30 Ekim İzmir depreminin ardından iki yıl geçti. 6.9 büyüklüğündeki depremde 117 kişi yaşamını yitirirken binlerce kişi evsiz kaldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Kentsel Dönüşüm İtiraz Komisyonu Başkanı ve İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, depremin ikinci yıl dönümünde, önümüzdeki süreçte yapılacak çalışmalara ilişkin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Yurttaşlara dikkat etmeleri gereken noktaları anlatan Prof. Dr. Kozanoğlu, depremin ardından kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandığını, riskli yapı tespitine ilişkin itiraz olması durumunda ise konunun Kentsel Dönüşüm İtiraz Komisyonu’nda değerlendirildiğini belirtti.
“60 BİN BİNA DAHA ACİLEN YIKILMALI”
İzmir’deki Kentsel Dönüşüm İtiraz Komisyonu’na başvuran bina sayısının yaklaşık 22 bin olduğunu ifade eden Kozanoğlu, “Bu rakam, 2013 yılında kentsel dönüşümle ilgili yayınlanan kanundan bugüne kadar geçen sürede gerçekleşti. Örneğin; lisanslı denetim firması tarafından yapılan inceleme sonucunda betonun kalitesi yetersiz, bina çürük çıkıyor. Ancak kat maliklerinden biri, ‘Benim binam sağlam, bu rapora inanmıyorum’ diye itirazda bulunuyor. Biz de komisyon olarak testlerin nasıl yapıldığına, denetim firmasının doğru ölçüm için gerekli teknik aşamaları tamamlayıp tamamlamadığına bakıyoruz. Açıkça söylemek gerekirse, itirazların büyük çoğunluğu boşa çıkıyor. Bazı itirazlar, tamamen zaman kazanmak amacıyla yapılıyor. Tesisat borusu geçirmek için kirişi kesip ‘Koskoca bina bundan yıkılmaz’, ‘Benim binam az katlı, çürük olsa da dayanır’ ya da kolonu hasarlı olmasına rağmen ‘Sıvalarda bile çatlak yok, bina sağlam duruyor’ diyene rastladık. ‘Otopark için kolonu tam kesmeden biraz inceltsem olur mu’ diye soran bile oldu. Kolonun içine kümes teli koyanı dahi gördük. Bize itirazda bulunulan yaklaşık 22 bin binanın 21 bine yakını yıkıldı, diğer binalara ilişkin inceleme sürüyor. Ancak İzmir’de kentsel dönüşüme girerek acil yıkılması gereken yaklaşık 60 bin bina daha var. Binasıyla ilgili şüphesi olan vatandaşlar, hemen harekete geçmeli ve bina yenileme sürecini hızlandırmalı” diye konuştu.
“ARTIK ALIŞKANLIKLARDAN KURTULMALIYIZ”
”Elbette vatandaşlarımız, riskli yapı tespitine ilişkin itirazda bulunabilir” diye devam eden Prof. Dr. Kozanoğlu, “Onların böyle hakkı var. Ancak bazı itirazlar, bizi bile şaşkına çeviriyor. Bina inşa edilirken projeye uyulmamış, demirler korozyona uğramış, beton kalitesi çok düşük. Bu binaya itiraz etmek ya da sağlam demek, o binada oturan herkesin hayatını riske atmaktır. Tesisat borusu geçirmek için kirişi kesip ‘Koskoca bina bundan yıkılmaz’, ‘Sıvalarda bile çatlak yok, bina dışarıdan sağlam duruyor’ demenin kabul edilebilir tarafı yok. Depremin şakası yok, ne zaman ve nerede geleceği belli değil. İnsan canından önemli hiçbir şey olamaz. Ama maalesef depremi hafife alıyoruz. Artık eski alışkanlıklardan kurtulmalı, yapı güvenliğini önemsemeliyiz” ifadelerini kullandı.
“KAFANIZA GÖRE DUVARLARI YIKMAYIN”
Halk arasında doğru bilinen birçok yanlış olduğunu belirten Kozanoğlu, “Maalesef kulaktan dolma, bilimsel gerçekliği olmayan sözlere itibar ediyoruz. Örneğin, duvar yıkma konusundan bahsedebiliriz. ‘Duvarın taşıyıcılığı yok’ diyerek duvarı yıkıp cam yapıyoruz, dükkanı büyütüyoruz ya da evde kendimize yer açıyoruz. Sonra da binada yumuşak kat dediğimiz soruna yol açıyoruz. Proje haricinde, kafamıza göre işlem yapamayız. ‘Duvar yıkmak sorun olur mu’ diye bana hep soruyorlar. ‘Evet, sorun olur’ diyorum. Bu alışkanlık nereden çıktı, anlamak mümkün değil. Bir diğer algı da az katlı binanın daha güvenli olacağı yönünde. ‘Çürük de olsa bina az katlı olunca dayanır’ düşüncesi yaygın. Net söylüyorum; az katlı bina zor yıkılır diye bir durum olamaz. Deprem, öyle bir frekansta gelir ki, az katlı binalara daha çok zarar verir. Bunlar benim yorumum değil, bilimsel gerçekler” diye konuştu.
“25 YAŞ, SAĞLAM BİNA İÇİN ÇOK DEĞİL”
İzmir’deki bina yaş ortalamasının 25 olduğuna dikkat çeken Kozanoğlu, “Sağlam bir bina, 6-7 büyüklük aralığındaki bir depremde hasar bile almaz. Bizde ise bırakın hasarı, maalesef yıkılıyor. İzmir’de bina yaş ortalaması yaklaşık 25. Ancak 25 yıllık bina aslında hiç yaşlı değil. Depremde yıkılan, hasar gören binalara baktığımızda; projeye uyulmadığını, sonradan yapılan ekleme ya da çıkarmalarla binanın yapısının bozulduğunu, malzeme kalitesinin göz ardı edildiğini görüyoruz. Eğer binayı projeye uygun olarak malzeme kalitesine, demir sayısına ya da zemin etüdüne uygun olarak yaparsak hiçbir sorun kalmaz. 25 değil, 40 yıllık bina da olsa depremde kolay kolay ağır hasar almaz. Biz yeter ki işimizi düzgün yapalım, binamızı önemseyelim ve koruyalım” dedi.