CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, İstanbul’da düzenlenen Serçeşme Hünkar Hacı Bektaş Veli Festivali’nde, “Bu ülke, bu ülkenin sosyal demokratları, bu ülkenin çağdaş insanları, özgürlükçü, laik insanları, bu ülkenin canları ve onların can yoldaşları tek adama da onun zulmüne de teslim olmayacak ve inanın ki korktuğumuz olmayacak çünkü asla karanlık, aydınlığı yenemez” dedi.
Anka’nın aktardığına göre, CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan adayı Özel, İstanbul’da düzenlenen Serçeşme Hünkar Hacı Bektaş Veli Festivali’ne katıldı. Özel’e CHP milletvekilleri; Gamze Taşçıer, Süleyman Bülbül, Bekir Başevirgen, Umut Akdoğan ve Ulaş Karasu eşlik etti.
Festivalde konuşan Özel, şunları söyledi:
“Alevilerin Milli Mücadele’de verdikleri büyük destek, o günden bugüne yollanan en samimi selamdır”
“Şüphesiz, Hacı Bektaş’a ilgi bugünle sınırlı değil, şüphesiz Hacı Bektaş’ın önemi öyle siyasetle sınırlanacak bir şey değil. Bu topraklarda özgürce yaşamamızın, bayrağımızın dalgalanmasını ve hep birlikte olmamızı Kurtuluş Savaşı’na borçlu olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktıktan; Erzurum’da, Sivas’ta kongreleri gerçekleştirdikten sonra artık Milli Mücadele’nin karargahı ve milli iradenin tecelligahı olacak Ankara’ya gitmek üzere yola çıktığında aklına Selanik’teki bir Bektaşi babasının, ‘Bir gün Anadolu’da bir mücadeleye girersen ve arkanda samimi bir güç istersen uzun yıllardır o topraklarda acı çekmiş, bedel ödemiş Alevilerin yardımını almak için Hacı Bektaş’a gitmelisin, postun başını bulmalısın, Hacı Bektaş’ın başında bir dua okumalısın. Aradığın desteği de muhtaç olacağın kudreti de orada bulacaksın’ dediği kulaklarında çınlar. Kalkar, Ankara’ya gelmeden önce 22 Aralık 1919’da Ankara’ya varışından 5 gün önce kurmaylarıyla birlikte Hacı Bektaş’a varır, duasını okur, postun sahibinden beklediği manevi desteği, hiç ummadığı bir maddi desteği ve yine postun sahibinden Türkiye’nin dört bir yanındaki Horasan erenlerinin, önderlerinin kendisine vereceği desteğin müjdesini alır. O günden sonra Alevilerin Milli Mücadele’de verdikleri büyük destek, bugünkü bağımsızlığın, bugünkü özgürlüğün ve bugünkü kardeşliğin o günden bugüne yollanan en samimi selamıdır.
“Devlet, Alevilere eşit vatandaşlık hakkı borçlu”
Sizler, tarihte olduğu gibi bugün de bu toprakların insanına, birliğine, beraberliğine hizmet için gönlünü birleştirmiş canlarsınız. Pir Sultan Abdal’ın yüzyıllar öncesinden bu topraklara bıraktığı o büyük sözle, ‘Gelin canlar bir olalım’ sözüne bağlı canlarsınız. İşte bu düşünce, bu inanç; türküsünden semahına yaşama kattığınız, her yerde gösterdiğiniz bu güzellikle bu topraklarda eşit vatandaşlık koşullarına bir an önce kavuşmayı bekleyenlerin sesini bir an önce duymalıyız. Türkiye, Alevi-Bektaşi vatandaşların on yıllardır çözülmeyen, adeta yok sayılan sorunlarıyla bir an önce yüzleşmelidir. Türkiye, vicdanlı milyonların oluşturduğu bu büyük vatanımızda vicdanları yaralayan, bir türlü açık seçik ifade edilmeyen bir ayrımcılıkla Alevilere eşit vatandaşlık haklarını hala daha vermemiştir. İbadethanelerinden gündelik yaşamın her bir detayına, Alevi yaşamını devlet eşitlik ilkesiyle tesis etmemiştir. Devlet, Alevilere borçludur, hepimiz Alevilere borçluyuz. Eşit vatandaşlık hakkını borçluyuz. Kamu düzeninden inanç yaşamına kadar insanlık tarihinin bu çok özel inanç grubuna bugün yaşadıkları zorluklardan dolayı utanç doluyuz, borçluyuz, anayasal eşit vatandaşlık hakkının talebi önünde bir kez daha CHP olarak saygıyla eğiliyoruz.
“İsrail; Gazze’de, Filistin’de işgal ettiği topraklar üzerinde yaptığı mezalimle karşımızda”
Filistin ve İsrail arasında yaşananlar her birimizin yüreğini dağlıyor. Eli kanlı bir terör örgütü olan Hamas’ın roket saldırıyla yeniden başlayan çatışmalar bu kez İsrail’in bu teröre devlet terörüyle cevap vermesiyle devam etti. İsrail Gazze’de, Filistin’de işgal ettiği topraklar üzerinde yaptığı mezalimle, küçücük çocukların kanının akmasıyla hepimizin kanını donduran o görüntülerle karşımızdadır.
Biz tarihsel sahiplenişimizle Karaoğlan Bülent Ecevit’in Filistin davasını sahiplendiği gibi, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin davasını sahiplendiği gibi, dinci terör örgütü Hamas’ın Filistin davasını mahkum etmeden, Hamas’ın varlığından duyduğumuz rahatsızlıkla Filistin’in haklı mücadelesini görmezden gelmeden burada doğru bir konumlanmaya ihtiyaç duyuyoruz. Filistin’de olanların her iki taraftan hedef gözetilmeden atılan füzeleri, sivillere karşı işlenen insanlık suçunu gördükçe hala daha içimizde kor gibi yanan ve sönmeyecek o ateşle, Madımak’ın kurbanlarından, Serçeşme’nin dallarından biri olarak ömrünü Madımak’ta bırakmış canımız Aşık Nesimi Çimen’in dizelerini hatırlamak gerekiyor. Şu dünyanın dört bir yanında savaşları, zulmü, ölümü ve ölüm saçan savaş aygıtlarını gördükçe; ‘Nesim der ki ey füze yapanlar, acımasız, zalim cana kıyanlar bırak ey yaşasın bütün insanlar. Barış güvercini uçsun bütün dünyada.’
“Bu ülkenin canları, tek adama da onun zulmüne de teslim olmayacak”
Elbette mutsuzuz, elbette biz öyle bir mayıs ve böyle bir ekim hayal etmemiştik. Vallahi hiçbirimiz de bunu hak etmemiştik ama hepinizden isteğim şudur ki sakın ola omzunuzu düşürmeyin, sakın ola ümidinizi, mücadele azminizi kaybetmeyin. Zira bizim omzumuz düşerse birilerinin avuçlarının içini ovuşturma vakti gelir ama asla avuçlarını ovuşturmasınlar. Bu ülke, bu ülkenin sosyal demokratları, bu ülkenin çağdaş insanları, özgürlükçü, laik insanları, bu ülkenin canları ve onların can yoldaşları tek adama da onun zulmüne de teslim olmayacak ve inanın ki korktuğumuz olmayacak çünkü asla karanlık aydınlığı yenemez.”