Bugün 14 Ağustos. Bugün, AKP’nin 22. kuruluş yıl dönümü.
Kasım 2002’de iktidara gelen ve yaklaşık 21 yıldır da kesintisiz şekilde iktidarda olan AKP’nin yönetiminde Türkiye, ekonomide tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor.
Özellikle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilen son 5 yılda Türkiye, kur krizleri ve yüksek enflasyonla karşı karşıya kaldı.
YÜKSEK ENFLASYON VE GIDA SORUNU
Halkın çoğunluğunun güvenmediği TÜİK’in resmi enflasyonu temmuzda yüzde 47,8 olurken, bu oran Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) tarafından yüzde 112,9 olarak hesaplandı.
Ekim 2022’de yüzde 85,5 ile 24 yılın zirvesine çıkan resmi enflasyonun da, önümüzdeki aylarda tekrar bu seviyelere yaklaşması bekleniyor.
Temmuz ayı itibarıyla yıllık gıda enflasyonu yüzde 70,4 olarak hesaplayan Türk-İş, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarının temmuz ayında (açlık sınırı) 11 bin 658,10 TL olduğunu açıkladı.
Bu rakam, daha ilk aydan, zamlı asgari ücret olan 11 bin 402 TL’yi aşmış oldu.
Türk-İş’e göre Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 37 bin 974,10 TL’ye yükseldi.
4 kişilik hanede 2 kişi asgari ücret aldığında bu rakam yoksulluk sınırının yüzde 60’ına ancak denk geliyor.
Türkiye’de nüfusun yaklaşık yüzde 80’lik bölümünün Türk-İş’in açıkladığı yoksulluk sınırının altında yaşadığı tahmin ediliyor.
KUR KRİZLERİ: TL’DE SONU GELMEYEN DEĞER KAYIPLARI
Türkiye ekonomisi son yıllarda sık sık kur krizleriyle karşı karşıya kaldı. Türk lirası, dünya genelinde son yıllarda en çok değer kaybeden para birimleri sıralamasında hep ilk sıralarda yer aldı.
2018 yılına 3,75 seviyesinde başlayan dolar kuru, bugün 27’nin üzerinde bulunuyor.
Mayıs 2023 seçimden önce rezerv satışları, işlem kısıtlamaları, kur korumalı mevduat (KKM) uygulaması ve dövizden TL’ye geçişi zorlayan düzenlemelerle tutulan döviz kurları, seçim sonrasında kademeli olarak “serbest” bırakıldı.
Yüksek cari açık, düşük rezerv ve yüksek enflasyon nedeniyle önümüzdeki aylarda TL’de değer kaybının ve dolar kurunda yükselişin devam etmesi bekleniyor.
DIŞ BORÇ, CARİ AÇIK VE REZERV SORUNU
Seçim öncesinde uygulanan faiz ve kur politikası, cari açığı patlattı.
Haziranda turizm gelirleri sayesinde fazla verilse de 2023’ün ilk yarısında cari denge 36,8 milyar dolarlık yüksek açık verdi. Açığın, kredi büyümesini ve ithalatı
sınırlayan önlemlere rağmen temmuzda yükselmesi bekleniyor.
Derin negatif reel faiz ortamaında yüksek enflasyon ve dolar kurundaki artış beklentisi, başta altın ve otomotiv olmak üzere ithalatı körüklüyor.
Seçim sonrasında artışa geçse de Merkez Bankası’nın (TCMB) swap hariç net rezervi -49,1 milyar dolarla tarihi düşük seviyelere yakın seyrediyor.
Üstelik, TCMB’nin bilançosunda swap ve depo hesabında yaklaşık 45 milyar dolarlık dış borç bulunuyor.
Türkiye’nin dış borcu ise 31 Mart itibarıyla 476 milyar dolarla rekor seviyede bulunuyor. Vadesine 1 yıl ve daha az kalan kısa vadeli borç da 207,4 milyar dolarla tarihi zirvede seyrediyor.
BARINMA KRİZİ
Türkiye, kur ve enflasyon krizleriyle birlikte son yıllarda derinleşen bir barınma kriziyle karşı karşıya.
Konutun yerli ve yabancı sermaye için bir yatırım aracı haline getirilmesiyle birlikte, milyonlarca vatandaş konut kriziyle karşı karşıya kaldı, ev sahipleri ile kiracılar adeta birbirine girdi.
Yabancı zenginler konut satın alarak vatandaşlık alırken, Türk vatandaşları konuta erişemez oldu.
Gayrimenkul Hukuku Derneği (GHD) Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, kira tahliye davalarının, 2022 yılının tamamında 22 bin olurken, bu yılın ilk 6 ayında 47 bine ulaştığını açıkladı.
2023 yılı Mayıs ayı itibarıyla Türkiye genelinde ortalama konut fiyat artış hızı yüzde 103,6 oldu. Konut fiyatlarında son üç yıldaki birikimli artış oranı ise yüzde 546’ya ulaştı.
TCMB rakamlarına göre, 100 metrekare bir konutun ortalama fiyatı, Türkiye genelinde 2 milyon 357 bin TL’ye, İstanbul’da 3 milyon 600 bin TL’ye yükseldi.
YETİŞ YA ARAP!
Hükümet, ekonomik krizden çıkış için çareyi Körfez’deki Arap krallıklarından gelecek dövizde arıyor.
Başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ekonomi yönetimi olmak üzere, birçok hükümet temsilcisi sık sık Körfez ülkelerini ziyaret ederek Türkiye’ye para göndermelerini istiyor.
Son olarak Erdoğan, geçen ay Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’ı kapsayan bir tur düzenlemiş ve çeşitli yatırım anlaşmaları yapmıştı.
Döviz sıkıntısı nedeniyle birçok stratejik varlığın başta Araplar olmak üzere yabancılara satılması planlanıyor.
Tepkilere ve barınma krizine rağmen, gayrimenkul alımı karşılığı vatandaşlık verilmesi uygulaması da devam ediyor.