İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, esnaf ziyareti için bulunduğu Karaman’da yurttaşlara seslendi.
“Esnaf dükkanları Türkiye’nin özetidir. O esnaf dükkanlarının içinde Türkiye vardır. Türk milleti vardır. Ve Türkiye’nin gerçek dertleri vardır” diyen Akşener, “Uzun bir zamandır sizin derdiniz konuşulmuyor. Sizin derdiniz konuşulduğu takdirde, çözüm üretmek lazım. Çözüm üretmek için; beş maaşlı 10 maaşlı israf abidesi, yan gelip yatan, kifayetsiz muhteris, pudra şekerci danışmanların işten çıkarılması lazım. Elbette haram olsun zıkkım olsun” ifadelerini kullandı.
“SİZ KİMSİNİZ, KIYMET-İ HARBİYENİZ YOKTUR”
Akşener’in konuşmasından öne çıkan satırlar şu şekilde:
“Bugün aranızda olmanın benim için başka bir anlamı var. Hem Türkçe’nin başkentindeyim, hem de anamın şehrindeyim. İki heyecan bir arada. Dediğim gibi, Karamanoğlu Mehmet Bey’i rahmetle, minnetle, şükranla anıyorum. Allah onlardan bin kere razı olsun.
Uzun bir zamandır esnaf esnaf, ilçe ilçe, il il geziyorum. Esnaflarımızı il il, ilçe ilçe gezme nedenim şudur: Çünkü esnaflarımız için müşteri velinimettir. Ve hizmet üzerinden; daha iyi hizmet verebilmek üzerinden, daha iyi mal satabilmek üzerinden rekabet ederler. Ama çok uzun bir zamandır, maalesef Türkiye’de seçmen velinimet olmaktan çıkmıştır. Yani siz kimsiniz kıymet-i harbiyeniz yoktur.
“ESNAF DÜKKANLARI TÜRKİYE’NİN ÖZETİDİR”
“Seçime yakın değerlerimiz üzerinden, inançlarımız üzerinden, hayat tarzlarımız üzerinden birbirimizin karşısına dikilip, birbirimizle düşman edilip, ondan sonra da ‘ceketimi assam seçilirim’ sistemi üzerinden bir siyaset uygulanıyor Türkiye’de, uzun bir zamandır.”
“Halbuki o esnaf dükkanlarının içinde sanayicinin ürettiği malı buluyorsun, sanayicinin ürettiğini, kim üretiyor, işçi üretiyor. Yani işçinin alın terini görüyorsun. O dükkanların içinde, o malı satan asgari ücretli çalışan, istihdam edilmiş kardeşlerimiz var. Onlar da müşteriye hizmet edenler. Sonra o dükkanların içinde müşteri olarak gördüklerimiz var. Çiftçiyi, elma üreticisini, buğday üreticisini, besiciyi, işsiz gencin anasını, atanamayan öğretmeni, çalışmış 92 puan almış, ama bunun karşılığında mülakatta elenmiş; 58 puanlı ayısı olan, dayısı olan gencin atandığı, umutsuz çocukların kendisini ya da anasını görürsünüz.”
“Dolayısıyla, o esnaf dükkanları Türkiye’nin özetidir. O esnaf dükkanlarının içinde Türkiye vardır. Türk Milleti vardır. Ve Türkiye’nin gerçek dertleri vardır. Uzun bir zamandır sizin derdiniz konuşulmuyor. Sizin derdiniz konuşulduğu takdirde çözüm üretmek lazım. Çözüm üretmek için beş maaşlı 10 maaşlı israf abidesi yan gelip yatan, kifayetsiz muhteris, pudra şekerci danışmanların işten çıkarılması lazım. Elbette haram olsun zıkkım olsun.”
“HARAM ZIKKIM OLSUN SARAYDA OTURANLAR”
“Eğer o dükkanların içindeki hayatların dertlerini duyar ise, biraz evvel buraya gelirken Çumra’da durduruldum. Bir besici kardeşim ağlayarak dedi ki ‘anaları kesmeye gönderiyoruz.’ Yani gebe inekleri kesmeye gönderdiğini söylüyor. Ayıptır be günahtır. Diyor ki ‘hiçbir destek olmadı ama buna karşılık o zamlar neticesinde bir lira zam geldiyse 30 lira yeme gelen zam sebebiyle ben bizim gibiler anaları yani gebe inekleri kesime gönderiyoruz.’ Bunu duyduğunuz zaman çözmek zorundasınız. Çözmek zor iş. “
“O zaman Türk Telekom’un 24 milyar lirasını Haririlerin cebine koyamazsınız. EYT’lilerin meselesini çözmek zorunda kalırsınız. Atanamayan öğretmenlerin derdiniz çözmek zorunda kalırsınız. Buğdayına ekme ayında yani ilk başta ekildiği zaman gübre atamayan çiftçimizin ‘bari nisan da atalım, bize destek olsun’ dediği gübreyi ücretsiz çiftçinin eline vermek zorunda kalırsınız. Ama o zaman beş müteahhidinizin vergisini silemezsiniz. Bir ağızda silinen verginin karşılığı o gübrenin bedava çiftçiye verilmesi demektir. Hariri’nin cebine konulan 24 milyar lira ile bir yıl boyunca 15 milyon 100 bin ilkokuldan lise sona kadar olan öğrencilerimize sabah kahvaltısı ve öğle yemeği verirsiniz. Ama o çocukları biliyor musunuz? Okula aç giden öğrencilerimiz, çocuklarımız var bizim. Yazıklar olsun sarayda oturanlar. Haram zıkkım olsun sarayda oturanlar.”
“ASGARİ ÜCRETTE YENİ ZAMLARA GÖRE GÜNCELLENMELİDİR”
“Eğer siz, sizin o dükkanların içindeki hayatları dinlerseniz o hayatların dertlerine çözüm üretmek zorunda kalırsınız. Emekliyi söyleye söyleye 2 bin 500’e getirdiler. Halbuki emekli maaşının en düşüğü asgari ücret kadar olmalıdır. Asgari ücrette yeni zamlara göre güncellenmelidir. Siz bu ülkenin en önemli, kıymetli insanlarını; gençlerini ve emeklilerini açlığa, yokluğa, umutsuzluğa mahkûm ederseniz o 500 milyon dolarlık uçaklarda gezmeniz haramdır haram. Kul hakkıdır, kul hakkı.
Af istiyoruz, adil yargılanmadık, herkes ikinci bir şansı hak eder. Adil yargılanma hakkı ihlali vardır. Bütün bu dertlerin konuşulması yerine birbirimizin farklılıklarıyla dövüştürülmüş olduğumuz bu harami düzeni birlikte yıkıyoruz, sandıkta yıkıyoruz, helal oylarınız yıkıyoruz, demokrasiyle yıkıyoruz.”
“BU HARAMİ DÜZENİ YIKACAĞIZ”
“Bütün bu dertlerin konuşulması yerine komşunun komşunun karşısına dikilip, birbirimizin farklılıklarıyla dövüştürülmüş olduğumuz bugüne kadar o düzeni, bu harami düzeni birlikte yıkıyoruz. Sandıkta yıkıyoruz. Helal oylarımızla yıkıyoruz. Demokrasi ile yıkıyoruz. Nasıl bu kardeşimin, nasıl buradaki arkadaşımın müşterisi velinimetse seçmen de velinimet olmalıdır. Siyasetçiyi karşınızda resm-i tazim (saygı göstermek) durduracaksınız. El ele vereceğiz ve bu harami düzeni yıkacağız.”