İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, dün TBMM Anayasa Komisyonu’nda anayasa değişikliği teklifinin başörtüsüyle ilgili birinci maddesinde CHP ve İYİ Parti’nin verdiği değişiklik önergesinin AKP ve MHP tarafından reddedilmesiyle ilgili “Tarih Cumhur İttifakı’nı asla affetmeyecek.
500’ün üzerinde bir kabul oyuyla, Genel Kurul’da kabul edilmesi mümkün olan başörtüsü serbestisi, Cumhur İttifakı’nın bu tutumu ile reddedilme durumuna gelecek. 360’ın altında kalacak ve bu değişiklik, gerçekleşmeyecek. Bu değişikliğin mükemmel bir şekilde hem başını örtenlerin hem de başı açık olanlara teminat sağlayacak, onların din ve vicdan hürriyetini teminat altına alacak şekilde geçirilmesi fırsatını ellerinin tersiyle ittiler. Bu meselenin çözülmesinden özellikle AK Parti korkmuştur” dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta ve TBMM Anayasa Komisyonu’nun İYİ Partili üyesi Feridun Bahşi, bugün TBMM’de düzenledikleri basın toplantısında; AKP ve MHP’nin anayasa değişikliği teklifi ile açıklama yaptı.
İYİ Parti ve CHP’nin değişiklik önergesinin reddedilmesini değerlendiren ve “Görüşlerimizi dün komisyonda açıkladık. Ancak orada çok fazla görsel medya imkanı olmadığı için bu konuya ilişkin değerlendirmelerimizi, görüşlerimizi; hem de Cumhur İttifakı’nın tutumunu açık ve net bir şekilde ortaya koymak için bu basın toplantısını yapma ihtiyacı hissettik” diyen Usta, şunları söyledi:
“BU MESELEYİ ‘GOLLÜK PAS’ OLARAK GÖRMÜYORUZ: Başörtüsü meselesinin siyasetin malzemesi olmasını istemiyoruz. Kadınların kıyafeti konusu, siyaseten istismar edilmemesi gereken bir konudur.
Ancak bu konu ilk gündeme geldiğinde, Sayın Kılıçdaroğlu’nun kanun teklifini gündeme getirdiğinde, Erdoğan’ın verdiği ilk tepki; bunu ‘gollük pas’ olarak değerlendirmiştir. Biz, hiçbir şekilde bu meseleyi gollük pas olarak görmüyoruz. Siyasi malzeme yapılmasından da son derece rahatsız olduğumuzu ifade etmek istiyoruz.
AK PARTİLİLERE BU MESELE ÇÖZÜLDÜ MÜ DEDİĞİNİZDE, ‘ÇÖZÜLDÜ’ DİYORLAR: Başörtüsü meselesi kapanmış bir yaradır. Evet, toplumda ciddi sıkıntılara yol açmış zamanında. Ancak toplum, burada bir konsensüse varmış. Artık toplumsal olarak da bu meselenin kapanmış olduğunu düşünüyorduk. Mesele, bir şekilde gündeme geldi. Bu aşamadan sonra, aslında şu anda;
AK Partililere sorsanız, bu mesele çözüldü mü dediğinizde, ‘Çözüldü’ diyorlar. Hatta bu konuyu biz çözdük diye ifade ediyorlar. Ancak bir yandan da bununla ilgili olarak, bir anayasa değişikliğini gündemde tutmaya çalışıyorlar.
20 YILLIK İKTİDARSINIZ. NİYE O ZAMAN ANAYASAL GÜVENCE ALTINA ALMADINIZ: O zaman, kendilerine şu soruyu sormamız, meşru ve makul oluyor. 20 yıllık iktidarsınız. 2010’da anayasa değişikliği yaptınız. 2017’de yine kapsamlı bir anayasa değişikliği yapıldı. Türkiye’de sistem değişikliğine gidildi. O zaman niye bu başörtüsü meselesini anayasal güvence altına almadınız? Niye o zaman bu değişiklikleri anayasaya koymadınız?
KANUN TEKNİĞİNE UYGUN DEĞİL, SIKINTILAR VAR: Geçmiş tecrübeler bize şunu gösterdi. Düzgün yapılmayan kanun değişiklikleri, anayasa değişiklikleri; daha sonra daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Çok daha kapsamlı çalışmalar yapılma ihtiyacı oluyor. Yani eksik bir metinle mutabakat aramanın, mutabakat arıyormuş gibi görünmenin yanlışlığını ifade etmeye çalışıyorum.
