Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı’nın ve 196 kurultay delegesinin belirleneceği 38. Olağan İstanbul İl Kongresi 08.00 itibarıyla başladı.
Divan Başkanlığı’na eski CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın seçildiği kongrede eski CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ve Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik, il başkanı olmak için yarışacak.
CHP’de 4-5 Kasım tarihlerinde yapılacak 38. Olağan Kurultay öncesinde gözler, delege sayısının en fazla olduğu İstanbul’a çevrildi. 38. Olağan İstanbul İl Kongresi, Haliç Kongre Merkezi’nde bugün yapılıyor.
Genel Merkez tarafından desteklendiği belirtilen, aynı zamanda eski İstanbul İl Başkanı da olan Cemal Canpolat ile partide “değişimciler” olarak nitelendirilenlerin adayı, mevcut Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik, il başkanı olabilmek için yarışacak.
Kongrenin yapıldığı salona Özgür Çelik’in resminin olduğu ve üzerinde “İstanbul için biz varız” yazılı pankart asılırken Cemal Canpolat’ın pankartında ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da resmi yer alarak “Asla yalnız yürümeyeceksin” yazısı yer aldı.
11.00’de başlayan kongre için salona saat 10.00’dan itibaren giriş yapılmasına izin verildi.
Partinin Gençlik Kolları üyeleri, salona “Özgür gelecek, gençlik özgürleşecek” ve “Güzel günler göreceğiz, güneşli günler” sloganlarıyla girdi.
İMAMOĞLU DA KONGREDE
Kongrenin Divan Başkanlığı’na da eski CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal seçildi.
CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan aday adayı Özgür Özel, Antalya İl Kongresi’nde olduğu için İstanbul’dakine katılmadı.
Kongreye CHP Genel Başkanı aday adaylarından Prof. Dr. Örsan Kunter Öymen ile Ünal Karahasan, Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre, Devrim Çelik, Zeynel Emre, Hasan Efe Uyar, Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, çok sayıda milletvekili ve Parti Meclisi (PM) üyeleri de katıldı.
KAFTANCIOĞLU: KILIÇDAROĞLU’NA KİŞİSEL VE ÖZEL TEŞEKKÜR EDİYORUM
CHP İstanbul 38. İl Kongresi İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun konuşmasıyla başladı.
Kaftancıoğlu’nun konuşması şöyle:
“Bu kürsüden size son kez sesleniyorum. Sizden il başkanınız olarak son isteğim, İstanbul örgütü bugün bir kez daha farkını saraya ve Ankara’ya gösterecek adaylar konuşurken dinlemenizi istiyorum. Hep yarını konuşmamız lazım dedik. Cumhuriyet’imizin ikinci 100 yılında giderken 21. yüzyılda da karşı karşıya olduğumuz sorunlar çok karışık. Ekonomik, sosyal ve dijital eşitsizlikleri, iklim değişikliği, ayrımcılık, ırkçılık, ahlaki ve siyasi çöküntüyü 85 milyon adına tartışmak zorundayız. İçi boşaltılan devlet kurumları yerine güçlü yurttaş güçlü birey sorumlu devleti hep beraber oluşturmamız lazım.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurumsal kimliğiyle partimizle birlikte bu ülkeye demokrasiyi getirerek cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı taçlandırmamız lazım İstanbul örgütüne, aramızda bulunan bulunmayan, hayatını kaybetmiş İstanbul örgütüne sonsuz teşekkür ediyorum. Önünde saygıyla eğiliyorum. İlçe başkanları, delegelerimizle ilgili trollerin attığı iftiraların tehditlerin arasına sıkışmaz Bu örgüt var ya bu örgüt, seçim zamanı araba bulamayıp yürüyerek çalışmaya gitmiş örgütBu örgüt sandıklarda günlerce beklemiş örgüt. Sizin il başkanınız olmak hayatım boyunca en gurur duyacağım şey olarak kalacak. ‘Yarını konuşmamız lazım’ dedik. Yarına umudu hep birlikte yeniden diriltmemiz lazım. Popülist siyasetin karşısında dönüştürücü siyaseti inşa etmek gerek. Konuşulanı yapmak, sahici, samimi olmaktır. İstanbul örgütünün parti içinde hak ettiği yere gelmesi için daha çok sesinizi duyurmaya çalışacağından hiç şüphem yok.
