Dorukhan Büyükışık’ın 3 Mayıs 2018’de evinin 600 metre uzağındaki bir inşaat alanında ölü bulunmasının üzerinden 8 yıl geçti ancak babasının adalet mücadelesi devam ediyor. Oğlunun öldürüldüğü iddiasını kanıtlamak ve suçluların cezalandırılmasını sağlamak için uğraşan Ethem Büyükışık, Tolga Şardan’a yaptığı açıklamada, iki jandarma subayının düzenlediği bilirkişi raporunun asılsız çıkmasına ilişkin yarın yapılacak duruşmada “bu suçluların neler yaptıklarını mahkemede tek tek anlatacağım. Sanıkların hazırladıkları gerçek olmayan bilirkişi raporuyla bir cinayetin şüphelilerini ve bu şüphelilerle birlikte hareket eden kamu görevlilerinin nasıl korunduklarını anlatacağım” diye konuştu.
Tolga Şardan’ın “Evladının katilinin peşine düşen babanın iddiasını doğrulayan bilirkişi raporu” başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:
“2018’de ‘intihar’ olarak giren olayın, 2024’te ‘cinayet’e dönüşmesini sağlayan yeni deliller ışığında, Yargıtay’ın Adalet Bakanlığı’nın talebine uyarak ‘kanun yararına bozma’ kararı verdiğini aktardım.
Böylece, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/60988 numaralı dosya üzerinde cinayet soruşturması başlatılacak, önümüzdeki günlerde. Başsavcılık, Yargıtay ilâmının ulaşmasını bekliyor.
Dorukhan Büyükışık’ın ölümü çerçevesinde yarın Ankara Adliyesi’nde önemli bir duruşma var.
Mahkemenin görüşeceği dosyanın içeriği, dosyaya bakan iki Jandarma personelinin hazırladığı bilirkişi raporunun ‘asılsız’ çıkması.
Kısaca ön bilgi vereyim.
Dosyanın ilk aşamasının İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nda devam ettiği süreçte, baba Ethem Büyükışık, olay yerinde inceleme yapan polislerin kayıt ettiği bir görüntü üzerinde ses incelemesi yapılmasını talep etti.
Amacı, olay yerinde görev yapan iki polisin kimliğini tespit ettirmekti.
Savcılık, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesindeki kriminal laboratuvardan sesler üzerinde inceleme yapıp rapor hazırlanmasını talep etti.
Rapor, hazırlandı. Savcılığa geldi. Ancak bir tuhaflık vardı! Bu arada, aynı sesleri Büyükışık da özel bir bilirkişiye teslim edip rapor hazırlamasını istedi.
Özel bilirkişinin hazırladığı raporun kendisine ulaşmasıyla beraber Büyükışık, Jandarma tarafından hazırlanan bilirkişi raporundaki polislerin isimlerinin belirlenemediği anlaşıldı.
Ayrıca dosya çerçevesinde olayla ilgili bilgisine başvurulan bir başkomiserin konuşmalarının deşifre edilmesinde, tam tersi değerlendirmeye yol açacak tespitin yapıldığı görüldü.
Bunun üzerine, Büyükışık iki jandarma personelinden şikayetçi oldu. İki jandarma hakkında sahte evrak hazırlamaktan dava açıldı.
Yarın bu davanın duruşması görülecek. Daha önceki duruşmada, tarafların farklı raporlarına karşın yeni bilirkişi raporu hazırlanması kararını verdi.
Sonuçta, yeni bilirkişi raporu hazırlandı. TRT’de görev yapan ve emekli olmuş beş kişilik heyet, altı sayfalık raporda, hiçbir soru işaretine neden olmaksızın tespitlerini ortaya koydu.
Şöyle ki; bilirkişiler, kendilerine verilen görüntülerde hiçbir ses ve görüntü montajı yapılmadığını belirledi.
Ayrıca, soruşturmanın en tartışmalı bölümünde yer alan iki polisin adını da net olarak gün ışığına çıkardı bilirkişiler.
Söz konusu iki polisin soruşturmada şöyle bir önemi var. Her iki polisin dosya üzerinde tanıklığı gerekiyor.
Baba Büyükışık’ın tüm ısrarlarına karşın ne İzmir Emniyet Müdürlüğü, ne de Emniyet Genel Müdürlüğü, olay yeri incelemede görevli polislere ulaştı.
Şimdi iki polisin bilgisine başvurulması kolaylaştı.
Polislerin vereceği ifade, soruşturmada yeni bir yol açılmasını sağlayabilecek.
* * *
Bu arada, aynı dosya kapsamında, ortaya çıkan tablo nedeniyle yargılanan iki Jandarma personelinin avukatı, mahkemeye sekiz sayfalık itiraz dilekçesi verdi.
Avukat Ergin Kılıç dilekçesinde, yeni bilirkişi raporunun sonuçlarına itiraz ederek, görüntülerin bu kez hem Adli Tıp Kurumu hem de Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Dairesi Başkanlığı’nca incelenerek rapor verilmesini talep etti.
Kılıç, olay yerinde bulundukları bilirkişi raporuyla tespit edilen iki polisle ilgili olarak, ‘İçişleri Bakan Yardımcısı ve Emniyet Genel Müdürü’nün özel çabalarına rağmen bu kişiler nasıl olup da bulunamadığının tek açıklaması olabilir; o da bu isimlerde olay yeri inceleme polisinin olay yerinde olmayışıdır’ değerlendirmesini yaptı.
Yaşanan gelişmeler hakkında Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’la yüz yüze görüştüm. Evladının katil ya da katillerinin ortaya çıkarılacağından ümitli olduğunun altını çizdi. Yarın görülecek duruşma hakkında ise, ‘bu suçluların neler yaptıklarını mahkemede tek tek anlatacağım. Sanıkların hazırladıkları gerçek olmayan bilirkişi raporuyla bir cinayetin şüphelilerini ve bu şüphelilerle birlikte hareket eden kamu görevlilerinin nasıl korunduklarını anlatacağım’ dedi.”