Emlak piyasasında artan fiyatlar, kiracı ve ev sahipleri arasında oluşan gerginlikler daha önce çok üzerinde durulmayan “tahliye taahhüdü” konusunu gündeme getirdi.
Doç. Dr. Umut Yeniocak, tahliye taahhüdünün hangi durumlarda geçerli olduğuna ve nelere dikkat edilmesi gerektiğine ait soruları cevapladı.
Yeniocak, ayrıca herkes tarafından bilinmeyen, kira sözleşmesinde ismi yazılı olan eşin tek başına tahliye taahhüdü veremeyeceğini, her iki eşin de imzası bulunmayan tahliyenin gerçekleştirilemeyeceğini söyledi.
TAHLİYE TAAHHÜDÜ NEDİR?
Açıklamalarına tahliye taahhüdünün ne demek olduğunu anlatarak başlayan Doç. Dr. Umut Yeniocak, “Tahliye taahhüdü kiracının, kira konusu konut ya da iş yerini belirli bir tarihte tahliye edeceğine ilişkin yazılı bir beyanda (taahhütte) bulunması demektir” ifadesini kullandı.
TAHLİYE TAAHHÜDÜNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR NELERDİR?
Tahliye taahhüdünün mutlaka yazılı olması ve kiracının imzasını taşıması gerektiğini vurgulayan Dr. Umut Yeniocak, birden fazla kiracı varsa tahliye taahhüdünü bütün kiracıların imzalaması gerektiğini de hatırlattı.
Umut Yeniocak, tahliye taahhüdünün, hangi sözleşme çerçevesinde hangi konut ya da işyerinin tahliye edileceğinin açıkça anlaşılır şekilde yazılmasını gerektiğini belirtirken, ayrıca belgenin geçerli olması için dikkat edilmesi gereken hususları şu şekilde sıraladı…
– Tahliye taahhüdü, herhangi bir şarta bağlı olmamalıdır.
– Taahhüt edilen tahliye tarihi yazılı olmalıdır.
– Taahhüdün düzenleme tarihi, kira sözleşmesinden sonraki bir tarih olmalıdır. Kira sözleşmesinden önce ya da sözleşmeyle aynı tarihteki taahhüt geçersizdir.
– Tarih kısmı boş olan tahliye taahhütlerinin ev sahibi tarafından sonradan doldurulmasını Yargıtay, hukuka uygun görmektedir. Ancak, taahhüdün hileyle ya da baskı altında imzalandığını iddia ve ispat ederek geçersizlik iddiasında bulunmak her zaman mümkündür.
KİRALANAN YERİN AİLE KONUTU OLMASI SONUCU DEĞİŞTİRİR Mİ?
Dr. Umut Yeniocak, kiralanan yerin aile konutu olması hâlinde, kira sözleşmesinde ismi yazılı olan eşin tek başına tahliye taahhüdü veremeyeceğini söyledi.
Her iki eşin de imzası bulunmayan tahliye taahhüdüne dayanılarak aile konutunun tahliye edilemeyeceğini ifade etti.
KİRACI, TAAHHÜT ETTİĞİ TARİHTE TAHLİYE ETMEZSE SÜREÇ NASIL İŞLER?
Umut Yeniocak, tahliyenin yapılabilmesi için gerekli olan süreçlere de açıklık getirdi.
Yeniocak, “Taahhüt edilen tarihten itibaren bir ay içinde tahliye talebiyle icra takibi başlatılmalı ya da doğrudan tahliye davası açılmalı. Bu süre kaçırılırsa, tahliyeye ilişkin talep hakkı düşer” diye konuştu.
Yeniocak, Bir aylık dava açma süresinin içinde kiracıya bildirimde bulunularak dava açılacağı ihtar edilirse, dava açma süresi o kira yılı boyunca uzamış olur bilgisini de paylaştı.
KİRACI TAHLİYEYE İTİRAZ EDERSE NE OLUR HANGİ MAHKEMELERE BAŞVURULMALI?
Son olarak, kiracının tahliyeye ne şekilde itiraz edebileceği hakkında da bilgiler veren Yeniocak, “Kiracı, icra müdürlüğünden gönderilen tahliye emrine itiraz ederken tahliye taahhüdündeki imzanın kendisine ait olmadığı ve/veya taahhüdün düzenleme tarihinin doğru olmadığı yönünde bir itirazda bulunursa ve taahhüt noterde yapılmamışsa, ev sahibi sulh hukuk mahkemesinde dava açmak zorunda kalır. Bu durumda süreç uzar. Bu dava yaklaşık iki yıl sürebilir” dedi.
Yeniocak, şöyle konuştu:
“Ancak kiracı, taahhüt metnindeki imzaya ya da tarihe itiraz etmemişse, bu itirazın kaldırılması için icra mahkemesinde dava açılmalıdır. İcra mahkemesinde açılan bu davada şekli bir inceleme yapıldığı için süreç hızlıca sonuçlanır.”