Uluslararası Futbol Ekonomi Forumu’nun gerçekleştirdiği ‘Süper Lig’in En İyileri Ödül Töreni’nde, Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu açıklamalarda bulundu. İşte o sözler…
Transferde sıkıntılar yaşadık. Farklı nedenler vardı. Bunların en önemlisi ekonomikti. Talip olduğumuz oyuncuların, neredeyse tamamının talep ettikleri ücretler karşılayabileceğimiz rakamlar değildi. Dolayısıyla orada bir süre kaybı oldu. Transfer döneminin sonuna doğru ancak 3 oyuncu, ödeyebileceğimiz rakamlara gelince sözleşme imzalamak mümkündü.
Transferdeki sıkıntının bir diğer önemli faktörü, UEFA Uluslar Ligi. Ne kadar gerekli, ne kadar gereksiz tartışılır. Zaten zaman zaman tartışılıyor. 11 oyuncuyu Uluslar Ligi’ne gönderdik. Hazırlık döneminde hiçbiri yoktu. Transfer ettiğimiz 4 oyuncu ilk hazırlık dönemine yetişemedi. Sıkıntı yaşadık orada.
Geçen sezona iyi başlamamızın önemli faktörlerinden birisi, oyuncuların neredeyse tamamına yakını kampın ilk gününe yetişti. Lige de hızlı başlamıştık.
Arzu ettiğimiz sonuçları alamadık, kabul ediyorum. Şampiyon olarak ligi bitirdik ama Şampiyonlar Ligi’ne ön eleme oynadık, ilk defa bizim başımıza geldi. Playoffu da kaybedince Şampiyonlar Ligi’ne katılamadık. Orası farklı bir platform, farklı bir vitrin. Herkes orada olmak istiyor. Psikolojik bir sıkıntı yaşadı oyuncularımız. Kendileri de bunu ifade ettiler.
Taraftar her zaman haklıdır. Özellikle Trabzon’da kutlamalarda stada 50-60 bin kişi geliyor. 20 saat sonra 1100 kilometre uzakta Olimpiyat Stadyumu’nda son maçı oynadık. 80-90 bin seyirci yine stadyumda. Bunun dünyada eşi benzeri yok. Bir takım stadyuma 130 bin seyirci çekebiliyor. Bu kadar özverili, bu kadar bağlı insanlar. 1.5 milyar insan kutlamaları gıptayla izledi. Bu seyirci, her zaman taleplerinde haklıdır.
Taraftarın beklentisi şu. Bir noktaya geldiniz, başarılı oldunuz. 1 adım ötesini istiyor. Geldiğiniz yerde durduğunuz zaman çektiğiniz acının, gözyaşının hiçbir anlam ifade etmediğini görürsünüz.
Bizi bu taraftar buraya getirdi. Taraftarla beraber geldik ama beklentileri karşılayamadık.
Sıkıntılı bir başlangıç yaptık. Geldiğimiz nokta ise o kadar sıkıntılı değildi. 45 gün sürecek bir ara vereceğiz. Normalde devre arasında transfer dönemi de oluyordu. Devre arası kasım, transfer penceresi ocak ayında. Ligin ikinci yarısında alacağınız oyuncularla hazırlık kampı şansınız da yok. Enteresan bir süreç. Milli takıma gidenler nasıl geri dönecek.
45 günlük ara nasıl değerlendirilecek? Dünya Kupası’ndan sonra lig yeniden başlayacak ve kartlar yeniden dağıtılacak. Bizim önümüzde 4 kupa var. Lig, Türkiye Kupası, Süper Kupa ve Konferans Ligi. 4 kulvarda yolumuza devam ediyoruz.
HOCA TARTIŞILMAZ!
Hoca eleştirilebilir. Oyun sistemini, değişikliklerini eleştirebilirsiniz ama hoca tartışılmaz, hoca tartışılmaz! Takımı, uzun süre sonra şampiyon yapan hocanın tartışılmasını doğru bulmam. Değişikliği sevmem. Devamlılık esastır.
Yanlışları, hataları, eksikleri düzelte düzelte devam edersiniz. Her değişiklik yeniden yapılanmayı getirir, sıkıntıları vardır. Hoca eleştirilebilir. Puan kaybı olan veya zor geçen maçlardan sonra karşılaşıyoruz ama hocayla devam edeceğiz.
Geçen sene 20 milyon euro ile başladık. 25 milyon euro ile bitirdik maaş bütçesini. Bu sene tabii çıtayı biraz aştık. 33-34’lere kadar çıktı maaş maliyeti. Bu hiçbir şekilde mevcut gelirlerle karşılanabilecek değil. Sponsor geliri, naklen yayın dibe düştü, ürün satışları ve oyuncu satışı. Ya oyuncu yetiştirip satacağız, ya oyuncu geliştirip satacağız. Her sezon 1-2 oyuncu.
Şampiyonlar Ligi’ne gitseydik 24 milyon euro alacaktık. Avrupa Ligi, elde edilen 3 galibiyetin geliri ve Avrupa Ligi’ne katılım, Şampiyonlar Ligi de dahil 14 milyon euro aldık. Kaybımız 10 milyon euro. Biz o açığı Ahmetcan’ın Ajax’a satışıyla karşıladık, 9.5 milyon euro’ya sattık. Oyuncu satışının ne kadar önemli olduğu açık ve net.
Süper Lig kulüpleri 2016/17’de galibiyet alınca 800 bin euro gelir elde ediyordu. Bugün 125 bin euro’ya kadar gerileme var. Naklen yayından yüzde 80 oranında azalma var.