Eski SHP Genel Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili olarak, “Art arda gelen çağrıların Cumhurbaşkanlığı seçimiyle bağlantılı olabileceği yorumu ağırlık kazanıyor. Böyle bir karar almışsa doğal olarak hepimizin, tüm Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanıdır, cumhurbaşkanı adayımız. Bir ön seçim yapılamaz. Söz konusu olamaz” dedi.
Murat Karayalçın; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, partisinin İzmir Seferihisar kampındaki, “Siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Artık karar verin. Bu halk düşmanlarını beraber yenecek miyiz, yenmeyecek miyiz?” açıklamalarına yönelik olarak şöyle konuştu:
“Partimizin genel başkanı cumhurbaşkanı adaylığını düşünüyorsa bir ön seçim söz konusu değildir”
“Bir parti genel başkanının partinin bütününü görme ve değerlendirme açısından böyle bir çağrıda bulunması olağan karşılanmalıdır. Sayın Genel Başkan’ın takdiridir. Bir süre önce benzer, ya da bu şekilde yorumlanabilecek çağrısı olmuştu. Onu da dikkate aldığımızda art arda gelen çağrıların Cumhurbaşkanlığı seçimiyle bağlantılı olabileceği yorum ağırlık kazanıyor. Bunu göz ardı etmemek gerekir. Aslında Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı çok doğal olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanıdır. Bir ön seçim yapılamaz. Söz konusu olamaz. Bizim partimizin genel başkanı cumhurbaşkanı adaylığını düşünüyorsa bir ön seçim söz konusu değildir. Doğal olarak genel başkanımız, eğer böyle bir kararı varsa, ki o çağrıların bununla çok güçlü bir ilişkisi olduğu anlaşılıyor… Böyle bir karar almışsa doğal olarak hepimizin, tüm Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanıdır cumhurbaşkanı adayımız.”
“İttifak sözcüğünün kullanılmasının daha doğru olduğu kanısındayım”
Altılı Masa’nın çalışmalarını değerlendiren Karayalçın, açıklamasına şöyle devam etti:
“Ocak ayına kadar Cumhurbaşkanı adayı belirlenmeli”
Gelecek döneme yönelik çalışmalarla ilgili konuşan Murat Karayalçın şunları söyledi:
“12 Şubat’tan bu yana 7 ay geçti. Geriye dokuz ay kaldı. Bu dokuz ayı, üç ay ve altı ay diye ikiye ayırıyorum. Ocağa kadar gelecek üç ayımız var. Ondan sonra da altı aylık bir dönem başlıyor. O da ikinci dönem. Ocağa kadar geçecek bu dönemde benim gelecek projesi dediğim siyasi metin hazırlanmalı. Cumhurbaşkanı adayı belirlenmeli. Ve bunlar kadar önemlisi; bir koalisyon protokolü hazırlanmalı. Bir koalisyon hükümetinde görev yapmış eski bir başbakan yardımcısı olarak yaşamsal derecede önemli olduğuna inanıyorum. Türkiye nasıl yönetilecek? Atamalar nasıl olacak? Bakanlıklara kimler gelecek, ne olacak? İsim olması gerekmiyor, hangi parti ne yapacak bunun ortaya konması gerekiyor. Altılı Masa dediğiniz, benim Millet İttifakı diye adlandırmayı tercih ettiğim yapı sonuçta bir koalisyondur. Farklı partiler bir araya geliyorlar ve Türkiye’ye yeni bir yönetim vaadinde bulunuyor. Bu yönetim nasıl olacak, nasıl işleyecek, kimler hangi sorumlulukları üstlenecek? Benim koalisyon protokolü dediğim de bu. Üç ayda üç şey. Bir gelecek projesi, iki cumhurbaşkanı adayı, üç koalisyon protokolü. Ocak ayında bunlar kamuoyuna açıklanmalı. Geri kalan 5-6 aylık dönemde de seçim güvenliği, listeler, arazi çalışmaları yapılmalı.”
“Saydam ve katılımcı bir belediye yapısı”
Çiğli Belediyesi tarafından bugün düzenlenen Çiğli İmar ve Kent Çalıştayı’na katılan Karayalçın, çalıştayla ilgili izlenimlerini de şöyle aktardı:
“Çok büyük bir zevkle dinledim. Sayın başkanımızın konuşması oldu. Memnuniyetle dinledim, kıvanç duydum. Dijitalleşme dedikleri teknik şey gibi gözüküyor ama aslında hizmette verimliliği sağlıyorlar. Saydam bir belediye yapısı da ortaya koyuyor. Saydamlık ve katılımcılık sosyal demokrat belediyeciliğin özüdür. Biz 1989’dan bu yana bunu vaat ediyoruz. Saydam ve katılımcı bir belediye yapısı. Bunu gördüm. Eski bir belediye başkanı olarak da büyük memnuniyet duydum.”