AFAD ve Gebze Teknik Üniversitesi tarafından düzenlenen “5. Uluslararası Afet ve Dirençlilik Kongresi”ne katılmak üzere Kocaeli’ye gelen Gençosmanoğlu, AA muhabirine, 2000-2023 döneminde yaklaşık 1 milyar lira tazminat
Gençosmanoğlu, bu çalışmaların 6 ayda tamamlanmasının kolay olmadığını belirterek, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 6 bin çalışanı yardımcı olmasalardı, biz bu çalışmayı tamamlayamazdık. DASK da bu süreci başarılı bir şekilde tamamladı.” diye konuştu.
Deprem bölgesinde sigortalılık oranının yüzde 50, Türkiye genelinde ise yüzde 55 olduğuna dikkati çeken Gençosmanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Toplam konut stokunun sadece yarısı zorunlu deprem sigortası yaptırıyor. İsterim ki aynı trafik sigortasındaki gibi yüzde 99,9’luk sigortalılık oranlarına varalım ki deprem zararı sonrasında normalleşme sürecinde vatandaşlarımıza çok daha hızlı bir şekilde ekonomik katkı sağlayalım. Kurumumda deprem ve sel zararı, yani afet sigortalarına ilişkin farklı çalışmalar da yapıyoruz. Özellikle deprem sonrasında edindiğimiz tecrübeyle ihtiyari poliçelerde vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi için tedbirler alıyoruz; ‘depremli poliçe’, ‘depremsiz poliçe’. Bunun yapılmasını sağlıyoruz. Kamu otoritesinin veri tabanlarını DASK’a entegre ederek daha hızlı çalışmayı planlıyoruz.”
“150 metrekarelik evi olanlar 10 metrekarelik poliçe yaptırmış”
Kasko poliçelerinde genelde deprem teminatının olduğunu söyleyen Gençosmanoğlu, “İnsanlar DASK poliçelerinde dahi sırf elektrik ve suyunu bağlatabilmek için 1-2 milyar liralık evleri için 10 bin liralık teminat içeren poliçeler satın almışlar. ’10 metrekarelik DASK poliçesi isterim.’ söylemleri ortaya çıkıyor. 150 metrekarelik evi olanlar gidip 10 metrekare evi olduğunu beyan ederek poliçe yaptırmışlar. Tabii bunun sonucunda da tazminatlarında gereğini alamıyorlar çünkü zorunlu deprem sigortası poliçesindeki rakam neyse tazminatınız öyle ödeniyor.” dedi.
Gençosmanoğlu, sigortacılık sektörünün sigorta talebinde bulunan kişinin beyanı esasıyla hareket ettiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
“Siz zorunlu deprem sigortası satın almak üzere sigorta acentesine başvurduğunuzda evinizin kaç metrekare olduğu sorulur. Evinizin metrekaresi, sigorta bedelinizi, yani bir zarar çıkarsa ne kadar tazminat alacağınızı belirler. Priminizi de buna göre ödersiniz. İnsanlar sigorta primini düşük ödeyebilmek için evlerinin metrekarelerini yanlış beyan etmişler. Bu da onların alacakları tazminatta hak kaybına uğramalarına neden oluyor. Bu sorunun önüne geçmek amacıyla tapu bilgilerine erişim sağlayarak metrekare birimlerini devlet otoritesinin veri tabanından almak için çalışma başlattık. Bizler de beyan hatalarını ortadan kaldırmak için çabalıyoruz. 2012 yılı öncesinde tapu kayıtlarımızda binaların metrekare bedeli yok. O zaman vatandaş beyan etmek zorunda.”
Sigorta yaptıracaklara yanlış beyanda bulunmamalarını tavsiye eden Gençosmanoğlu, “Ucuz poliçe alacağım diye yanlış metrekare beyan etmesinler, evleri neyse onu beyan etsinler çünkü hasarı ona göre alacaklar.” ifadesini kullandı.