AK Parti Grubu eline bir metin almış. Metin son derece eksikliği olan bir metin. Yani yazım tekniğine uygun değil, kanun tekniğine uygun değil. ve içerisinde bir sıkıntılar var. Biz dedik ki: ‘Sizin teklifinize, değişiklik önergemiz ile birlikte destek vermek istiyoruz.’ Biz bu iş çözülsün istiyoruz. Kanun değişikliği ihtiyacı yok, anayasa değişikliği ihtiyacı yok; ama madem toplumun gündemine geldi buna sırtımızı dönemeyiz. ve biz bu mesele çözülsün istiyoruz.
AMACIMIZ, BU MESELENİN KAPANMASIDIR: İYİ Parti olarak çalışmalarımızı yaptık, CHP ile paylaştık. CHP de bizim çalışmalarımıza destek verdi. Bir ortak karar olarak, komisyonda düşüncelerimizi ifade ettik. ve bizim amacımız, bu meselenin kapanmasıdır. Bu meseleyi tarihe gömelim.
Artık kanayan yaralara dönmemiz lazım. Toplumdaki sorunlara dönmemiz lazım. Fakirlik var, açlık var, yoksulluk var. Hürriyetlerle ilgili sıkıntılar var, demokrasi ile ilgili sıkıntılarımız var. Dış politikada, sosyal hayatta sıkıntılarımız var. Bunları konuşalım istiyoruz. AK Parti, öyle anlaşılıyor ki; esas meseleler konuşulmasın, sadece başörtüsü meselesi konuşulsun arzu ediyor. Bu da net bir şekilde ortaya çıkmış oldu.
KİMSE İNANCINI AÇIKLAMAK ZORUNDA DA KALMASIN İSTİYORUZ: İYİ Parti’nin temel hak ve hürriyetlere bakışı; tüm vatandaşlarımız yönünden ayrımcılıktan uzak, eşitlik ilkesine dayanmaktadır. İnsanların; dini inanç ekseninde istismarı ve siyasi tartışmaların odağı yapılması; toplumsal barışı bozacak son derece tehlikeli bir durumdur. Kimse inancını açıklamak zorunda da kalmasın istiyoruz.
BAŞÖRTÜSÜ MESELESİNİ DİNİ İNANCA BAĞLARSAK, BUNDAN EN FAZLA DİNDAR, BAŞINI ÖRTEN İNSANLAR ZARAR GÖRÜR: Gelelim AK Parti’nin teklifine… Bizim buradaki değişiklik teklifimiz şu: ‘Başını örtmesi ya da örtmemesi dahil olmak üzere, tercih ettiği kıyafetinden dolayı kimse kamusal haklardan mahrum kalmasın’ istiyoruz. Şimdi burada; sanki İYİ Parti bu dini inanç meselesine takılmış gibi gösteriyorlar veya dini inanç cümlesinin orada geçmesinden rahatsız olduğumuzu ifade ediyorlar. Bu eksik ve yanlış bir bilgilendirmedir. Başörtüsü meselesini dini inanca bağlarsak, bundan en fazla dindar, başını örten insanlar zarar görür.
BAŞINI ÖRTME HÜRRİYETİNİN TAM BİR TEMİNAT ALTINA ALINSIN İSTİYORUZ: Bir tane kadın, başını örtmüş olacak. Birisi ona soracak, ‘Siz dini inancınız gereği mi örtüyorsunuz, başka bir nedenle mi örtüyorsunuz?’ Böyle bir vesayet oluşturmanın nasıl bir mantığı olabilir. Başını örtüyorsa örtüyordur. Bunun sorgulanmasını istemiyoruz. Biz aslında bu anlamda, işin birinci kısmı ile ilgili olarak; başını örten insanların, din ve vicdan hürriyetinin ve başını örtme hürriyetinin tam bir teminat altına alınsın istiyoruz. Birisi, ‘siz başınızı siyasi simge olarak örtüyorsunuz’ demiş olsa o zaman başörtüsünün yasaklanması gibi bir durum ile karşılaşabiliriz. Niye böyle bir sorgulanma olsun?
