Capital, Ekonomist, Start Up ve CeoLife dergileri tarafından düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ Sapanca 2024), bu yıl 13’üncü kez Türkiye ve dünyanın saygın siyasetçilerini, iş dünyası liderlerini ve akademisyenlerini ağırladı.
‘Sorumlu ve Duyarlı Liderlik: Teknoloji ve Yapay Zekâ Çağında Gezegen ve İnsanlıkla Uyumlu Bir Sisteme Öncülük Etmek’ temasıyla düzenlenen zirve ikinci gününde de yoğun katılımla gerçekleşti.
UEZ Sapanca 2024’ün ikinci günündeki ikinci panelin konusu ‘Finansta Değişim Yaratan Yeni Teknolojiler ve Düzenlemeler’ olurken, panelin sponsoru Bitexen oldu.
‘EKOSİSTEMDEKİ ŞİRKETLERİN PİYASA DEĞERİ 550 MİLYAR DOLARI AŞTI’
DHA’nın haberine göre panelin moderatörlüğünü yapan Koç Sistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca, teknolojik gelişmelerin herkesi etkilediğine dikkat çekti. Birkaç yıl önce bankaların geleneksel finans sektörünün bu duruma çok fazla olumlu bakmadığını kaydeden Akarca, “Bugün itibarıyla araştırmalara göre şu anda dünyada halka açık olan bu ekosistemdeki şirketlerin piyasa değeri 550 milyar doları aştı. Dolayısıyla çok hızlı büyüyen ve hayatın her alanına giren bir alandan bahsediyoruz. Bu hacmin gelecek 5 yılda 3 kat artacağı global olarak konuşuluyor” dedi.
REGÜLASYONLAR SEKTÖRÜN ÖNÜNÜ AÇTI
Panelde konuşan Bitexen CEO’su Alphan Göğüş sektörün ana gündeminin mevzuatın ortaya çıkmasını ve sektörün regüle olarak düzenlemelere tabii olması olduğunu kaydetti. Bu durumun global arena için de geçeli olduğunu anlatan Göğüş, 2025 yılında da AB’de sektörün regüle bir nitelik kazanacağını belirtti.
Düzenlemelerin sektörün önünü açtığını ve dönüştürücü bir etki yarattığını anlatan Göğüş, “Biz burada sadece popüler kripto para birimini değil bunun öncesini ve blockchain para teknolojisini konuşuyoruz. Bugün itibarıyla konu kripto para birimlerinin ötesine geçmiş durumda. Bunun finansal sistem üzerindeki etkisinin de tartışılması lazım” dedi.
Blockchain teknolojileri ile iş yapış şekillerinin değiştiğini kaydeden Göğüş, bunun sermayenin daha verimli bir şekilde kullanılmasını ve daha demokratik bir şekilde finansa erişimi sağlayacağını vurguladı.
‘DÖNÜM NOKTASI YAŞANIYOR’
Türkiye’de ve dünyada blockchain teknolojilerinde bundan sonrasının kurgulandığı bir dönüm noktasını yaşandığına dikkat çeken Göğüş, “İsviçre’de çeşitli bankalar var. Hizmetlerinin içine dijital varlıkları yerleştiriyorlar. Her türlü dijital varlığın yönetiminin nasıl yapılması gerektiğine yönelik çalışmalar başladı. Avrupa’da ve Türkiye’de benzer çalışmalar yapıldığını görüyoruz” diye konuştu.
Göğüş, geleceğin finansını blockchain teknolojilerinde gördüklerini, mevcut sinerjinin bilgi birikimin iş birlikleri ile finans dünyasına transfer olmasını öngördüklerini dile getirdi. Uzun süre kripto paraların devrim mi yaratacağı yoksa evrim mi yaratacağının konuşulduğunu dile getiren Göğüş, “İş evrim şeklinde gidiyor. Türkiye’de ise işlerin bu kadar hızlı bir şekilde ilerlemesinin sebebi 10 yılı aşkın bir süredir bu sektörün var olabilmesi. Düzenleyici kurumlar gördü izledi yasaklamadı. Bu da sektörün Türkiye’de büyümesine katkı sağladı. Finans oyuncuları sektörle çok ilgililer işin içine girmek için aksiyon alıyorlar” ifadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİ ÇOK YÜKSEK’
Türkiye’de kredi kartlarının bir fonlama aracı olduğunu ve insanların hayatlarını bununla idame ettiğini kaydeden Zip Türkiye CEO ve Yönetim Kurulu Üyesi Burak Elgin ise şimdi al sonra öde finansal modelinin de burada bir potansiyel gördüğünü belirtti. Türkiye’de kredi kartının büyük bir ürün olduğunu kendi içinde belli başlı riskleri taşıdığına işaret eden Elgin, Türkiye’de taksitli ödeme uygulamasının dünyada eşi benzeri olmayan bir seviyede olduğunu ifade etti.
“Ödeme sistemlerimiz dünyanın en gelişmiş sitemlerinden biri. Kredi vermek istiyorsanız BDDK tarafından lisanslı olmak zorundasınız. Bugün uzaktan müşteri ediniminin önce bankalara, sonra finansman şirketlerinin hayatına girmesi ile online kanallarından müşterilere kredi verip doğru fiyatlama modülleri ile ekstra bir satış kanalı yaratıyoruz” diyen Elgin, şöyle devam etti:
“Yaratacağınız kredi modüllerinin ihtiyacı ve müşterinin deneyimini doğru karşılaması gerekiyor. Türkiye’nin buradaki potansiyeli çok yüksek bu aynı zamanda da bankaların müşterisi olmayan gibi değerli cüzdanların kredi bacağını destekliyor. Müşteri bankada hesabı olsun istemiyor senetle çalışıyor daha önce ama kredi sisteminde olmak istiyor. Biz de doğru kredilendirerek bu süreci yürütüyoruz. Biz bugün bu yolda önemli bir oyuncu olma yolunda ilerliyoruz. Türkiye’nin de bu konuda potansiyeli çok yüksek.”