İkinci teşekkürüm yüzüne karşı; dönüştürücü siyaset, samimi ve sahici siyaseti toplumda yerleştirmek için en net eleştirilerimi yüzüne karşı yapmama rağmen ‘siyasette kadınlar da olmalı’ deyip eleştirilerimi büyük bir olgunlukla karşılayan genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na kişisel ve özel teşekkür ediyorum. Kendisine yaptığım eleştirileri bu salondan birine yapsaydım bana düşman olurdunuz. Son teşekkürüm de, ergenliğini ve hatta çocukluğunu bensiz geçiren her gün annemin başına bugün ne gelecek acaba kaygısı yaşayan ve ona aynı zamanda annelik yapan maddi ve manevi olarak her zaman yanımda duran sevgili kızım ve eşime teşekkür ediyorum. Artık biz de belki kaybettiğimiz şeyleri telafi edecek bir vakit bulacağız.”
Kaftancıoğlu’nun konuşmasının ardından kongrede divan başkanlığı yapacak isim belirlendi. İl başkanlığı için yarışan iki adayın ortak önerisi ile CHP eski milletvekillerinden Çetin Soysal Divan Başkanlığı’na seçildi.
KAFTANCIOĞLU YUHALANDI
Canan Kaftancıoğlu’nun konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edildiği anlarda kongre salonunda yuhalama sesleri yükseldi. Kaftancıoğlu kendisini yuhalayanlara alkışla cevap verdi.
“KAYYUM GİDECEK ÖZGÜR GELECEK”
Değişimciler “Kayyum gidecek Özgür gelecek” sözleriyle Kaftancıoğlu’na tepki gösterip Özgür Çelik’i destekledi.
KILIÇDAROĞLU’NDAN MESAJ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kongreye gönderdiği mesaj okundu.
CHP lideri mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Cumhuriyet Halk Partisinin cesur üyeleri değerli yol arkadaşlarım. Cumhuriyetimizin temel değerlerine gönülden bağlı, büyük Atatürk’ün hedeflediği çağdaş uygarlık seviyesine aşma doğrultusunda çalışan siz değerli yol arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Büyüyen kalkınan bilimde ve teknolojide dünyaya meydan okuyan bir sığınmacı deposuna dönüştürülmeyen özgür ve adil bir Türkiye için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Çünkü bizler kişisel çıkarlar peşinde koşanlar değil güçlü ve mutlu Türkiye davasına inanmış insanlarız. Bu bağlamda bu yolda atılan her adım demokrasi için verilen her oy sadece çocuklarımızın geleceğini şekillendirmekle kalmayacak.
Tarihinin en zorlu dönemini geçiren ülkemizin geleceğini şekillendirecek önemli bir tercih olacaktır. Değerli yol arkadaşlarım hepimiz cumhuriyetimizin kurucu partisi olmanın getirdiği büyük tarihi sorumluluğun bilincindeyiz. Bu doğrultuda ülkemiz ve partimiz için çalışan cumhuriyet halk partililer bugün de demokratik bir olgunlukla iradelerini ortaya koyacaktır. Hedeflerimize ulaşmak ülkemizi aydınlığa çıkarmak için daha büyük bir güç ve azimle çalışacağımıza yürekten inanıyorum. Bu vesileyle şimdiye kadar görev yapan tüm yöneticilerimize emekleri ve çalışmaları için teşekkür ediyor, yeni görev üstlenecek arkadaşlarıma da başarı dileklerimi iletiyorum. Kongremiz partimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.”
İMAMOĞLU SLOGANLARLA KÜRSÜYE ÇIKTI
Kongrede İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu da kürsüye çıktı. Salondakilerin “Her şey çok güzel olacak” sloganlarıyla konuşmasına başlayan İmamoğlu, iki adaya da başarı dileklerini sundu.
“2019 seçimleri, Türkiye demokratlarının ortak başarısıdır” diyen İmamoğlu, CHP’nin devletin ya da piyasanın değil, halkın partisi olduğuna vurgu yaptı.
İmamoğlu konuşması esnasında ‘Halkın umudu Kılıçdaroğlu’ sloganları atıldı.
İmamoğlu konuşmada şu mesajları verdi:
“Hepiniz hoş geldiniz. İstanbul il kongremiz hepimize hayırlı ve uğurlu olsun. Temmuz başında mahallelerde başlayan ardından ilçelerde devam eden kongrelerimiz, İstanbul çapında bugün itibarıyla tamamlanıyor ve sonuçlanıyor. Bu süreçte her bir mahallede, her ilçede emek sarf eden üyelerimize her kademede seçilen delegelerimize ve bu kongreye katılarak partimizin geleceğini şekillendirmek için sorumluluk alan her birinize içtenlikle teşekkür ediyorum, emeklerinize sağlık. Sevgi, saygı ve selamlarımı sunuyorum.
