CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, AKP iktidarının fahiş fiyatların ve stokçuluğun önleneceği yönündeki açıklamalarının yalnızca dilek ve temennilerde kaldığını, çözümden çok algıyla kamuoyu oluşturmaya çalıştığını vurguladı. Gürer, “Bir tek doğru vardır; üreticinin girdi maliyetlerini düşürüp onun ürününün değer bulmasını sağlayacak şartları yaratmaktır. Nakliyenin maliyetini, mazotun fiyatını düşürmeden, sulama suyunda kullanılan elektrik faturalarını aşağı çekmeden, gübrenin tohumun fiyatını düşürmeden sorunlar çözülmez” dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de yaptığı açıklamada AKP iktidarının sürekli olarak fahiş fiyat artışları ve stokçuluktan söz ettiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“BURADA YAMAN ÇELİŞKİ VAR”
“Stokçulukla ve fahiş fiyat artışıyla ilgili cezalar kamuoyu gündemine geliyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, stokçulukla ilgili cezaların alt ve üst limitinin artacağını, bu şekilde stokçuluğun önleneceğini söylüyor. Burada yaman çelişki var; devlet yakın bir zamanda lisanslı depoculuk diye ‘üretene ürettiğin ürünü gel depola ben sana kredi vereceğim’ dedi. Lisanslı depoculuk 42 ilde hayata geçirdi. Bu 42 ilde üreten götürüp lisanslı depoculuğa ürününü koyuyor, bunun karşılığında kredi alıyor, fiyatlar olgunlaştığında ürününü satıyor. O zaman burada bulunan ürünler stokçuluk mu olacak. ya da mevsimsel olarak hasadı yapılan ürünlerin bir bölümü depolara konulur, belli aralıklarla ürününü piyasaya sunuluyor. Şimdi bu üretici stokçuluk mu yapmış oluyor?
“FAHİŞ FİYAT ARTIŞIYLA İLGİLİ DÜZENLEMEYİ 10 YILDIR KONUŞUYORLAR; NEDEN BU KONUDA SONUÇ ALAMIYORLAR?”
Fahiş fiyat artışıyla ilgili düzenlemeyi 10 yıldır konuşuyorlar; neden bu konuda sonuç alamıyorlar? Serbest piyasa ekonomisi denilen piyasanın kendisinin fiyat belirlediği bir yerde buna benzer açıklamalarla neyi nasıl düzelteceksiniz? Bir tek doğru vardır; üreticinin girdi maliyetlerini düşürüp onun ürününün değer bulmasını sağlayacak şartları yaratmaktır. Nakliyenin maliyetini, mazotun fiyatını düşürmeden, sulama suyunda kullanılan elektrik faturalarını aşağı çekmeden, gübrenin tohumun fiyatını düşürmeden sorunlar çözülmez.
“ÇÖZÜMDEN ÇOK ALGIYLA KAMUOYU OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Rafta ürün fiyatıyla ilgili söylenenler yalnız dilek ve temennilerde kalır ki tüketicinin mağduriyeti bundan sonra da devam eder. Önlem alınacaksa işe ilk aşamada üretim aşamasına bakılmalı, o noktada sorunlara çözüm aranmalı. Son noktada aranan çözümle bu sorunlar çözülmez. Yanlış yerden işe başlıyorlar. Çözümden çok algıyla kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Bu da ne yazık ki fiyat artışını durduramaz, fiyat artışları devam eder. Üretim noktasında üretene destek şarttır.”
“ET VE SÜT ÜRÜNLERİNİN RAFLARDAKİ ARTAN FİYATINDAN ÜRETİCİ YETERLİ FAYDAYI SAĞLAYAMADI”
CHP’li Gürer, yaptığı yazılı açıklamada da et ve süt üretiminde sorunların arttığını, et ve süt ürünlerinin raflardaki artan fiyatından besici ve süt inekçiliği yapanların yeterli faydayı sağlayamadığını belirtti. Gürer, et ve süt ürünleriyle ilgili fiyatlar sürekli artarken bunun üreticiye yansımadığını ve bu nedenle de hayvancılık sektöründe de kriz yaşanacağını kaydetti. Gürer, “Tavuk ve yumurtada da benzer sorunlar var. Tüketici pahalı ürün alıyor ama bundan üreten pay almıyor. Bir litre süte 1,5 kilogram(kg) yem, bir kg karkas ete 25 kg yem, bir kg tavuk eti ile 3.5 kg yem alınamaz ise üreten de ayakta kalamaz” diye konuştu.
“YEM BAŞTA OLMAK ÜZERE GİRDİ MALİYETLERİNİ DÜŞÜRÜCÜ ACİL ÖNLEMLER İKTİDAR TARAFINDAN ALINMALI”
Türkiye’nin yılda 12,5 milyon ton yem ithal edildiğini, yemde dışa bağımlılığın ülkedeki hayvancılığı da risk altına aldığını belirten Gürer, bu nedenle gerek çiftçinin gerek besicinin gerekse de süt inekçiliği yapanların refahını sağlayacak, onların kredisini ödeyebileceği gelire dönüştürecek destek verilmezse sıkıntının büyüyebileceği uyarısında bulundu. Büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı hayvan yetiştiricilerinin artan maliyetlere yetişemediğini söylediklerini ifade eden Gürer, özellikle kırsalda küçük aile tipi işletmelerde sıkıntının arttığını ve yem başta olmak üzere girdi maliyetlerini düşürücü acil önlemlerin iktidar tarafından alınması gerektiğini vurguladı.
