Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Yargıtay’da düzenlenen ‘Uluslararası Temyiz Mahkemelerinde Mükemmeliyet İlkeleri ile Karşılaştırmalı Hukuk Açısından Yargıtay’ın Hukuki Çerçevesi Sempozyumu’nda konuştu.
ÜLKE ÇAPINDA İÇTİHAT BİRLİĞİ
Yargıtay’ın verdiği kararlarla toplumda ‘Adalet var’ düşüncesinin yerleşmesine önemli katkı sunacağını belirten Bakan Tunç, şunları söyledi:
– Adil yargılanma hakkının bir diğer unsuru da ülke çapında yaşanan benzer olaylara yargı organlarınca benzer kararların verilmesidir. Aynı olaya ülkenin farklı yerinde makul bir sebep yokken farklı karar verilmesi tarafların adil yargılanma hakkını ihlal edecektir. Aynı zamanda bu durum toplumda adalete olan güveni de sarsacaktır. İşte ülke çapında içtihat birliğini ve tutarlılığını sağlayacak tek merci Yargıtay’dır. Yargıtay’dan, derece mahkemelerinin kendi arasındaki uyumu ve istikrarını sağlayarak toplumdaki adalet duygusunun yerleşmesine içtihatları aracılığıyla katkı sunması beklenmektedir.
GEÇ GELEN ADALET ADALET DEĞİLDİR
– Adil yargılanmanın bir diğer unsuru da makul sürede yargılanma hakkıdır. Klasik ancak yerinde bir tabir olan, ‘Geç gelen adalet, adalet değildir’ tabirini sürekli kullanmaktayız. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edilmemesi çok önemlidir. Esas olan hızlandırılmış yargı değil, adaletin tecellisidir. Adil olmayan ancak hızlı verilmiş bir kararın da anlamı olmayacaktır. Önemli olan en makul sürede adil bir karara ulaşmaktır.
HAKİM VE SAVCI SAYISI ARTACAK
Bakan Tunç ayrıca, istinaf mahkemelerinin iş yükündeki artışın farkında olduklarını, bunun çözümünün de istinaf daire sayılarını ve hakim ve savcı sayısını artırmak olduğunu belirterek, “İstinaftaki gecikme nedeniyle oluşan mağduriyetleri önlemek için gerekli adımları atacağız” dedi.