BU KONUDA KİMSE SORGULANMASIN İSTİYORUZ: AK Parti’nin getirdiği teklif, başını örten insanları veya dindar insanları bu anlamda korumuyor. Başını örtmeyenleri de korumuyor. ‘Dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafeti…’ dediğiniz andan itibaren; dini inanç sebebiyle tercih ettiği kıyafet serbest, ama diğer kıyafetlerin yasaklanması gibi bir durumla karşı karşıya kalabiliriz. Biz istiyoruz ki başını örten de örtmeyen de bu toplumda bu hakka sahip olsun ve bu konuda kimse sorgulanmasın istiyoruz.
KURUMSAL BİR KARŞI ÇIKIŞLA, KARŞI KARŞIYA KALDIK: Verdiğimiz önerge… Mümkün olduğu kadar onların maddelerini en az şekilde deforme edecek şekilde bir değişiklik ortaya koyduk. Yani amacımız bu kabul edilsin ve toplumun gündeminden böyle bir sorun çıksın dedik. Kendilerine sorduk, ‘bu önergeye niye ret verdiniz?’ Biliyorsunuz, CHP ile ortak verdiğimiz bu önerge reddedildi. Şimdi bireysel olarak AK Partililerle konuştuğumuzda, hiçbirisi bize, ‘yanlıştır, mahsurludur’ demiyor. Her biri, ‘Ben bunun altına imza atarım’ diyor ikili olarak konuştuğumuzda. Fakat kurumsal bir karşı çıkışla karşı karşıya kaldık.
BAŞINI ÖRTEN İNSANLARI BU KADAR ZOR VE SIKINTILI DURUMA SOKMAYA KİMSENİN HAKKI OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ: AK Parti’nin anayasa değişikliği teklifi geçmiş olsa başörtülüler artık ellerinde belge ile gezmek zorunda kalacak. Eline bir rapor alacak. ‘Ben başımı dini inancım nedeniyle örtüyorum’ diye bir belge zorunluluğu var. Bu, bu noktaya gider. Böyle bir şey olabilir mi? 21. yüzyılda başını örten insanları bu kadar zor ve sıkıntılı duruma sokmaya kimsenin hakkı olmadığını düşünüyoruz.
‘SEÇİMLERİN ANA KAMPANYA MADDESİ OLSUN İSTİYORSUNUZ’: Biz iyi niyetle yaklaştık. İş, olsun diye uğraştık. ve gördük ki, komisyondaki tartışmalardan sonra; Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri ve MHP bu meselenin çözülmesini istemiyor. Başörtüsü meselesinin çözülmesini istemiyor. Bu çok net bir şekilde ortaya çıkmıştır. ve kendilerine de şunu dedik hatta: ‘Siz başörtüsüne ihanet ediyorsunuz, siz çözüm istemiyorsunuz. Siz bu konunun sürekli gündemde kalmasını istiyorsunuz. Yaklaşan seçimlerin de ana kampanya maddesi olmasını istiyorsunuz. Onun için bizim önergemizi reddettiniz.’
MECLİS GENEL KURULU’NDAN GEÇME İMKANINI DA ELLERİNİN TERSİYLE İTMİŞ OLDULAR: Bu önergenin reddedilmesinin birtakım sonuçları olacak. Biz kendilerine çok net söyledik: ‘Bizim bu çok haklı olan talebimizin yerine getirilmesi durumunda, İYİ Parti olarak, CHP de kendi adına bu teminatı verdi; biz bu maddeye olumlu oy kullanacağız’ dedi. Bunun anlamı nedir? Asgari 510 milletvekili ile başörtüsü anayasal değişikliği teklifinin Meclis Genel Kurulu’ndan geçme imkanını da ellerinin tersiyle itmiş oldular. Acı ve gözyaşı üzerinden siyaset yapmak istiyor Cumhur İttifakı. Bu acı sürsün, bu acı konuşulsun, gündemde olsun; diye bir tutum içine maalesef girmiş oldular.
