Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi, Beşiktaş Park’ta gerçekleştirilen basın toplantısında konuştu.
Görev süresinin sonuna kadar başkanlığa devam edeceğini aktaran Ahmet Nur Çebi, “Milletin git demesiyle gidecek adam değilim. Buraya namusumla geldim, namusumla giderim. Sonuna kadar buradayım. Ta ki kongre bana burada işin bitti diyene kadar. Bir başkasının bana git demesiyle gitmeyeceğim. Beyhude uğraşıyorlar, taraftarla aramda hiçbir sorun yok. Taraftarın mutlu olması için her şeyi yapıyorum. Tribünlerde bağırtanlar belli. Bugün onlar yine ortadalar. Bağıranlar da ortada. Canı gönülden bağıranlar başım gözüm üstüne. Takımı destekleyin, maçtan sonra bana ne bağırırsanız bağırın. Yapacaksanız maç sonu yapın. 90 dakika, sporcu odasına girene kadar oyuncuları motive edin. Ben onlar için her şeyi yaptım, yapmaya da hazırım” ifadelerini kullandı.
“YÜREK VARSA…”
Kendisine küfür edilmesine öfkelenen Ahmet Nur Çebi, “Gedson geldiğinde ortalığı yıktınız, mutlu oldunuz. Rachid’le, Rosier’le rakip takım 3-5 kere görüştü. O çocukları biz aldık. Bas parayla bu iş olmuyor. Olsaydı her transfer döneminde transfer şampiyonu, şampiyon ilan edilirdi. Beşiktaş’ın plazasını satarak transfer yapmayacağım. Bana herkes transfer nerede diye bağırabilir, Allah paralar nerede diye bağırmaktan korusun. Bana yaptıklarınızın 10 katını görürsünüz, her şeyi deyin ama küfür etmeyin. Küfür edenlerin Beşiktaşlı olduğuna inanmıyorum. Yeni nesle geçmişteki örflerimiz anlatılmamış. Onlarla kavga etmek istemiyorum. Ben taraftarla kavga eden başkan olmayacağım. Beşiktaşlı hiç kimse başkasının ailesine, çoluk çocuğuna küfür edemez. Ceyhun kardeşimiz de bu dertten gitti. Çünkü sürekli anasına babasına küfür edilen profesyonel bir arkadaşımız. Onun işlerini yükümlendiğim için huzurunuza çıkamadım. Kendisine teşekkür ediyorum, çok önemli transferler yaptı. O da ailesinin baskısıyla bu görevi bırakarak gitti. Yürek varsa küfürü yüzüne gelip karşına alıp edeceksin. Ailemin haberi olmadan evlerini, dairelerini ipotek verdim temiz kağıdı alabilmek için. Bunun da mı hatırı yok?” ifadelerini kullandı.
“KONU BENSEM HER ŞEYİ YAPABİLİRSİNİZ AMA…”
Şov yapmadan işine devam edeceğini söyleyen Ahmet Nur Çebi, şunları kaydetti:
“Son zamanlarda benim ve Beşiktaş üzerinde oluşturulmaya çalışılan yapay bir baskı var. Şov yapmadan, kulübün gerçek sorunlarıyla ilgilenmeye çalışarak zamanı değerlendirmeye çalıştım. Söz konusu Beşiktaş olunca bizim işimizde şov olmadı ve olmayacak. Ben işimin başındayım. Ailem var, sağlık sorunlarım olabilir. İşimle uğraşmak zorundayım. Şirketimde orada bulunmamam nedeniyle maddi olarak zarar gördüğüm bir süreç yaşadım. Ailemi son 2 ayda 10 kere görmedim. Beni televizyonda görmeyince işimin başında olmadığımı düşünüyorlar. Medyada takipçi sayısını arttırarak televizyonlarda yer kapmaya çalışanların saygısızca ifadeleri, benim buradan gitmem için mücadele edenler var. Konu bensem her şeyi yapabilirsiniz ama Beşiktaş’a zarar vermeyin. En zor dönemde gelmiş başkanım. Elektrikleri sönmüş, personel 6 ay maaş alamamış, bir sürü haciz dosyaları gırla giderken girdiğim kulüpten borçların anında ödendiği onurlu, gururlu bir Beşiktaş Kulübü yönetmeye çalışıyorum. Herkes salgın döneminde evinde otururken ben 4 kez kovid oldum. Bu art niyetlilere pabuç bırakmayacağım. Yönetimimi bezdirmek için uğraşanlar var. Buradayım, işimin başındayım. Beni görmediğiniz zaman neler yaptığımı 10-15 gün sonra göreceksiniz.”