“ÜRETEN, TÜKETEN AYNI ANDA ZOR DURUMDA İSE ÇÖZÜMÜ İKTİDAR ÜRETMEK ZORUNDADIR”
Hayvan ithal eder duruma düşmemek için buzağı ölümlerinin önlenmesini, desteklerin artırılmasını isteyen Gürer yumurta ve tavukta da sorunların yem nedeni ile yaşanmaya başladığına dikkat çekti. Gürer, tavuk eti fiyatının kırmızı ete yetişmek üzere olduğuna, vatandaşın tavuk eti dahi alamaz hale geldiğine değindi. Gürer, üreticinin de artan maliyet ile tavuk işinden kazanamaz duruma düştüğünü söyleyerek “Üreten, tüketen aynı anda zor durumda ise çözümü iktidar üretmek zorundadır” dedi.
“GİYDİREN VE DOYURAN BİR SEKTÖR OLAN TARIMIN HİÇBİR DÖNEM BU KADAR SORUNLU OLMADI”
Gürer, 14 Mayıs’ın Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu (IFAD) tarafından, 1984 yılında alınan kararla Dünya Çiftçiler Günü olarak kutlandığını ancak Türkiye çiftçisinde AKP iktidarının kutlama yapacak takat bırakmadığı için bugünün anlamına uygun kutlanamadığını da söyledi. Çiftçi, besici, süt inekçiliği yapanın zor süreç yaşadığını belirten Gürer, giydiren ve doyuran bir sektör olan tarımın hiçbir dönem bu kadar sorunlu olmadığını ifade etti. Gürer “Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, ‘Milli ekonominin temeli ziraattır’ dediğinde ülkemiz 6,5 milyon hektarda tarım yapılırken onun liderliğinde başlayan tarım hamleleri sonucunda 1950 yılına 25 milyon hektara erişildiğini anımsattı.
“AKP İKTİDARLARININ ÇİFTÇİLİK MESLEĞİNİ DE KAYBOLMAYA YÜZ TUTMUŞ MESLEKLER KATEGORİSİNE SOKTU”
Tarımda son 20 yılda uygulanan yanlış politikalar ile tarım alanları, çiftçi sayısı azalırken Türkiye’nin ithalatçı bir ülke durumuna geldiğini söyleyen Gürer, çiftçilere, üreticilere, besicilere, süt inekçiliği yapanlara gerçek anlamda fayda sağlayacak destekler verilerek sorunların aşılabileceğini ifade etti. Gürer, AKP İktidarlarının çiftçilik mesleğini de kaybolmaya yüz tutmuş meslekler kategorisine soktuğunu da söyledi. Son 10 yılda 1 milyondan fazla çiftçinin tarımdan uzaklaştığını, tarım alanlarının da sürekli daraldığını belirten Gürer, bunun nedeninin, AK Parti’nin ‘yanlış tarım politikalarından kaynakladığını ifade etti. Gürer, “Ziraat Odası verilerine göre ise Çiftçi Kayıt Sistemi’nde (ÇKS) 700 binden fazla kişi kaydını sildirmiştir. Öte yandan tarım alanları da sürekli daralmaktadır. 5 milyon hektar tarım arazisinde artık tarım yapılamaz duruma gelmiştir” dedi.
“SEÇİMLER İLE SANDIKTA BU İKTİDARI GÖNDERİP YENİDEN ÇİFTÇİLİĞİN ÜLKEMİZDE AYAĞA KALKACAĞINA OLAN İNANCIMI YİNELİYORUM”
Gürer, yaşanan sorunların çözümünün uygulanan yanlış tarım politikalarından vazgeçmek olduğunu işaret ederek, “14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü sorunların katladığı bir sürece denk geldi. Bir yılda yüzde 342 artan gübre ve tüm girdilerde yüzde 200 aşan zamlarla çiftçilik yapılamaz duruma düşürüldü. Kırsalda sorun özellikle küçük aile tipi işletmelerde arttı. Yetersiz taban fiyatlar, artan girdiler ile çiftçilik tarihinin en sorunlu dönemini yaşıyor. Bu böyle gitmez. Seçimler ile sandıkta bu iktidarı gönderip yeniden çiftçiliğin ülkemizde ayağa kalkacağına olan inancımı yineliyorum” diye konuştu.
GÜRER’DEN 14 MAYIS DÜNYA ÇİFTÇİLER GÜNÜN’NE ÖZEL VİDEO
Ayrıca, Gürer, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’ne özel “AKP iktidarının yanlış tarım politikalarının ülke tarımını getirdiği noktayı bir de çiftçilerden dinleyin” notu ile bir video hazırladı. Videoda, Gürer’in dertlerini dinlediği çiftçilerin, besicilerin “geçinemiyoruz” isyanları yer aldı. Videonun sonuna da Gürer, bugüne kadar çiftçilerin sesi olduğu, bundan sonra da yanlarında olmaya devam edeceği notunu düştü.