“SİVİLLERİN HEDEF ALINMASI BİZİ ÇOK DERİNDEN ÜZDÜ”
İmamoğlu yaptığı konuşmada İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalara değindi.
İmamoğlu şöyle dedi:
“Filistin sorununun ne kadar derin ve karmaşık olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu çatışmada sivillerin hedef alınması bizi çok derinden üzdü. Hangi taraftan gelirse gelsin sivillere karşı saldırılar kabul edilemez. En yakın zamanda diyalog yoluyla kalıcı ve adil bir çözümün bulunması için hep birlikte çalışalım. İnsanlığın en eski yerleşim alanlarından birisi olan bu coğrafyadaki bu çatışmanın son bulması, bütün dünyanın sorumluluğudur. Bu konuda bizler de bu sorumlulukta en üst seviyede görev almaya hazır bir milletiz.”
“İSTANBUL’UN KADERİ TÜRKİYE’NİN KADERİDİR”
“İstanbul’un kaderi Türkiye’mizin kaderidir. 2019 seçimleri Türkiye demokratlarının ortak başarısıdır. Geride bıraktığımız 4,5 yıl boyunca hukuk dışı engellemeleri yaşadık. Bunların hiçbiri bizi yıldırmadı. Bizim partimizin acı Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Cumhuriyet ve halk kelimeleri aslında iç içedir. O yüzden partimiz devletin ya da piyasanın değil en başta halkın partisi olma iddiasındadır. Halkçılık ilkesi buradan gelir.
Eğer öyleyse bir belediye başkanının halkçılığını ve sosyal demokratlığının sınanacağı alanlar bellidir. Belediyemiz İstanbul tarihinin ilk öğrenci yurtlarını ilk kreşlerini açmak işte tam da kamucu halkçı, sosyal demokratik bir belediyecilik değil midir;? Hep birlikte hatırlayalım; bu şehri devraldığımızda koca istanbul büyükşehir belediyesinin tek bir öğrenci için dahi yatağı yoktu. Bugün 14 tane yurdumuz var, bunlarda 5 bin üniversite öğrencisi var. Adil bir şekilde anadolunun Trakya’nın vatandaşlarımızın evlatları geliyor o öğrenci yurtlarında emin ellerde Türkiye’nin geleceği için okuyorlar.
BİLAL ERDOĞAN’A GÖNDERME
“Birisinin çocukları bizden şikâyetçi olmaya başladı yerel seçim yaklaşırken. niye? Ailelerin vakıflarına teslim edilecek yurtlar artık teslim edilmiyor, hani geçen dedim ya işine git diyeceğim ama işi gücü olmayan evlatları, keşke işi gücü olsaydı. keşke politikanın siyasetin mecrasından beslenen insanlar olmasaydı. Siyaset aile mesleği değildir, aile mesleği haline getiren bu anlayışa hep birlikte son evreceğiz. Kreş sayımız sıfırdı, bugün itibariyle 75’i tamamladık. Hızla 150 sayısına koşuyoruz. Yani hiç durmadan yolumuza devam ediyoruz. Düşünün 4.5 yılda 5 bin öğrenciye yurt yağan anlayış bu şehirde 25 yılda iktidar olsa neler yapar neler.”
“İKİ METROBÜSTEN BİRİNİ YENİLEDİK”
“Düşünün 25 yılımız bu anlayışla geçse milyonlarca gencimize burs versek kötü mü olur? İyi olur iyi. Yenisini açtığımız halk ekmek fabrikasında kullanılan buğdayın tamamını İstanbulun buğday üreticilerinden almak, İstanbul’un süt üreticilerinden alarak 23 milyon sütü İstanbul’un bebelerine dağıtmak… Geçen MEB’e bağlı BİR kreşe gittim, çocuklara sordum büyükşehir belediye başkanıyım dedim, ne yapar deyince biri elini kaldırdı ‘süt getirir’ dedi. hayatımın en büyük ödülü. İşte kent lokantaları açtık, milyonlarca insanımız kent hayatında mağdur olan bir lokantaya gidip öğle yemeğini yiyemeyen öğrencisi işçisi emekçisi kent hayatına bu kent lokantaları insandan yana kamucu bir müdahale yapmış olmuyor muyuz?