RAMOS VE TALISCA HAKKINDA
Siyah-beyazlı kulübün gündemini uzun süre meşgul eden Brezilyalı futbolcu Anderson Talisca ve İspanyol stoper Sergio Ramos’a da değinen Çebi, “Talisca istenmez mi istenir, kulübüne müracaat ettik, cevap hayır. Talisca giderken eleştirmeyenlerin bugün gelmedi diye eleştirmelerini nasıl yorumlayacaksınız? Ramos’la uğraştık, arzu ettik. Kimse sponsor olmak için beni aramadı. Ramos vergilerle yıllık 25 milyon Euro, 2 yıllık 50 milyon Euro’nun üstünde” ifadelerini kullandı.
Milot Rashica transferi sonrasında Galatasaray Kulübü ile yaşanan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) polemiğine de değinen Çebi, “Galatasaray kol saatiyle bizim stadımızı çekerek gönderme yaptı. Sen eğlenirken biz eğlenmeyecek miyiz? Futbolcunun gelişinden sonra video yaptık. Biz de sizin orası gürültülü demişiz ve bir video konulmuş. Burada FETÖ algısı yok. YouTube’dan alınmış bir kalabalık görüntü. Arayın kaldırtın videoyu, konuyu oraya çekmeyin, öyle değil dedik. Size de böyle şey olmayacağını açıklamamızda yazmışım. Çok güzel iletişim yapıyorlar. Futbolcuya da iletişime de harcıyorlar. Son güleni göreceğiz. Gürültülü diye senin stadını koymuşuz oraya. Sen bunu niye FETÖ’ye bağladın?” değerlendirmesinde bulundu.
“İKİ AY MAAŞINI ÖDEMEYİNCE…”
Beşiktaş taraftarından sabır istediğini söyleyen Çebi, kulübü yıldız transferi için ateşe atmayacağını aktararak şunları belirtti:
“20 bin kombine sattık, 10 bin daha satmak için her gün telefon geliyor. Statta belirli boşluklar var. Bu taraftara 20 bin bilet satmaya karar verelim, öğleden sonra bilet bulamazsınız. O biletleri alanlar maça gelmiyorlarsa, devir hakkınızı kullanın. Bilet fiyatlarımız rakiplerin altında ama 500 milyonluk yayın gelirinin 100 milyon dolara düştüğü bu süreçte birileri 1 liralık transferi nasıl 10 liraya yapıyor? Beşiktaş’a hileli hurdalı evrak yapmam. Açık ve şeffaf olacağımın sözü var. Beşiktaş’ı yıldız transfer hevesi için ateşe atamam. İki ay maaşını ödemeyince futbolcunun kontratını feshedip anında ödeme talep etmeye hakkı var. Bu, çok büyük bir risk. UEFA’ya taahhüdümüz var. Üç yıl içinde Beşiktaş’ı zarar etmez hale getireceğiz. Aksi halde Avrupa kupalarından men edileceğiz. Gelirle gideri denk bir kulüp yapmaya çalışacağım. Faizler ve ana borç hariç gelir-gider dengede. Bilançolara bakınca faiz gideri 700 milyona yakın, bu süreçte bana ‘Başkan UEFA bizi 3 yıl men etmiş’ demeyecek misiniz? Türkiye Futbol Federasyonu eğer dürüst ve iyi niyetliyse, evrakları incelediği zaman Ali Koç’un, ‘Ben 10 milyon dolar verdim ama adam buraya 3 milyon dolara imza atmış’ dediğini kale almayacak mı? Bu evraklar çıkarsa küme düşürmeye kadar cezası olduğunu taraftarım biliyor mu? İnanın en doğrusunu yapmaya çalışıyorum. Birkaç hafta sonra duyuracağımız sponsorlukları göreceksiniz.”
“MAÇIN TEKRAR EDİLMESİNİ İSTİYORUM”
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile Pendikspor maçından sonra mektupla yapılan görüşmeye de değinen Çebi, “TFF ile ilişkilerimi makamlara giderek tercih etmiş çözmüş biriyim. Televizyonlara çıkıp bağırmak benim stilim değil. Televizyonlarda kendime hakim olamayabilirim. Bunu ertesi gün TFF Başkanı’na yazmayı kendimce uygun gördüm. TFF’nin bize gönderdiği cevap, evet hata var pozisyon bitmeden hakem bayrağı kaldırmamalıydı şeklinde. Hakeme sordunuz mu acelen neydi, ananın karnında nasıl durdun diye? Hataysa cezasını verdiniz mi, camiadan özür dilediniz mi? O da yok. Orada hata varsa bunun kural hatası olarak kabul edilmesini ve maçın tekrar edilmesini istiyorum. TFF’yle en büyük kavgayı eden başkan benim. Hakemlerin gitmesini isteyen, geri geldiklerinde gelmesinler diyen benim. İyi ki döndüler diyenlerin Trabzonspor maçı sonrası saat 01.30’da bağlanmaları şovdan ibarettir. Geçen sene lig başlarken bağırdılar, tuttu. TFF’ye sesleniyorum, sakın bu hakemlerin gitmesiyle gelmesiyle ilgilenmeyen kulüp başkanlarının açıklamalarına değer vermeyin. Onlara sizin böyle söylemeye hakkınız yok deyin. Bağır bağır 3-5 maç al, penaltı al, alışmışlar…” dedi.