SAYIN İSMET YILMAZ ARADI. ÖNERGEMİZİN SON DERECE MAKUL VE MANTIKLI OLDUĞU SÖYLENDİ BİZE: Biz cuma günü, Sayın İsmet Yılmaz, AK Parti Grup Başkanı, bizim Grup Başkanı Sayın İsmail Tatlıoğlu’nu aradı ve bu konuyu bir görüşelim dedi. Genelini görüştükten sonraki gün, daha maddelere geçmeden önce. Onların odasına gittik. Özlem Zengin Hanım da vardı, ben ve İsmail Bey katıldık toplantıya. Oradaki toplantıda ümitlenmiştim. Bize çok sıcak mesaj verildi. Önergemizin son derece makul ve mantıklı olduğu söylendi bize. Oradaki görüş, öyle anlaşılıyor ki kurumsal görüş değildi; bireysel görüşleriydi. Dün gördük ki kurumsal olarak AKP ve MHP bu önergeyi reddederek, bu meseleyi, Sayın Erdoğan’ın dediği gibi bir gollük pas meselesi haline dönüştürmek istiyorlar.
ÇÖZÜLMESİNDEN ÖZELLİKLE AK PARTİ KORKMUŞTUR: Tarih Cumhur İttifakı’nı asla affetmeyecek. 500’ün üzerinde bir kabul oyuyla, Genel Kurul’da kabul edilmesi mümkün olan başörtüsü serbestisi, Cumhur İttifakı’nın bu tutumu ile reddedilme durumuna gelecek. İYİ Parti ve CHP’nin destek vermediği, HDP de zaten destek vermeyeceğini ifade etti. Bu süreçte, HDP ile doğrudan veya dolaylı bir temasımız olmadı. Biz bu konuyu İYİ Parti ve CHP olarak, birlikte götürdük. Zaten bu 360’ın altında kalacak ve bu değişiklik, gerçekleşmeyecek. Bu değişikliğin mükemmel bir şekilde hem başını örtenlerin hem de başı açık olanlara teminat sağlayacak, onların din ve vicdan hürriyetini teminat altına alacak şekilde geçirilmesi fırsatını ellerinin tersiyle ittiler. Bu meselenin çözülmesinden özellikle AK Parti korkmuştur.
BİR ŞEYİN ALTINI ÇİZMEK İÇİN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPILMAZ: Diğer madde, 41. madde. Bizim kanunlarımızda hem Medeni Kanun’da hem Türk Ceza Kanunu’nda hem de nüfus ile ilgili kanunda bir kadının bir erkekle evlenmesi hususunda başka bir konu mümkün değildir. Anayasada yapılan değişiklik, kanunen de zapturapt altına alınmıştır. Bunu çok net bir şekilde, aslında ilk günkü konuşmasında, Sayın Özlem Zengin ifade etmiştir…Bir şeyin altını çizmek için anayasa değişikliği yapılmaz. Toplumsal böyle bir talep de yok.”
Feridun Bahşi ise şunları söyledi:
“Biz bu sorunu çözelim, çözme iradesindeyiz, gelin hukuki olarak herkesin memnun olacağı bir çözüm üretelim. Bizim teklifimiz budur. Başını örten veya örtmeyen kimse sorgulanmasın, istiyoruz; diye başladım sözüme. Dini inancı koruyoruz biz, takma değil… ‘Siz dini inançla mı başınızı örtüyorsunuz’ sorusu, sorulamaz Anayasa’ya göre. Bir de 41. madde: Evlilik kadın ile erkek arasında olur. Bu konuda altını çizmek için… Yönetmelik, tüzük, genelge yazmıyorsun. Anayasada değişiklik yapıyorsun. Toplumsal uzlaşı metnidir. Bu şekilde yapılması gerekir.”
“DEĞİŞİKLİK YAPILMADIĞI SÜRECE OLUMLU OY KULLANMA İMKANIMIZ YOK”
Usta ve Bahşi, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Teklifin Genel Kurul görüşmeleri sırasında, İYİ Parti’nin görüşmelere katılıp katılmayacağı ile ilgili soruya Usta, “Biz irademizi koyduk. Biz bu maddeye destek vermek istiyoruz. Bizim önergemizin kabul edilmesi durumunda ciddi bir mutabakat olacaktı. Reddedildi. Bizim önergemiz doğrultusunda bir değişiklik yapılmaması durumunda, Genel Kurul’da olumlu oy kullanmayacağız. Ama elbette, görüşmelerde görüşlerimizi açıklayacağız. Bu değişiklik yapılmadığı sürece olumlu oy kullanma imkanımız yok” yanıtını verdi.