DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Rize İl Başkanlığı binasının açılış törenine katıldı. Babacan, Rize’de yaptığı açıklamada, “Bizim Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili görüşümüz şu anda ki sürece baktığımızda altılı masa etrafında olacak bir konuşma ve görüşme” dedi. DEVA Partisi liderine, DEVA Partisi Genel Başkan yardımcıları Mustafa Yeneroğlu ve Hasan Kartal ile CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz, İYİ Parti İlçe Başkanı Gönül Er ve Demokrat Parti Rize İl Başkanı Hamit Çelik eşlik etti.
‘SİYASET KUTUPLAŞTIRMA ÜZERİNDEN YÜRÜYOR’
Açılış sırasında yaptığı konuşmada Babacan, ANKA’nın aktardığın göre şöyle konuştu:
“Henüz iki yıllık bir siyasi parti olmamıza rağmen 81 ilimizin tamamında, şu anda il başkanlarımız görevinin başında. ‘Tamam, seçimi kazandık, oturalım ne yapacağız bakalım onu düşünelim…’ Böyle ülke yönetilmez; kervan yolda düzülür demekle gidemeyiz. Bugünden hazırlığımızı yapmamız lazım ki günü gelince bir dakika bile kaybetmeden ülkenin sorunlarını hemen çözmeye başlayalım istiyoruz.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem. Biz bunu DEVA Partisi olarak hazırladık bitirdik. Arkasından parlamenter sistem istediğini söyleyen diğer partiler de çalışmalarını tamamlayınca, altı partinin genel başkan yardımcılarından oluşan bir komisyon kurduk. Altı partinin hazırlıklarını harmanlayarak bir mutabakat metni oluşturduk ve ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem metni’ olarak altı partinin imzasıyla yayınladık. Türkiye’de siyaset kutuplaşma üzerinden yürüyor. Nefret dili çok hâkim. Oysa biz Türkiye’de siyasetin mutabakat arayışıyla, uzlaşı arayışıyla da yapılabileceğini dünya aleme göstermiş olduk.”
‘HERHANGİ BİR İSİMLE İLGİLİ ‘ŞU OLUR’ DEMEDİK’
Babacan, bir gazetecinin sorusu üzerine, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Yürürlükte olan anayasaya göre, iki turlu bir seçim. Bizim amacımız altılı masanın ortak adayının ilk turda ve açık farkla seçimi kazanması. Amacımız bu. Ama adaylar konusunda henüz konuşmaya başlamadık. Herhangi bir isimle ilgili ‘şu olur’ da demedik, ‘bu olmaz’ da demedik. Seçimler vaktinde olursa, seçimlerden makul bir süre önce bu istişareyi hem parti içerisinde başlatmak istiyoruz; hem de altılı masadaki diğer partilerle de konuşmak istiyoruz. HDP’nin kendi adayını çıkarıp çıkarmayacağı veya başka bir adayı destekleyip desteklemeyeceği onların kendi verecekleri bir karar. Dolayısıyla bununla alakalı bizim herhangi bir ifadede bulunmamız işin tekniği gereği, sürecin tabiatı gereği mümkün değil.
Ama bizim Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili görüşümüz şu anda ki sürece baktığımızda altılı masa etrafında olacak bir konuşma ve görüşme. Biz şu anda kendi partimiz içinde dahi, benim olduğum ortamlarda; Cumhurbaşkanı adaylığı ile alakalı konuları görüşmüyoruz. Toplumda şu anda çok sıhhatli bir süreç yürüyor. O da şu: Bir sürü isim var ortada bu isimlerin her biriyle ilgili toplum tartışıyor. Kahvehanelerde tartışıyorlar, ev sohbetlerinde tartışıyorlar, iş ortamlarında tartışıyorlar, taksi duraklarında tartışıyorlar; her isimle ilgili bu olur veya bu olmaz diye bir tartışma devam ediyor.
‘LÜGATİMİZDE RÖVANŞİZM YOK’
Biz bunu çok sıhhatli bir tartışma olarak görüyoruz. Çünkü bu tartışa tartışa toplumda bazı isimler daha ön plana doğru çıkacaktır, bazı isimler daha geri planda kalacaktır. Doğru bilgi ışığında, şeffaf bilgiler ışığında toplumun yaptığı değerlendirmelerin biz çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki seçim çok önemli bir kavşak ve bu kavşağa girdikten sonra ülkenin kendisine seçeceği yön gelecek nesillerin nasıl bir Türkiye’de yaşayacağının temel belirleyicisi olacak.
Bizim lügatimizde rövanşizm yok. Bizim lügatimizde yanlışı bir başka yanlışla düzeltmek de yok. Ama ne var bizde? Hukuk devleti var. Dolayısıyla bu dönemin icraatları bağımsız ve tarafsız bir yargı denetiminden ister istemez geçecektir. Bu dönemin icraatları bir idari denetimden geçecektir. Bu dönemin icraatları bir Meclis denetiminden geçecektir. Bu işin zaten tabiatında var. Eğer yaptığınız iş doğruysa, hesap vermeye her zaman hazırsanız; düzgün işleyen denetim mekanizmalarından da kaçmamanız lazım.
Ama hukuk devletine yakışır bir biçimde yapmak lazım. Öyle çivi çiviyi söker, bunlar yıllarca hukuksuzluk yaptı, biz de başka bir hukuksuzlukla rövanş alırız… Bunlar yanlış işler. Hukuk devleti her türlü hukuksuzluğa karşı hukuk içinde kalarak mücadele eden devlettir.
Her partinin genel başkanı zaten o partinin doğal adayıdır. Şu andaki sistemde her partinin genel başkanı o partinin Cumhurbaşkanı adayıdır; parlamenter sisteme geçtikten sonra her partinin genel başkanı o partinin başbakan adayı, bundan daha doğal bir şey yok. Dolayısıyla ben bunu daha önce de söyledim eğer ortak bir Cumhurbaşkanı adayı üzerinde anlaşamazsak DEVA Partisi’nin genel başkanı doğal olarak o partinin Cumhurbaşkanı adayıdır dedim.”