“BEN PES ETMEDEN KAVGA BİTMEZ”
TFF’nin kulüplere çok kolay ceza verdiğini dile getiren Çebi, “TFF’nin yayın geliri 500’den 100 milyon Euro’ya düşmüş. Bize verilen cezalarsa 10 kat. Hakem hatalıdır diyorsun, sonrası yok. Bununla ilgili açıklama yapan yönetici ve kulübe 1 milyon 400 bin ceza kesiyorsunuz. Siz kulüplere para bulmak için oradasınız. Bizimle uğraşana kadar futbolun yayın gelirini arttır sayın başkan. Marka değeri düşüyorsa sizin de payınız var. Yokmuş gibi davranmayın. Hakemlerle kavga ettiysem, onlar hala hakem camiasının içinde görev yapıyorsa bir çuval inciri berbat ediyorsunuz. 10 eski hakem duruyor, onlar zaten benimle sorunlu. Onlar o yenilerin beynini nasıl yıkıyor, sıfırlayın onları dedim. Beşiktaş’a oradan bir hainlik geliyorsa bunun hesabını şahsen çok ağır soracağım. Niyetiniz bu değilse hakemler kendine çeki düzen versinler. Ben Büyükekşi’yle değil TFF’deki kokuşmuş düzenle kavga ediyorum. Kavgayı kaybetmedim. Takımların haklarının korunduğu, hakemlerin maç sonu konuşulmadığı bir düzen istiyorum. Ben pes etmeden kavga bitmez. Bunu kendi tutumumla yapacağım.” şeklinde konuştu.
SALİH UÇAN VE CENK TOSUN’UN SÖZLEŞMELERİ
Salih Uçan ve Cenk Tosun’un sözleşmelerinin uzatılmasıyla ilgili de konuşan Çebi, “Salih’i milli takıma Beşiktaş yükseltti. O zaman Beşiktaş’a da saygı duyulacak. Cenk de benim kıymetlim. Yapılmış sözleşmeler o zaman iyiydi. Sana 5 verdim ama piyasa kötü 3’e düş diyor muyuz, demiyoruz. Kendileriyle birkaç görüşme yapıldı, yol alınamadı. Bugün yarın kendileriyle görüşeceğim. İkisinin de kalması için her şeyi yapmaya hazırım. Onlar Beşiktaş’ın çocuğudur. Salih bu sene çok iyi ve daha da iyi olacak. İkisini de Beşiktaş’ın kaybetmesini istemiyorum.” şeklinde konuştu.
Daha önce yapılan divan kurulu toplantısında ilk seçimde aday olacağını açıklayan eski yöneticilerden Hasan Arat’ın olağanüstü seçim çağrısına da cevap veren Ahmet Nur Çebi, “Bir yıl evvel seçime gittik, herkes seçime girsin dedik kimse yoktu. Seçim bitti sonra toplandılar. Bu yaptığınız yönetimi yıpratmaktır. Sponsorluklarla olan görüşmelere zarar veriyorsunuz. Bankalarla görüşüyoruz, ‘Sen gidecekmişsin’ diyorlar. Bu yapılanlar Beşiktaş’a zarar veriyor. Ben Beşiktaş’ta güvensiz ortam görmüyorum. Yıldız transfer hariç hatamız yok. 22 senedir ortalıkta yoksun. Ağzımı açmıyorum aylardır. Takım kazanıyor ortada yoksun. Ben buraya sana sorup gelmedim. Buraya gelince bu adama hesap sor dedin, hesap sordum. Şimdi o adamın ekibiyle çayda çıra oynuyorsun. Kulüp düzlüğe çıktı, giderken de düzgün bırakacağım. Yanınızda çalışan arkadaşınızla tribünleri idare ediyorsunuz. Yıldırım Demirören’e kızmışsın, Bilgili’yle kavga etmişsin. Fikret Orman’a hesap sor demişsin. Neden aday olmadın? Kaos olmadığı için bu arkadaşlar buraya talipler. Genel kurula gitmem gerekirse giderim. Hodri meydan diye giderim” ifadelerini kullandı. (AA)