Cemaat ve tarikatlar, özel okullar aracılığıyla eğitim alanında faaliyetlerini artırırken, Milli Eğitim Bakanlığı da (MEB) çeşitli yönetmelik değişiklikleriyle cemaat ve tarikat bağlantılı vakıf ve derneklere okulların kapısını açıyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak ya da kaçak şekilde faaliyet gösteren kurslar, okulöncesi eğitim olarak sunuluyor. Eğitimdeki dinci çevrelemenin son adımı ise eğitimde ikilik yaratacağı eleştirilerine karşın Meclis’te hiç ret oyu almadan geçen Diyanet Akademisi kurulmasını öngören yasa oldu. Cumhuriyet’e konuşan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Ne yazık ki laik Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitim, dinci bir abluka altında kalmış, çocuklarımız gericiliğin kıskacından kurtulmak için çırpınır hale gelmiştir” dedi.
“EĞİTİM ARKA BAHÇE”
Ailesi varlıklı öğrencilerin özel okullara, ailesi yoksul öğrencilerin ise çocuk işçi olmak için meslek liselerine ya da gericilik laboratuvarı gibi işletilen imam hatiplere mecbur kaldığını vurgulayan Özbay, “Bu mayın tarlasından şans eseri geçebilen çocuklarımızı, geri kalan okullarda gerici ve onları sınavlara hazırlamaya yetmeyen müfredat, etkinlik adı altında muhatap olmak zorunda kalacakları tarikatlar ve karma eğitimden bile haz etmeyen okul yöneticileri bekliyor. Dernek-vakıf maskesi takan tarikatlar kâh protokol, kâh etkinlik, ziyaret adı altında okullarda cirit atıyor, eğitimi adeta bir arka bahçeye dönüştürüyor” diye konuştu. Yeterli sayıda yurt ve okul yapılmadığına dikkat çeken Özbay, bu boşluk nedeniyle tarikat okul ve yurtlarının yeşerdiğini vurguladı. Özbay, “İktidarın sürdürdüğü bu mecbur bırakma politikasına, tarikatlara yurt ve okul açmada kolaylık tanıyan düzenlemelere, yaşanan skandallara karşı takınılan cezasızlık tutumu da eklenmiş, bu karanlık yapılar adeta teşvik edilmiştir. Hafızlık eğitimi adı altında çocuklarımız örgün eğitimden koparılıyor. Kurulması planlanan Diyanet Akademisi vesilesiyle de çok daha gerici planların kapıda olduğu biliniyor” dedi.
“TEMİZLİK YAPILMALI”
Özbay, “Eğitimde yönetici sıfatı taşıyan herkes, adeta gericilik konusunda yarışa girmiş durumda. Artık adeta eğitim alanında bir koltuk sahibi olmanın ve onu korumanın şartı, Cumhuriyet alerjisi taşımak” dedi. Eğitimin laik, adil, çağdaş ve kamusal hale getirilmesinin önemine vurgu yapan Özbay, “Diğer bir adım kuşkusuz temizlik olmalı. Vakıf maskesi takan ve hem ülke hem de eğitime dair karanlık ajandaları bulunan tarikatlar eğitimden men edilmeli. Liyakatsizce atanmış yöneticilerin icraatları ve söylemleri incelenmeli, milli eğitim sistemi, şeriat düşleri kuran yöneticilerden temizlenmeli” ifadelerini kullandı.