Güney Kore’nin başkenti Seul’de düzenlenen Cadılar Bayramı kutlamasında çıkan izdihamda şu ana kadar 150’yi aşkın kişi hayatını kaybetti.
Ülkede bugün ulusal yas ilan edilirken, yetkililer kutlamada arka tarafta olanların dar bir sokakta kalabalığı itmeleri sonucu izdiham yaşandığını söylüyor.
‘ARKADAKİLERİN BASKISIYLA, ÖNDEKİLER YIKILDI’
Görgü tanıkları büyük bir kalabalığın aniden 4 metre genişliğindeki sokağa doluştuğunu, arkadakilerin baskısıyla öndekilerin düşerek üst üste yığıldığını aktarıyor.
Independent Türkçe’nin aktardığı habere göre; 100’den fazla kişinin de yaralandığı bu trajik hadise, “Olası bir izdiham anında ne yapmalı?” sorusunu gündeme getiriyor.
Uzmanlarsa izdiham anında her şeyden önce soğukkanlı davranmak ve paniğe kapılmamak gerektiğini belirtiyor.
KALABALIKTAN AYRILMA KARARI
Güvenlik Uzmanı Paul Wertheimer, kalabalık etkinliklere giden kişilerin, hedefe varır varmaz mekandaki tüm çıkışları zihinlerine kaydetmelerini öneriyor.
“Kalabalık içinde kendinizi rahatsız hissetmeye başladığınız an, ayrılmaya karar vermenin tam zamanı” diyen Wertheimer, şöyle ekliyor:
“Bu çok zordur çünkü uzun bir mesafe katettiyseniz veya uzun süre beklediyseniz oradan ayrılmak istemezsiniz.”
ALARM SİNYALLERİNİ İYİ OKUYUN
Uzmanlar bir izdihamın boyutunu belirlemek için metrekare başına düşen kişi sayısını baz alıyor.
- Metrekare başına 5’ten az insan düşüyorsa ortam rahatsız edici olabiliyor ama bu büyük bir sorun olarak görülmüyor.
- Metrekare başına 6 kişi düşüyorsa durum tehlikeli olmaya başlıyor.
- Metrekare başına 8 kişi düştüğünde ise yaralananlar ve ölenler oluyor.
Kalabalığın içindeki kişilerin bu yoğunluğu hissetmesi faydalı olabilir. İnsanların aynı anda iki omzunuza veya vücudunuzun birkaç yerine değdiğini düşünüyorsanız, metrekare başına muhtemelen 6 veya daha fazla kişi düşüyor.
Uzmanlara göre bunu fark ettiğinizde halen zamanınız varsa ve hareket edebiliyorsanız, ortamdan uzaklaşmanız gerekiyor. Zira bu büyük bir alarm sinyali.
EN BÜYÜK TEHLİKE OKSİJENSİZ KALMAK
İzdiham anlarını tasvir eden filmlerin aksine, en büyük tehdit düşüp çiğnenmek değil. Uzmanlar ayaktayken havasız kalmanın da çok büyük bir tehdit olduğunu söylüyor. Kompresyonel asfiksi diye adlandırılan bu durumun ciddi sonuçları olabilir.
‘ÇIĞLIK ATMAKTAN KAÇININ’
Bu yüzden sakin kalmak, odaklanmak ve her zaman çevrenin farkında olmak gerekiyor. Wertheimer, oksijeni boşa harcamamak için çığlık atmaktan kaçınmanızı öneriyor. Bu durumda etrafınızdakilerle iletişim kurmak için beden dilini kullanabilir, örneğin işaret edip el sallayabilirsiniz.
Kalabalık davranışlarını inceleyen araştırmacı Mehdi Moussaïd ise, “Nefes almak için yeterli alanı koruyabilirseniz, iyi olacaksınız” diyor:
“Kollarınızı göğsünüzün hemen önüne koyun ve orada tutun. Bu pozisyonda, kendinize yarım veya bir santimetre alan açmak için fırsatınız olur. Bu, nefes almaya devam etmeniz için yeterli.”
BAŞKALARINA YARDIM ETMEK SİZİN DE HAYATINIZI KURTARABİLİR
Moussaïd’e göre hem bencil davranışlar hem de başkalarına yardım etme dürtüsü kalabalık ortamlarda bulaşıcı oluyor.
“Yanınızdakine yardım etmeye çalışırsanız, onlar da size ya da diğer yanlarındaki kişilere yardım edeceklerdir” diyen araştırmacı, şöyle ekliyor:
“Bu davranış yayılırsa işleri kolaylaştıran bir atmosfer yaratır. Bu yüzden yardım etme davranışını kesinlikle benimsemeniz gerekiyor.”