Bugüne kadar kent lokantalarında 1 yılı aşkın sürede oradan bir öğün yemek yiyen insan sayısı milyonları aştı. işte halkçı belediyecilik böyle yapılır. Biz görece gelir gelmez İstanbul’da binlerce özel halk otobüsünü bünyemize kattık, risk aldık. Orada insanların emekleriyle ilgili sorunlarını ortadan kaldırdıki Adalar’daki fayton sorununu yıllarca konuştular, biz bir kişinin burnu kanamadan uzlaşarak bünyemize aldık. Şu anda iki metrobüsten birisini bütün kredilerimizin onaylanmamasına rağmen israftan ve bir avuç insanın zenginleşmesinden kopararak iki metrobüsten birini yeniledik.”
“TÜRKİYE TARİHİNDE ALEVİ DEDELERİNİ İLK BİZ GÖREVLENDİRDİK”
“Taksi sorununu çözmek için geliştirdiğimiz belediyenin piyasa üzerindeki ekinliğini artırmayı amaçlayan bu yöntem iktidar tarafından neden engelleniyor? Çünkü bir avuç insanın çıkarına işleyen başıboş bir piyasa orası. kamucu ve halkçı bir düzenleme getirmeye çalışıyoruz da ondan. İşte halkçılık ve sosyal demokrat belediyecilik budur. Biz zor durumdaki bakkalları halk bakkal olarak organize ediyoruz. Nakit yardımında bulunduğumuz insanlarımız oralardan alışveriş yapsın istiyoruz. bu yaptığımız iş aynı zamanda halk ekmek ve desteklediğimiz üreticilerin ürünlerinin de orada satılmasına ortam yaratmış oluyor. Bizden öcneki yönetimin imara açmak için fırsat kolladığı tarihi Haliç tersanesini yeniden işler ve kâr elde eder hale biz getirdik.
İBB olarak biz neredeyse yarım asır sonra kendi gemilerini yapan hatta kendi gemilerini tamir eden hatta başka gemileri de tamir eden kâr elde eden bir işletme haline getirdik. Sizleri 4.5 yıldır uyguladığımız ve adına İstanbul modeli dediğimiz halkçı belediyecilik adına bir örnek daha vereyim; farklı inançtan olan vatandaşlarımızın ne yazık ki sadece bir kısım vatandaşımızın kendi inançlarına göre hazırlık yapılan mezarlıklarımızın yönetim kadrosu içerisine İBB ve Türkiye tarihinde ilk kez imamların yanı sıra alevi dedelerini biz görevlendirdik.”
“MUSLUĞUN YÖNÜNÜ HALKIMIZA DÖNDÜRDÜK”
“İBB tarihinde kadın yönetici ve çalışan istihdamı konusunda inanılmaz bir ivme yakaladık. Bakın daha önce ondan fazla meslekte hiç kadın yokken artık İBB’de o meslek dallarında da kadın var. kadın yönetici oranı dönemimizde tam 3 kat büyüdü. Daha önce o masalarda hiç kadın yokken genel sekreterden daire başkanlıklarına kadar birçok kademede ilkler yaşandı ve kadınlar atandı.
Biz iş başına geldiğimiz günden bu yana bu şehirde kimseyi aç bırakmadık açıkta bırakmadık. bir yandan halkçılık bir yandan kamucu projecilik. Kurduğumuz tesislerde İstanbul’un çöpten elektrik üretimini görülmemiş seviyede artırdık. İstanbul’un aynı şekilde farklı branşlarda elektrik üretimi konusunda adımlar attık. Bütün bunları yaparken, bundan önce gelenek haline gelmiş İstanbul’da tek bir kişi ya da kuruma özel parsel bazlı tek bir imar artışını yapmadık yaptırmadık yaptırmayacağız.
Musluğun yönünü halkımıza döndürdük. Çok özet bir rakam vermemiz gerekirse sosyal yardımları bizden önceki dönemin tam 5 katına çıkarttık. Bu şehirde mağduriyetini en çok önemsediğimiz kadınları çocuklarıyla yaşasınlar diye tam 571 bin annemizin cebine anne kartı koyduk. Bu özeni gösteren anlayış CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun halkçı ve sosyal demokratik anlayışıdır. Hiç kimse diyemez ki bu belediyede kayırmacılık var. Mutluyuz.”
