Agrobay Seracılık şirketinin, 2017 yılında, gazeteci Çiğdem Toker aleyhine açtığı 1.5 milyon Tl’lik tazminat davası, Yargıtay aşamasında da Toker lehine sonuçlandı. Bayburt Şirketler Gruba çatısındaki Agrobay Seracılık, şirketin kamuoyu önünde küçük düşürüldüğü, kişilik haklarına basın yoluyla saldırıda bulunduğu iddialarıyla dava açmıştı. 2 ay önce sonuçlanan davada Yargıtay, “davalının konuyu aktarır iken kamuoyunun menfaatini gözetme amacı taşıdığı ve halkın haber alma hakkı çerçevesinde basın özgürlüğü kuralları dahilinde hareket ettiği gerekçesiyle” tazminat talebini reddetti.
Çiğdem Toker, T24’teki “Agrobay, benden 1.5 milyon TL talep ettiği davada Yargıtay’da da kaybetti” başlıklı yazısında, davanın aşamalarını şöyle aktardı:
“Bayburt Grubu çatısı altındaki Agrobay Seracılık, altı yıl önce ‘Rusya’ya domatesler de Bayburt’tan’ başlıklı (Cumhuriyet) yazım ile şirketin kamuoyu önünde küçük düşürüldüğü, kişilik haklarına basın yoluyla saldırıda bulunduğum iddialarıyla, 1,5 milyon TL tutarında tazminat davası açtı. O günkü ABD Doları kuruna yaklaşık 410 bin ABD Doları demekti bu. Bugünkü karşılığı ise 11.2 milyon TL.
Bayburt Grubu’nun astronomik tutarda manevi tazminat talep ettiği tek dava bu değildi. Gruba bağlı Şenbay Madencilik şirketi de ‘Tasarruf arıyorsanız metro ihalelerine bakın’ başlıklı yazım dolayısıyla 1,5 milyon TL’lik bir dava daha açmıştı.
Grup, bugünkü dolar kuru cinsinden 22.5 milyon TL para istiyordu benden. Son seçimlerde aktif siyaseti seçen ve halen İyi Parti GİK üyesi olan avukat Sedat Aksakallı’nın şirket vekili olarak açtığı davalarda, şirketlerin kişilik haklarına basın yoluyla saldırıda bulunduğum iddia ediliyordu. Hukuk eğitimi almış bir gazeteci olarak hak arama özgürlüğüne hiçbir itirazımın olması söz konusu olamasa da talep edilen tutarın anormalliği dolayısıyla gözdağı verme, caydırma ve nihayetinde mesleğe yönelik bir baskı niteliği taşıdığını duruşmalarda ifade etmeye çalışmıştım. (Nitekim bu tip davaların sadece Türkiye’de olmadığını, birçok ülkede meslektaşlarımıza açılan ağır davalarla caydırma motivasyonu içeren ‘slapp’ adıyla anıldığını daha sonra öğrendim.)
Şenbay Madencilik şirketinin daha sonra çekileceği Gayrettepe-İstanbul Havalimanı metro hattı ihalesinde para biriminin Euro üzerinden belirlenmesini eleştirmiştim. O davada davacı taraf son duruşmaya gelmedi.
* * *
Agrobay Seracılık şirketinin açtığı davanın konusu ise Rusya ile Türkiye arasında yaşanan ‘uçak krizinin’ kısmen çözülmesinin ardından yeniden açılan domates ihracatı kanalında, söz konusu şirkete öncelik verilmesinin, grubun iktidara yakınlığıyla bağlantılı olabileceği yönünde kulis haberini aktarmam.
Yanı sıra Agrobay’ın bünyesinde yer aldığı Bayburt Grup’taki diğer inşaat şirketlerinin altyapı ihalelerinde, özellikle davet yöntemli olarak büyük bedelli işler almasıyla öne çıktığını vurgulamış ve ‘TCDD’nin davet yöntemiyle verdiği Sapanca-Geyve YHT altyapı/ üstyapı inşaatını 2 milyar TL’ye yapacak olan Özgün Yapı’nın, 3. havalimanını kente bağlayacak 1 milyar avroluk Gayrettepe hattını yapmak üzere Ulaştırma Bakanlığınca seçilen Kolin-Şenbay ortaklığındaki Şenbay’ın, 1.1 milyar TL’lik Rize Havalimanını Cengiz’le birlikte yapmakta olan Aga Enerji’nin de kardeş kuruluşu’ diye ihaleleri listelemiştim.
YARGITAY İSTİNAF KARARINI ONADI
1. Davanın açıldığı Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Aralık 2018’de talebi reddetti.
Ret gerekçesi özetle şöyleydi:
‘Yazıda konu edilen hususla ilgili kamu yararı bulunduğu, yayınlandığı tarih itibariyle güncel olduğu, Türkiye’deki domates üretimi ve domates üretimi ve ticareti ile iştigal eden kişi sayısı nazara alındığında toplumsal ilginin yaygın bir şekilde var olduğu, yazıda veriliş şekli itibarile olayın özü ile biçim arasındaki dengenin korunduğu ve objektif sınırlar içerisinde kalındığı, davalının konuyu aktarır iken kamuoyunun menfaatini gözetme amacı taşıdığı ve halkın haber alma hakkı çerçevesinde basın özgürlüğü kuralları dahilinde hareket ettiği gerekçesiyle…’
2. Karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinafa götürüldü.
1,5 milyon TL’lik tazminat talebi, 25. Hukuk Dairesi tarafından da Haziran 2020’de oybirliğiyle reddedildi.
İstinaf kararının gerekçesi şöyleydi:
‘Davacı şirketin devletten büyük altyapı yatırımları aldığı, kamuoyu ve basında sık sık gündeme getirilen Bayburt Grup bünyesinde bulunması da gözetilerek, domates ihracatı yapacak şirket seçimiyle ilgili şüpheli durumların eleştirildiğinin anlaşılması, usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf kanun yolu başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddine…’
Agrobay şirketi bu kararı Yargıtay’da temyiz etti.
YİNE OY BİRLİĞİ
3. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Ekim 2022’de oybirliği ile verdiği kararla Bölge Adliye Mahkemesi kararını uygun bularak onadı.
Yargıtay kararında, istinaf aşamasındaki karar kastedilerek “‘erilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davacı vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK 370/1. Maddesi gereğince ONANMASINA…’ denildi.
Dava süreci beş yıldan uzun sürse de bu kararın, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün içinde bulunduğu koşullar açısından önem taşıdığı kuşkusuz.”