Küresel gıda talebi gücünü korurken, dünyanın dört bir yanında tarımsal üretimde yaşanan girdi maliyetinde artış gıda enflasyonunda patlama yarattı. Gübre ve bitki ilaçlarının fiyatı çok sert yükselirken, ambalajlamadan enerjiye ve nakliyeye kadar tüm önemli girdilerin maliyeti yükseliyor. Bu da kaçınılmaz olarak küresel çapta raflara yansıyor.
Gıda enflasyonu birçok ülkeyi ele geçirirken Avrupa dışındaki ülkelerde kendini daha da çok hissettiriyor. Sanayileşmiş ülkelerin oluşturduğu G20 ülkeleri içinde mart ayında en yüksek gıda fiyat artışı yüzde 60-70 ile Türkiye ve Arjantin’de yaşandı. Ulusal istatistiklere göre, Rusya, Meksika ve Brezilya gibi ülkelerdeki gıda fiyatları mart ayında yüzde 10-20 arttı. Gıda enflasyonu Ortadoğu ve Sahra Altı Afrika’daki ülkeler için de büyük bir tehdit haline geldi. Avrupa ve Kuzey Amerika’da da enflasyonist baskılar ciddi oranda arttı. Kuzey Amerika’da Avrupa’ya göre daha büyük bir artış yaşanırken, Avrupa kendi içinde ayrıştı. 2022 yılının ilk çeyreğinde gıda fiyatlarındaki artışlar Fransa ve İrlanda’da yüzde 2.5 iken bazı Doğu Avrupa ülkelerinde ve Baltık ülkelerinde yüzde 10’dan fazla oldu. Özellikle hane halkı harcamaları içinde gıda harcamalarının dana yüksek olduğu Doğu Avrupa’da fiyat artışları ciddi bir sıkıntı yaratmaya başladı. ABD ve Kanada’daki gıda enflasyonu AB ortalamasına göre nispeten yüksek seyrediyor. ABD’de hububat fiyat endeksi nisan ayında yüzde 10.8’e ulaştı.
Gıda enflasyonu henüz zirve yapmadı
Nisan ayında Euro Bölgesi’nde genel enflasyon, başta enerji ve ulaştırma fiyatlarındaki şok nedeniyle yüzde 7.5’e yükseldi. ING Research tarafından hazırlanan raporda, Euro Bölgesi’nde gıda enflasyonunun yılın ikinci yarısında yüzde 6 civarında seyredeceği tahmin ediliyor. ING’nin raporuna göre Unilever, Danone, Lactalis ve Nestlé gibi şirketlerin hepsi girdi masraflarının bu yıl yüzde 10-15 oranında artmasını bekliyor.
Avrupa’da ekonomik alternatiflere yönelim
Almanya ve Belçika da dahil olmak üzere altı AB ülkesi için yapılan ING anket verileri, tüketicilerin yüzde 35 ila 45’inin artan fiyatlar nedeniyle günlük ihtiyaçlarından tasarruf etmeye çalıştığını gösteriyor. İngiltere’de Kantar verileri, indirim marketlerin ve bu perakende gruplarının kendini markalarına ait satışların piyasanın genelinden daha iyi performans gösterdiğini ortaya koyuyor. Fransa’da da benzer bir eğilim görülürken, önümüzdeki aylarda Avrupa’da bu değişimin daha fazla güç kazanması bekleniyor.
Üreticiler nasıl bir strateji izliyor?
Gıda üreticileri yüksek girdi maliyetleriyle başa çıkmak birçok strateji kullanıyor: Kısa vadeli çözümler arasında şunlar bulunuyor:
■ Fiyat artışlarını yansıtmak için perakendeciler ve diğer müşterilerle sözleşmeleri yeniden müzakere etmek. Şu anda, birçok gıda üreticisi bu tür müzakereler yürütüyor.
■ Paket boyutlarını küçültmek. Paket boyutunda küçülme şirketlerin belirli bir fiyatı sürdürebilmelerini sağlıyor.
■ Maliyetlerden tasarruf etmek için daha ekonomik malzemelere yönelmek veya malzemeleri daha büyük hacimlerde almak. Bazen bu durum, gıda üreticilerinin içeriği değiştirmesi anlamına geldiğinden tüketicide geri tepebilir.
■ Verimliliği artırmak ve işletme maliyetlerinden %60-70 tasarruf etmek için üretim süreçlerini rasyonalize etmek ve ürün sayısını azaltmak.
■ Uzun vadeli stratejiler arasında ise artan girdi veya işgücü maliyetleri baskısını hafifletmeye yardımcı olacak teknolojilere yatırım yapmak bulunuyor. Örneğin, enerji verimliliğini artırmak veya işgücü maliyetlerini azaltmak için yatırımlar yapılabilir.
■ Genel faaliyet marjlarını korumak isteyen şirketler de düşük performans gösteren iştiraklerinin elden çıkarılmasına başvurabilir.