İstanbul Taksim’de yer alan İstiklal Caddesi’nde, 13 Kasım’da terör örgütü PKK/YPG üyesi Ahlam Albashır’ın bıraktığı bombanın patlaması sonucunda 6 kişi hayatını kaybetti, 81 kişi yaralandı.
Dünya çapından taziye mesajları yayınlanan saldırıdan sonra emniyet güçleri, başarılı bir operasyon ile Ahlam Albashır’ı ve saldırıya yardım eden birçok teröristi saatler içerisinde yakaladı.
Bin 200 kamera takibiyle yapılan operasyon, ele geçirilen deliller ve Ahlam Albashır’ın sorgusu, saldırının arkasındaki örgütün PKK ve Suriye uzantısı YPG olduğunu ortaya çıkardı.
Ahlam Albashır’ın itiraflarından sonra terör örgütleri PKK ve YPG, peş peşe açıklamalar yaparak “Saldırı ile alakamız yok, biz yapmadık” iddiasında bulundu.
Amerika’nın ve Kanada’nın güvenlik, uluslararası ilişkiler ve jeopolitik alanlarında uzmanlaşmış düşünce kuruluşu Barış ve Diplomasi Enstitüsü, terör örgütlerinin İstanbul’daki bombalı katliamı neden üstlenmediğini anlatan bir makale yayınladı.
“KORKU” ARTIK İŞE YARAMIYOR
ABD’nin Boston şehrinde yer alan ve 1989’da kurulan Kuzeydoğu Üniversitesi’nde siyaset bilimi doçenti Max Abrahms imzası taşıyan makalede, terör örgütlerinin normalde kendi yapmadıkları saldırıları dahi üstlenerek “korku yayma ve kendini güçlü gösterme” taktiği izlediği ifade edildi.
1970’lerden beri Türkiye ile çatıştığı ve özellikle ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği tarafından da terör örgütü olarak tanımlandığı belirtilen PKK’nın geçmişindeki sivil katliamları da yazıda hatırlatıldı.,
Terör ve güvenlik uzmanı Doçent Dr. Max Abrahms, terör örgütlerinin “Stratejik Terör” adı verilen bir doktrin izlediği, bu doktrine göre “korku” anlamına gelen terör taktikleri kullanılarak, halkı “bezdirme, korkutma ve sindirme yoluyla anlaşma yapmaya zorlamak, bir halka terör taktikleri ile boyun eğdirmek”, örgütlerin ana stratejisi oldu.
Ancak birçok örnekte terör taktikleri, halkı korkutup sindirmek yerine, devletlerine bağlı ve teröre düşman hale getirdi.
Sivil katliamlar ve terör örgütleri amaçlarına ulaşamadı, Türk halkı gibi birçok halk, terörle mücadele politikalarına destek vererek, devletin yanında durdu.
Max Abrahms, Türkiye örneğinde olduğu gibi, terör taktiklerinin “stratejik olarak” bir işe yaramadığını ve halkı korkutmada başarısız olduğunu ifade etti.
TALİBAN TAKTİĞİ: ŞİRİN GÖZÜKMEK
Makalede normal koşullarda “Stratejik Terör” doktrini kapsamında, terör örgütlerinin “Kendi işlemedikleri suçları ve kendi koymadıkları bombaları dahi” üstlendikleri belirtildi.
Terör örgütlerinin eski taktikleri, her bombayı ve saldırıyı üstlenerek, halkta korku yaratmak ve kendilerini “güçlü göstermek” olduğu ifade edildi.
Türkiye dışında özelikle Afganistan’da da sıkça başvurulan bu yönteme en büyük örnek ise Taliban olarak verildi.
Kırgız, Türkmen ve Özbek nüfusun yoğun yaşadığı Afganistan’ın Kunduz vilayetinde 2009’da patlatılan bomba ile komutan Muhammed Kasım Fahim’e suikast girişiminde bulunuldu. 2001’de bölgedeki Taliban güçlerini temizleyen Muhammed Kasım Fahim önemli bir figürdü. Taliban saldırıyı üstlendi. Taliban liderleri, sivil ölümlere rağmen saldırıyı adeta “kutladı”.
Bu, halk nezdinde olumsuz karşılandı.
2020’de Afganistan’ın Celalabad vilayetinde bir hapishaneye bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi. Daha sonra 16 militan hapishaneyi basıp, tutuklu Taliban ve IŞİD mensuplarını serbest bıraktı. Toplam bin 25 mahkum serbest bırakıldı. Taliban, saldırıyı üstlenmediği gibi, yapılan eylemi kınadı ve “Bu tarz eylemleri tasvip etmiyoruz” açıklamasında bulundu.
Somali’de El-Kaide iltisaklı Eş-Şebab terör örgütü de, yüksek sivil ölümlere sebep olan terör saldırılarını hiçbir zaman üstlenmedi ve “kınadı”.
Bunlara ek olarak Afrika El kaidesi, İrlanda Cumhuriyet Ordusu, Sri Lanka’daki Tamil Kaplanları, Hindistan’daki örgütler ve Kolombiya’daki FARC, her daim kendi adlarını kötüye çıkarabilecek saldırılardan “uzak durma” ve “reddiye” politikası izledi.
Max Abrahms, terör örgütlerinin bu yolla halk nezdinde “olumsuz izlenim oluşturmama” amacı güttüğünü ifade etti.
Terör örgütü PKK’nın da aynı taktiği benimsediğini ifade eden terör ve güvenlik uzmanı Max Abrahms, örgütün bu tarz saldırıları üstlenmeme politikası seçtiğini örneklerle sıraladı: Mersin’de polisevine yapılan saldırıyı üstlendiler, Kuzey Irak’ta Danimarkalı bisikletçiyi öldüren bombalı saldırıyı anında reddedip “biz yapmadık” dediler.
MANİPÜLASYON STRATEJİSİ
Teröristlerin bu tarz saldırılardan sonra kendi imajlarını “düzgün yansıtmak” için bu taktiğe başvurduğunu belirten Max Abrahms, bu yolla manipülasyon stratejisi izlendiğini ve terör örgütlerinin kendilerini sivil katliamlardan ayırarak birer “özgürlük savaşçısı” gibi gösterme gayreti içinde olduklarını belirtti.