‘LİKİDİTE DÜNYADA AZ OLACAK’
Papara CEO’su Emre Kenci de paneldeki konuşmasında fintek sektöründeki gelişmelerden bahsetti. Kenci, şunları söyledi: “Globalde fintekler çok büyük değerler taşıyor. Biz 100 milyon dolar üzerinden alıyoruz. Birçok fintek birleşecek, kapanacak. Bu kısa bir dönemde olmayacak. 3-4 yıl önümüzde kötü bir tablo olacak. Likidite dünyada az olacak. Çok agresif para harcayıp büyümüş fintekleri kötü etkileyecek. Ama geliştirilecek ürünler de var tabii ki. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi’nin yaptığı araştırmaya göre 800 fintek var. 670 tanesi gerçekten aktif, bizim sektörde 80 şirket var. Ama 80 tane lisanslı şirket ne yapıyor bilmiyorum. Regülasyonun artmasıyla hizmet kalitesi azalıyor. Biz sektörün büyük oyuncu olarak çok şirketin girmesi iyi olur fakat ben bunu istemiyorum.”
ABD’deki enflasyon verisinin beklenenden yüksek çıktığını hatırlatan Kenci, “Ben faizi düşürmeme ihtimali, hatta yükseltme ihtimali olduğunu düşünüyorum” dedi.
‘DİJİTAL BANKALAR FİNANSAL KAPSAYICILIĞI ARTIRACAK’
Hayat Finans Katılım Bankası Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Galip Karagöz de panelde yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Bankacılıkta dijitalleşme Kovid sonrası çok hızlandı ve aynı ivmede devam ediyor. Akıllı telefonların çoğalması, finteklerle iş birlikleri ve regülasyonların etkisiyle dijital bankacılığı konuşmaya başladık. Burada dijital banka ve dijital bankacılık ayrımını koymak gerekiyor. Dijital banka tüm işlemlerini dijital üzerinde geçekleştirdiği bankalardır. Biz ilk defa bu anlamda faaliyete geçen bankayız. Dijital bankalar dünyada neo-bank olarak adlandırıldığı. 2008-2009 mali krizinden sonra ortaya çıkıyor. Özellikle regülasyonların etkisiyle ve dijital bankacılığın getirdiği mali avantajlarla çok gelişti. Türkiye’ye baktığımızda dijital banka, 2022 yılının ocak ayında çıkan düzenlemeyle ilk faaliyete biz başladık. İlk olarak şubesizlik. Şube yoksa masraf yoktur. Kâr oranı ve finansman konusunda olumlu konuda yansıtabiliyoruz. Hayat Holding olarak 17 ülkeye hizmetleri ulaştırıyoruz. Dijital bankalar genel olarak finansal kapsayıcılığı artıracak. En büyük avantaj finansal avantaj. Hem bireysel hem KOBİ ve Mikro işletmeler için geçerli. Maliyet avantajı sebebiyle gelişmekte olan bölgelerde daha büyüdüğünü göreceğiz. 400 neo-bank şu an global olarak var. Hızlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Bu rekabetle birlikte kazanan tüketici oluyor. Tüketiciler bu şartlarda kolay bir şekilde finans ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar.”
‘SİGORTA SEKTÖRÜNDE YAPAY ZEKA KULLANILIYOR’
Panelde konuşan Hepiyi Sigorta Genel Müdürü Şenol Ortaç ise şu ifadeleri kullandı: “Normalde teknoloji aslında insanlar için var. İnsanları mutlu etmek için var. Sigorta sektörü olarak bizim bir miktar daha fazla mutlu etmeye ihtiyacımız var. Dünyada sevilmeyen bir ürün sigorta. Hiç kimse sigorta aldı diye mutlu olmuyor. Papara’dan kredi aldığı zaman mutlu oluyor ama poliçe aldığı zaman mutlu olmuyor. Bizim o yüzden daha yoğun teknoloji kullanmamız lazım. Teknoloji bunun neresinde? Yapay zeka. Biz adil fiyatlandırma yapmaya çalışıyoruz. Sigorta bilgi merkezimiz önemli datalar barındırıyor. Sizin geçmişinizle ilgili TC kimlik numaranızla kaza yaptığınızı, yapmadığınız durumu görebiliyor sigorta sektörü. Kaza yapmayanın daha az ödediği bir sistemi istiyoruz. Diğer bir konu hızlı teklif. Tek tuşla hızlı teklif aldırmak ve teklifi aldıktan sonra tüm hasarlarının kabul edilmesini istiyor insanlar. Akla gelen gelmeyen tüm riskleri kabul ettirmek istiyor. Hasar anında ve sonrasında çok hızlı aracının hasarının tasfiye edilmesini istiyor. Çekici gelmesini istiyor. Hemen işlemlere başlatıyoruz. Daha sonra ikame araç sağlıyoruz. Biz hasar anında müşterinin görüntüsü aldığımızda duruma göre çekici ve ikame araç gönderiyoruz. Rakibiniz teknoloji kullanır, siz kullanmazsanız nankör bir sektör olduğu için kaybetmeye başlarsınız. Müşterinin mutluluğu ile ilgili her temas noktasında olmaya çalışıyoruz.”