hayatımızda kaslarımızı kullanacak, onları güçlendirecek alışkanlıklar edinmemiz gerekir. Aksi takdirde ise kas ağrısı oluşur.
Kasların bu tür zayıflıkları, ‘iltihapsız romatizmal hastalıklar’ olarak tanımlanır. İkinci grupta ise ‘iltihaplı romatizma hastalıkları’ yer alır ve bunlar kaslar üzerinde kalıcı hasar bırakabilirler. Bu gibi durumlarda ağrı, kas yorgunluğu, kramp, yanma ve sızlama gibi şikayetler yaşanıyor” diye konuştu.
BAŞKA HASTALIKLAR DA YOL AÇIYOR
Bahsedilen iki grup romatizmal hastalıklar dışında kalan bazı hastalıkların da kaslar üzerinde olumsuz etkiler oluşturabildiğini belirten Dr. Arıca, bunlara örnek olarak Tip 1 diyabet, tiroit hastalıkları, enfeksiyonlar, bazı kanser türleri, karaciğer yağlanması ve KOAH’ı vererek, bu hastalıkların vücudun enerjisini tüketip kasların daha kolay yorulmasına ve güçsüzleşmesine neden olduğunu ifade etti.
ÖNCE AYIRICI TANI KONUYOR
Kas ağrılarında başvurulacak fizik tedavi uygulamalarından önce ağrının sebebini bilmek ve altta yatan bir sistemik hastalık varsa onu tespit etmek gerektiğini anlatan Dr. Emine Bukan Arıca, “Ayırıcı tanı yapıldıktan sonra hastaya özel bir tedavi planlanır. Romatizmal hastalıklarda ilk adım olarak ilaçlar yardımıyla olay önlenir. Bu hastalıklar kaslara kalıcı hasar verdiği için kalan yapıları fizik tedavi ve rehabilitasyon ile eski kuvvetine getirmeye çalışmak gerekir. Bölgesel kas ağrılarında ise ağrının başlangıç zamanı ve herhangi bir travma ile ilişkisi olup olmadığına bakılır.
Travmalar, kasa darbe almak veya düşme gibi büyük bir travma olabileceği gibi mikro travma olarak tanımlanan, tekrarlayan küçük hareketlerin birikimi ile oluşan birim travmaları da olabilir. Böyle bir durumda öncelikle istirahat ve soğuk uygulama önerilir ve hasta takip edilebilir. 3-4 gün içinde ağrıda azalma olmadığı taktirde ileri tedaviler için uygun fizik tedavi ve rehabilitasyon programı hazırlanır. Yaşam biçiminden kaynaklanan romatizmalarda ise yapılabilecek tek şey egzersizdir” şeklinde konuştu.