İngiliz dağcı George Mallory ve arkadaşı Sandy Irvine, 1924 yılında Everest’e üçüncü tırmanışlarında ortadan kaybolmuştu.
Mallory’nin cesedi 1999’da bulunmuştu ancak Irvine’in cesedine ise hiçbir zaman ulaşılamadı.
Sandy Irvine (Soldaki) – George Mallory (Sağdaki)
CEKETİNİN CEBİNDEN ÇIKMIŞ
Mallory’nin, eşi Ruth Mallory’e tırmanma girişimleri sırasında yazdığı mektuplar ise 100 yıl sonra mezun olduğu okul Cambridge Magdalene Kolej tarafından paylaşıldı.
Okul tarafından yapılan açıklamada, bu mektupların 1999’da cansız bedeninin bulunmasının ardından ceketinin cebinden çıktığı belirtildi.
Okulun arşiv görevlisi Katy Green, Mallory’nin mektuplarının Birinci Dünya Savaşı sırasındaki izlenimleri ve 1923’teki ABD ziyareti de dahil olmak üzere birçok konuyu içerdiğini ifade etti.
Green şunları söyledi: “Onlara baktığınızda, heyecan verici olan şeyin, mektupla, o kişiyle doğrudan bağlantı kurmanız olduğunu görüyorum. Seslerini duyabiliyorsunuz, evliliklerine, küçük tartışmalarına ve her şeye dair küçük bir anlık görüntüye sahip oluyorsunuz. Yani bunu sizin için açıklaması gereken bir tarihçiye ihtiyacınız kalmıyor”
Mallory’nin son mektubunda, sağlık sorunlarına ve tırmanışın ekip üzerindeki duygusal yükünün ayrıntılarına yer verdiği belirtildi.
Mektuplar Mallory’yi yakından tanıyan Lytton Strachey, Rupert Brooke ve Robert Graves gibi diğer aydınların hayatlarına da değiniyor.
“SEVGİLİM, BU ÇOK HEYECAN VERİCİ BİR İŞ”
1921’de Everest Dağı’na keşif gezisi sırasında yazdığı bir mektupta ise Mallory, eşi Ruth’a şöyle diyor: “Sevgilim bu tamamen heyecan verici bir iş, beni nasıl etkilediğini ve nasıl bir umut olduğunu sana anlatamam. Ve tüm bunların güzelliği karşısında söyleyecek söz bulamıyorum.”
Green mektupları, “Tüm mektupları okuyunca, onların hayatlarına biraz kapılıyorsunuz. Ve ‘Ah George gitme!’ diye düşünüyorsunuz. Öleceğini biliyorsunuz” diyerek anlattı.
Mallory’nin ölümünden birkaç gün önce Ruth’a yazdığı son mektupta da “50 kişi bize karşı ama yine de bir vuruş yapacağız ve kendimizi gururlandıracağız. Sana büyük sevgiler. Seni her zaman seveceğim, George.” yazıyordu.