Biz, İstanbul’a sahip çıkarken; biz, İstanbul’un değerlerini korumaya ve kurtarmaya çalışırken; biz, İstanbul için gece gündüz cansiperane çalışırken ve İstanbulluların yaşam kalitesini yükseltmek için mücadele ederken, karşımızdakiler de boş durmuyor. Önümüzü kesmenin, tuhaf akıllarla bizlere engeller çıkarmanın mesaisini yapıyorlar. Bize karşı her gün yeni, haksız ve hukuksuz adımlar atıyorlar. Bu şehri bizlere armağan eden Fatih Sultan Mehmet Han ve ordusunun kutsal emanetine ihanet etmeyi sürdürüyorlar. O bitmeyen rant hırslarıyla hepimizin ortak değerlerini, fikrimizi, kararımızı sormadan tahrip ediyorlar.
Örneğin; Ata’dan miras kalan bu kadim şehrin hayat damarlarını kesmek için, adına ‘Kanal İstanbul’ denen beton bir kanal kurmak isteyenler olacaktır. Şehrin doğal ormanlarını, tarım alanlarını yok ederek, kuzey ormanlarının ranta açarak büyük bir tehdit altına sokanlar olacaktır. Örneğin; Osmanlı’dan bize miras kalmış olan, milyarlarca dolarlık yatırımla inşa edilmiş olan Atatürk Havalimanı’nı bir kalemde çöpe atmak istiyor olabilirler. Plansız ihale yapar, ihalesiz oraya makine sokar. Makine soktuktan sonra, plansız yerde katır kutur o pistleri kırmaya çalışıyor olabilirler. Ama size söyleyeyim: Bunu yapmak için, sadece ve sadece en fazla bir yıl ömürleri kaldı.”