“SÖZÜMÜ TUTUYORUM”
“Biz halkçı bir belediyecilik yapıyoruz. Biz göreve geldiğimizde belediyemizde sendikalı çalışan sayısı 17 bindi, 4.5 yılda İBB’de sendikalı çalışan sayısı tam 80 bin. Halkçılık sosyal demokrat olmak icraatla olur, lafla değil. DİSK 43 yıl sonra belediyemizde ilk kez temsil edilir haline gelmiştir. Bugün itibariyle İBB bünyesinde 30’a yakın sendikayla 50ye yakın toplu sözleşme ile yola devam ediyoruz. Belediyemizde çalışma saatlerini kamuda 45 saatten 40 saate düşüren öncü kurum biz olduk. Halkçılık bize Atatürk’ün emanetidir.
Kim olduğuna bakmaksızın vatandaşına bireyi hizmeti odağına koyan istanbul modeliyle ortaya koyduğumuz halkçılık, dünyanın başına bela olan otoriter anlayışlara ve popülizme karşı güçlü bir mücadelenin de ışığı olacak. 16 milyon insanımıza söz vermiştim bu şehrin gelmiş geçmiş en demokrat en başarılı belediye başkanı olacağım demiştim. Gururla söylüyorum ki sözümü tuttum sözümü tutuyorum sözümü tutmaya devam edeceğim.”
“PARTİ İÇİNDE DÜŞMANLAR VARMIŞ GİBİ DAVRANMANIN YERİ YOK”
“Parti olarak elbetteki konuşmamız gerekenler var. Pek çok vatandaşımızın uzunca süredir iktidar olma ve ülkeyi yönetme hevesinden kararlılığından ne yazık ki buna karşılık veremeyen bir parti olarak görülüyoruz. Her birimiz kurucu genel Başkanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün her şartta mücadele eden hedefe ulaşmak için sürekli yeni yollar arayan icracı projeci ve tutkulu vatan sevgisini aynı yoğunlukta taşımak aynı enerjiyi sergilemek zorundayız. Bu ülkenin geleceği be bu aziz halkın refahı için içine düştüğümüz bu zor durumlardan bir an önce kurtulmak zorundayız.
Birileri tabii ki birtakım hususlara, muhalefete karşı duruşlar gösterecektir bunlar önemli değil. Bakınız temel değerlerimizi ve en önemli ilkelerimiz savunmak zorundayız. Parti yönetimine olan eleştirileri bir saldırı olarak yorumlamanın asla doğru olmadığını düşünüyorum. Parti içi demokrasiyi bir bölünme ve parçalanma riski olarak göstermenin asla doğru olmadığını düşünüyorum. Parti içinde sanki ötekiler veya düşmanlar varmış gibi davranmanın ve propagandanın yeri asla yoktur partimizde.”
“BU MİLLET CHP’NİN İKTİDAR OLMASINI İSTİYOR”
“Bunlar bize yakışan veya fayda sağlayacak şeyler değildir. Bunlar bizim sonuna kadar mücadele edeceğimiz yaklaşımlardır. Birilerini işaret edip düşmanlaştırmaya çalışanlar CHP’nin yüzyıllık mücadelesine kötülük yaparlar. Parti hukukuna uygun, şeffaf bir şekilde partiye üye olmuş görev üstlenmiş ve mücadele etmiş herkese bu partide yer vardır. Kendi iradesi ve gönüllü emeğiyle bu partiye ve bu partinin mücadelesine destek vermek için katılan hiçbir üye ayrıştırıcı tutuma tabii tutulamaz. Bu ülkenin modern özgür demokrat ve müreffeh bir ülke olması için saflarımıza katılan herkese bu partide yer vardır.
Farklılıklara saygı göstererek bir arada yaşama ve çalışma kültürünü önce partimizde sergileyerek halkımıza örnek olmalıyız. Hayatım boyunca defalarca gerçekleştiğini gördüğüm bir sırrı sizinle paylaşmak istiyorum; bu millet Türkiye’yi zenginleştirecek güçlü ve adil bir Türkiye’yi inşa edecek bir seçeneği gördüğünde tereddüt etmeden iktidara taşır. İşte bu millet CHP’nin iktidar olmasını istiyor. Bizlerin görmezden gelmeyeceği ulusal ihtiyaç budur. Bizim en acil ve en önemli görevimiz hep beraber iktidar olma seçeneğini milletimize acilen sunmaktır. CHP’yi güçlendiren ayağa kaldıran devrimci ve halkçı bir parti yapın diyor halk bize.”
“2028’DE CUMHURBAŞKANLIĞINI KAZANIYORUZ”
“Bugün burada partimizi yenilemek için bir aradayız. Biz birilerini dışlayan bir anlayışa asla teslim etmeyen bir partiyiz. İstanbul’u kazanacağız. Birlikte İstanbul ittifakı kuracağız. Bu yolculuğun sonunda millet kazanacak.
CHP’nin her bir üyesi, her bir seçmeni sonuçta milletin kazanacağını bilerek çalışacak. 2024’te yerel seçimlerde İstanbul’da Türkiye çapında yeni bir zafere imza atmaktır. Daha çok belediyeyi kazanacağız. Sonra da, 2028’de Cumhurbaşkanlığı’nı kazanıyoruz. 2029’da daha büyük başarılara imza atıyoruz yerel seçimlerde. Hedefimiz 2024, 2028, 2029. Bu tarihleri zihinlerinize kazıyın. Ben 17, 20, 25 yaşındaki size diyorum ki hep birlikte 30 yaşlarınıza geldiğinizde bu ülkeye CHP’lilerin sosyal demokratların iktidarını yaşatmaya hazır mısınız? Bu yolculukta önümüzdeki taşları temizleyin. Sevgili hemşerilerim ayağınıza taş değmesin, taşları temizleyelim yola çıkalım. Yolumuz açık olsun, yolumuz iktidar olsun.”
İKİ ADAYDAN SAĞDUYU MESAJI
Gençlerin karşılıklı slogan atmalarının ardından İl Başkanı adayları Özgür Çelik ve Cemal Canpolat sahneye çıkarak gençleri yatıştırdı.
Kongre başlangıcından itibaren bir grup “Her şey çok güzel olacak” ve “İktidar” sloganları atarken bir grup da “Halkın umudu Kılıçdaroğlu” sloganları atmıştı.
HANGİ KANATLAR KİMİ DESTEKLİYOR?
Canpolat “Genel Merkez’in adayı” görüntüsü çiziyor.
Canan Kaftancıoğlu ve Oğuz Kaan Salıcı gibi isimlerle anılan 10 Aralık grubunun yarışta Canpolat’a destek verdiği aktarılıyor. Anadolu yakasındaki bazı ilçe örgütleri ve belediyelerde etkisi olan Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin de Canpolat’ı desteklediği ifade ediliyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen günlerde hem Çelik hem de Canpolat’la ayrı ayrı görüştü ve ikisiyle de fotoğraf verdi. Kılıçdaroğlu yarışta açıktan bir adayı işaret etmiş değil.
CHP liderinin son Parti Meclisi toplantısında da Canpolat ve Çelik’e “eşit mesafede” olduğunu söylediği aktarılıyor.
Canpolat ise adaylık açıklamasında “Genel Başkanımıza saldırarak, itibarsızlaştırarak, siz CHP’ye yeni bir şey yapamazsınız. Biz bu yenileşmeyi birlikte yapacağız” sözleriyle “değişimcileri” eleştirdi.
Açıklamaya CHP genel başkan yardımcılarından Bülent Kuşoğlu, Eren Erdem ve Zeynel Emre gibi isimler de katıldı.
Bütün bunlar, Genel Merkez çizgisinin adayının Canpolat olduğuna işaret ediyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve “değişimcilerin” ise Çelik’i desteklediği ifade ediliyor. İstanbul’daki bazı ilçe örgütleri ve bazı ilçe belediyelerinde belirli bir etkisi olan Erdoğan Toprak da Çelik’e destek veren isimler arasında.
Geçen günlerde BBC Türkçe’ye konuşan Toprak, il kongresi ve kurultaydaki bu tercihini açıklarken, “Çelik değişimcileri adayı” yorumlarının doğru olmadığını savundu.
İSTANBUL İL KONGRESİ NEDEN ÖNEMLİ?
CHP’de İstanbul İl Kongresi, birkaç açıdan birçok şehre kıyasla önemli bulunuyor.
Öncelikle 1200 kurultay delegesinin 196’sı İstanbul’dan gelecek. Dolayısıyla İstanbul’daki delegelerin, 4-5 Kasım tarihinde düzenlenecek kurultayda önemli bir ağırlığı olacak.
Ayrıca 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde hem iktidar hem de muhalefet açısından en kritik büyükşehrin İstanbul olacağı düşünülüyor.
Bu yüzden de güçlü ve de yerel seçim kampanyasında İBB adayı ile il örgütü arasındaki uyumu sağlayabilecek bir yönetimin seçilmesi önemli bulunuyor.